4’lü koalisyon bozuldu. Daha doğrusu birileri beğenmediği için açık açık müdahale etti bozdurdu. Arkasından da Türkiye’deki döviz krizinden dolayı allak bullak olan ekonominin toparlanması için “sihirli formül” masaya kondu.

Sihirli hükümetin sihirli formülü hemen devreye kondu. Çiçeği burnunda başbakan ve yardımcısı güvenoyu alır almaz İstanbul’da en üst düzeyde kabul edildi ve kendilerine ne yapacakları söylendi.

Bağımsız bir ülkenin başbakanı ve yardımcısı güvenoyu alır almaz İstanbul’un yolunu tuttu.

Neden?

Çünkü Ankara’nın müdahale ederek kurdurduğu hükümetin Ankara’dan başka çalacak kapısı yoktur.

Ekonomik sıkıntıları aşacak tek çıkış yolu da Türkiye’den taze para almaktır. 4’lü koalisyon hükümeti bunu beceremedi. Türkiye ile “iyi ilişkiler” kuramadı.

Ama sihirli hükümetimiz daha güven oyu alır almaz Türkiye’den en üst düzeyde davet aldı. Görüşmede Erdoğan’ın yanında yardımcısı Fuat Oktay ve UBP-DP koalisyonunun kurulmasında aktif rol alan Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da vardı.

Neler konuşuldu?

Aslında ikili ilişkilerle ilgili bütün konuların konuşulduğu söylendi. Ama Özersay’ın açıklamalarına göre esas olarak 4 ana konu görüşüldü.

1. Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi. Dikkat edin Türkiye ile elektrikte enterkonnekte sisteme dahil olmak değil, kablo ile elektrik getirmek. Boru ile su geldiği gibi.

Kabloyu kim getirecek?

Kıb-Tek mi, Teaş mı?

Ben size söyleyim ne Kıb-Tek, ne Teaş, ne de başka bir kamu kuruluşunun bu işi üstlenmesi istenmiyor. Bu işi Aksa yapacak. Bundan sonra elektriği de Aksa düzenleyecek. Konuşulan bu idi.

Elektrikte enterkonnekte sisteme dahil olmayı herkes ister. Ama bunu bir TC özel şirketinin üstlenmesi ve ülkenin tamamen bu şirkete bağımlı hale gelmesini aklı başında hiç kimse onaylamaz diye düşünüyorum. Sihirli hükümetin ilk icraatı bu olacaksa sonucunu da kendileri düşünecek.

1. Ulaşımda ucuzluk: Bugüne kadar belki 10 kez duyduğumuz uçak seferlerinin artırılması ve böylece biletlerin ucuzlaması konusu her açıldığında uçak biletleri biraz daha pahalı olur. Ben artık bilet fiyatlarının ucuzladığını görmeden bu açıklamalara inanmıyorum.
2. Protokol ve para akışı: İşte KKTC için en önemli başlık. 4’lü koalisyonun ne yaptıysa ulaşamadığı para bu sefer akacak mı? Sihirli hükümet sihri konuşturdu ve ilk etapta geçen yıldan kalan 288 milyon TL’nin acilen gelmesi için bir “kısa protokol” imzalanacağını açıkladılar. Ardında da 3 yıllık uzun protokol imzalanacak ve para akışı sürekli kılınacak. Ama bu geçen yıldan kalan ve savunma giderlerinin de içinde olduğu 288 milyon TL’nin neden geçen yıl aktarılmadığını açıklamıyor.
3. Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ele alındı. Bu konu iki ülke arasında en önemli konulardan biridir. Ekonomik konulardan bağımsız olarak bölgede ciddi hem de çok ciddi gelişmelere gebe bir konudur.

Sihirli hükümetimizin Türkiye ile ilk temasında konuşulan konular bunlar. Bazı çevreler para akışı başlıyor diye şimdiden ellerini ovuşturmaya başladı. Henüz paranın gelip gelmeyeceği belli değil.

Ama gelse bile neyin karşılığı olarak gelecek. Ben asıl bununla ilgileniyorum. Bu memleket bizimse, bu memleketi biz yönetmek istiyorsak Türkiye’ye avuç açmaktan vazgeçeceğiz. Bunun için yapısal dönüşüm olmazsa olmazdır ve mutlaka gündem alarak bunu gerçekleştirmeliyiz.

Başka çare yoktur. Ya bunu başaracağız, ya da yok olup gideceğiz. Türkiye’den para muslukları açılıyor, paralar oluk oluk akacak diye sevinenler unutmasın yarın hep beraber ağlayacağız. Çünkü bu yoldan gitmeye devam edersek varacağımız yer ülkesiz kalmak olacaktır.