Şirin ZAFERYILDIZI

Merhaba Çocuklar ve Yüreği Çocuk Kalanlar,
Yeni projeler ve yeni insanların yüreklerine, hayatlarına dokunmak... SAKLA KENDİNİ şiir kitabım yayınlandıktan sonra, güzel dönütler aldım. Ve sevgili Mustafa Tozakı ile çalışmaya başladım. Ortopedik Özürlüler Derneği yararına, Ekim 2015’te bir cd çıkarıyoruz. Şiirler bestelendikten sonra, kimlerin seslendireceği ve kayıtlar konusunda sevgili Tozakı’nın emeği büyüktür... Onu ve sevgili eşi Sibel Tozakı’yı yakından tanımak, birlikte yaptıkları şarkılara dokunmak, inanılmaz bir heyecan oldu benim için. Üretmek ve yurdumun güzel insanlarıyla sanat adına, gelecek adına birlikte yürümek insan olduğunu hissetmek demek...
Şiirlerin ışığı yollarınızı aydınlatmaya devam etsin...

***NOT: İki haftadır, şiirseverlerin ilk denemelerini paylaşıyoruz. Teşekkür ederiz.

Dİ – YARİM
Nar tanem, bir tanem
Kalbimin yarısı
GÜLÜŞÜ GÜZELİM.
Olgunlaştık seninle
Tamamladın bizi
Kocaman bir aile olduk
Doldurdun kalbimizi
Yuvaya döndürdün evimizi
Nar tanem bir tanem
Kalbimin yarısı
BAKIŞI BAHARIM.
Şaşkın nemli bakışların
Mis kokunla geldin
Gönül evimde
Baş köşeye oturdun
Varlığın vazgeçilmezim
Nefesim oldu sesin
Nar tanem, bir tanem
Gülüşü güzelim
Bakışı baharım
Di – Yarim, yarim.

Dr. Sibel TOZAKI
Dermatolog

BEBEK
Uyu bebek uyu da ninni söyleyim sana
Mışıl mışıl uyu da büyüyesin
Sen daha bir bebeksin
Sevmek kim sen kimsin
Sevmek nedir bilir misin?
Büyüyünce belki aşkı tanır
Sevgiyi tadarsın.

Pembe HÜRMEK
Limasol Bankası memuru

------------------------------------------------------

UZAKTAN SESLİ DÜŞÜNCELER

     Geçtiğimiz eylül ayında beş ay süren öğrenim için Çek Cumhuriyeti’ne, Erasmus değişim programı öğrencisi olarak gittim. Televizyonda toz pembe gösterilen birçok Avrupa ülkesi başkentlerini gezme fırsatım oldu.
     Avrupa’daki şehirlerle Kıbrıs’taki herhangi bir şehri ekonomik olarak kıyaslamak tabii ki pek mümkün değil ama gezerken farkettiğim ve beni çok etkileyen şeylerden biri, ekonomiden çok aslında insanların emeğinin sonucunda şehrin o hale gelmiş olmasıydı. Gördüğüm birçok şey aslında bizim insanımızın da bilinçlendirilmesi ve gönül vermesiyle de Mağusa’ya uygulayabileceğimiz şeylerdi. Prag’ta en çok bulunmaktan hoşlandığım yer Mağusa’daki gibi Namık Kemal Meydanı’na benzeyen bir meydan olan, Eski Kasaba anlamına gelen Staré Město Meydanı‘ydı. Namık Kemal Meydanı’ndaki gibi etrafında birçok kafe ve turistik dükkanlar bulunmaktaydı. Saat Kulesi ve kiliseler de bulunmaktaydı. Bunlar dışında beni en çok etkileyen şey meydanın insanlarla tıklım tıklım dolu olması, her köşeden farklı bir müzik aletinin sesinin duyulması ve çeşitli görsel gösterilerin olmasıydı. Gezdiğim birçok şehir sayesinde ergenlik döneminde cazip gelmeyen Kıbrıs’ta yaşama fikri inanılmaz bir şekilde değişim gösterdi.Gezdikçe Mağusa’nın aslında bir zamanlar özendiğim şehirlerden bir farkı olmadığını ve onlar gibi sanatsal bir şehre dönüştürebileceğimizin ve daha yaşanılası yapabileceğimizin farkına vararak heyecan duydum. Birkaç eserini okuma fırsatını bulduğum ama bütün eserlerini okumayı planladığım Franz Kafka Müzesi’ni gezmek ayrı bir zevkti benim için. En çok etkilendiğim parça ise aşığı olan Milena’nın Franz Kafka’nın ölüm haberini kendi cümleleriyle yazdığı gazete parçasıydı.
    Mağusa’nın ve Kıbrıs’ın genel olarak eksik olduğu konulardan biri de, sanatçılarımıza, yazarlarımıza ve şairlerimize gereken önemin verilmediği... Gezerken keşfettiğim şeylerden bir diğeri de, resim galerilerini gezmenin aslında çok zevkli olduğu, ressamın çizdiği resimleri tek tek inceleyerek de güzel vakit geçirebilineceğiydi. Mağusa’ya geçici sergiler yerine resim, fotoğraf galerilerine ve edebiyat müzelerine yer verilerek yerli sanatçımızı ve sanatı daha da kalıcı yapabiliriz.
   Şunu da belirmek isterim ki son zamanlarda gerçekleşen sanatsal etkinlikleri öğrenim nedeniyle Kıbrıs dışında olduğumdan dolayı imrenerek ve mutlu olarak uzaktan takip ediyorum. Emeğini, yüreğini ve sanatını adamış insanlar sayesinde Mağusa’nın sanat alanında daha da güzel yerlere geleceğine inanıyorum.

Abide AŞIKOĞLU
Üniversite Öğrencisi