SİLDİK!
Başlangıçlar hep kendi içinde bir tılsım taşır.
Aslında tılsım, başlamaktadır.
Geçmişi silmekte… Beyaz, temiz bir sayfa açmakta…
Hepimiz bir şeylere sil baştan başlayabilme gücünü tutmak isteriz. İstediğimizi silip istediğimize bizim istedi
Başlangıçlar hep kendi içinde bir tılsım taşır.
Aslında tılsım, başlamaktadır.
Geçmişi silmekte… Beyaz, temiz bir sayfa açmakta…
Hepimiz bir şeylere sil baştan başlayabilme gücünü tutmak isteriz. İstediğimizi silip istediğimize bizim istediğimiz gibi yeniden başlamak…
Zira hayat aslında bizim istediğimiz gibi ilerlemiyor çoğu zaman.
Hatta başkalarının hayatı, başkalarının seçenekleri üzerindeki etkimiz bazen kendi hayatımız üzerinde geçerli olmuyor.
Biz de başkalarına veriyoruz kendimizdeki sırayı.
Belki sorun da her hayatta her alanda küçük tanrılar olmak isterken, kendi tanrımızı öldürmekten kaynaklanıyor biraz.
İnsanoğlu hükmetmeyi sever… En iddiasız insan bile kendi içinde görünmez bir diktatördür, hayatlar karşısında.
Kılıç uçlu doğrular ve yanlışlar hapishanesinde başkalarını zincirlerken kendi kilitlerimizi de sağlamlaştırdığımızı fark etmeyiz.
Ve hiç kimse bizim tam da istediğimiz gibi doğru olmaz. Bizim hiçbir zaman tam da istenilen kadar olamayacağımız gibi.
Aşka hükmetmeyi severiz mesela…
Bir ömür, biçilmiş kalıplar ve hükümdarlık savaşlarıyla harabeye dönmüş aşklara tanıklık etmekle geçer. Biraz daha şansızsak, bu tanıklığın ana kahramanlarındanızdır. Kan revan mutlaka yenik düşmüş tarafında.
Evliliklere, ailelerde, iki kişinin dostluğunda kendi payımıza da hükmederiz…
Farkında olarak ya da olmayarak.
Olduğu haliyle kabul etmek kolay olmuyor. Ve o olduğu hal, kimseyi çok da mutlu etmiyor. Kaf dağının ardında bir mutluluk ararken, hep aslında küçük büyük savaşlar veriyoruz.
O yüzden yeni yıllar yeni arayışlar demek. Bu yeni arayışları daha da tılsımlı kılan güzel zamanlar.
Bir şeylere en sil baştan başlanası zamanlar. Öyle ki, şartlanmış da olsa, birbirine ve kendine verilen özel sözler, anlamlar.
Aramak kaybetmekle varolmak arasında keskin ince bir çizgi.
Hep arayarak kaybedebileceğiniz gibi, vazgeçerek, varoluşunuzu anlamsızlaştırabiliyorsunuz.
Yani bir tür olmak ya olmamak durumu gibi.
Yeni bir yıla başladık. Yeniden…
Eskiyi belki de hiç hatırlamak istemeden.
Ara sıra sil baştan başlayabilmek gerek. Belki bir yıl beklemeden ama her yıl en azından geldiği haliyle reddetmeden.
Başlangıçlarınızın çok olacağı, arayışların tüketmeden hiç bitmeyeceği güzel günler dilekleriyle…
Mutlu yıllar…