Sihirli değnek
Bir tarafta Lefkoşa’nın rezil durumu...
Diğer yanda ‘domuz gribi’...
Anasatiades’e ‘kuzu görünümlü kurt’ yakıştırması bir tarafta...
Medyanın tetikçiliği, skandalları ortada...
Kriminal olayların artışı, çeşitlenmesi bir dert...
Ekonomi kötü.
Piyasa durgun.
Borçlar artmakta.
İşsizlik yükselmekte.
Göç süratlenmekte.
Ve daha yığınla sosyal dert...
Bir ‘sihirli değnek’ lazım bize galiba...
Sahi, bir ‘sihirli değnek’ verseler elimize, neleri değiştirmek isterdik?
Siz, neyi değiştirirdiniz öncelikle?
Nereden başlardınız değiştirmeye?
**
Bir ‘sihirli değnek’ olsa elimde, önce yüreklere dokunurdum ben...
‘Kin’i yok ederdim oradan...
Gözü kör eden ‘hırs’ları da...
‘Sevgisiz’ tek bir insan bırakmazdım dünyada...
Annesiz, babasız...
Dostsuz, sevgilisiz...
Sokakta dilenen insan olmazdı.
Hayatını kazanmak için vücudunu satmak zorunda kalan da...
Sihirli değneği ‘kötü’lere dokundurur, gencecik insanları zehirleyen uyuşturucu baronlarını ‘mum’ ederdim bir güzel...
Yolda giden otomobillere dokunurdum sihirli değneğimle, kazasız gitsinler gidecekleri yere diye...
Çaresiz hastalıkları yok ederdim vücutlardan... Ya da çare bulurdum, ilaç icat ederdim hastaları iyileştirecek...
**
Doğaya dokunurdum bir de...
Yağmalanan, hoyratça kullanılan, betonlaşan arazilere ‘doğal’ şekil verirdim, eskisi gibi...
Her canlının neslini koruyabileceği bir ortam sağlardım değneğimle...
İnsanın beynine dokunurdum bir de... Doğanın yaşam olduğunu hiç unutmasın, hep hatırlasın diye...
Ve dokunmuşken o hassas organa, ‘savaş’ fikrini, ‘yoketme’ arzusunu söküp atardım beyninden insanoğlunun...
‘Barış’ tohumları ekerdim sihirli değnekle oraya...
**
Hazır sihirli değneği bulmuşken, ‘lokal’ dokunuşlar da yapardım, ‘evrensel’leri hallettikten sonra...
Lefkoşa’ya hayat öpücüğü niyetine dokundururdum değneği, pislikten, kokmuşluktan, harabe görüntüsünden kurtulsun diye...
Ülkeyi yönetenlere dokunurdum değnekle, sağa-sola dini binalar dikecekleri yerde okulların eksikliklerini tamamlasınlar diye...
Ekonomiye dokunurdum bir de: Uçmasın da ayakları yere bassın, millet uçurmuşken toparlansın diye...
Medyaya dokunurdum mutlaka... Tetikçilikten, etiksizlikten, skandallardan kurtulsun diye...
Ve kadına şiddeti, çocuğa şiddeti sıfırlardım değneğimle...
**
Sihirli değnek yok maalesef...
İş başa düşüyor yine...
Umutsuzluk tavan yaptı, ama umut insanda her zaman...
Sihirli değnek, Godot falan yok, olmadı hiç...
Dünyayı insan yaratmadı belki, ama her zaman insan değiştirdi.
Ama iyi, ama kötü yönde...
Mesela bir Hugo Chavez geçti bu dünyadan...
Yoksullara dokundurdu değneğini, sihirli olmasa da...
Okullara, hastanelere dokundu değnekle...
Sosyal devlete, sosyal adalete dokundurdu halkını...
Ve öyle göçtü bu dünyadan...
Bilmem anlatabildi mi?