1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Şikayet merasimi
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Şikayet merasimi

A+A-

“Böyle manşet mi olur” desem her gün…
Size Yenidüzen’i şikayet etsem…
“Bu gazetenin yayınlarından rahatsızım” diye söylensem…
Haber müdürümü çekiştirsem size örneğin…
Tuhaf olur değil mi?
Tepki gösterirsiniz…
“Sen necisin” dersiniz.

*  *  *

Yeni moda bu!
Hem çözüm üretmek iddiasıyla bir makama sahip olmak…
Hem de şikayet etmek…
Hem ‘yönetim’ koltuğunda oturmak...
Hem de hayıflanmak…


*  *  *

Sosyal medyada eleştiren, endişelenen, öfkelenen insanlar gibi davranıyor kimi zaman Başbakan ya da yardımcısı, kimi zaman Cumhurbaşkanı…
Bakan “ben de şikayetçiyim” diyor.
Başbakan Yardımcısı “ben de rahatsızım.
Cumhurbaşkanı “bu sorunu çözünüz” diyor.
Hükümet partisinin vekili “huzursuzluğunu” anlatıyor.
Olmuyor!

*  *  *

Ya çözüm üretiniz…
Çünkü yetki sahibisiniz…
Ya da…
Yalansa tümü…
Bırakınız, gidiniz.

*  *  *

O kadar makam arabasına ve şoförüne, sekreterine ve odacısına, memuruna yazık!
Yazık onca ek mesaiye, fotoğrafçıya, filmciye, danışmana…
Sizi yetkilendiren bir tomar yasaya, tüzüğe, yönetmeliğe yazık!
Hem çözüm iddiasıyla bir göreve gelmek, hem de şikayet etmek neyin nesi…

*  *  *

İş “gösteriş”e geldi mi boy boy, poz poz, gurum gurum gezinenler…
Bir sorun varsa eğer, bir çıkmaz, bir çetrefil, o durumda “sızlanma makinesi”ne dönüşüyor giderek…
Herkesten fazla sızlanıyor, çözüm bulması gerekenler…
Kimse de “sen necisin sahi” demiyor, diyemiyor.

*  *  *

Hani biraz da “yönetseniz” diyorum.
Bir deneseniz…
Suçlamak, endişelenmek, sızlanmak yerine…
Hepinize diyorum…
Kimde, ne kadar yetki varsa…

 

Bu yazı toplam 2269 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar