Şimdi bir çocuk mezarında uyuyacak, bir çocuk mezarında yaşayacak
Polis ismini açık açık vermişti 17 yaşındaki sürücünün ve üzülmüştüm.
“Biz yayınlamayalım” dedim, arkadaşlara...
Belki kusurlu ama aslında mağdur...
İki çocuk öldüler aynı araçta...
Biri toprağa verildi.
Biri polise...
* * *
17 yaşındaki çocuğun kimliğini açıkladınız da ne oldu? Polisi de küçüklü büyüklü gazetesi de yakın uzak gazetecisi de yapmayınız ne olur.
Yap-ma-yı-nız!
* * *
Sürücü koltuğunda "ölüme yol açmış ehliyetsiz bir çocuk” olabilir ama gerçek görünenin çok daha fazlasıdır.
Biraz daha geniş, derin ve uzaklara dokununca gözleriniz, görürsünüz ki bir aile dramı var ardında, çürümüş bir sistem var, adına devlet dedikleri bir ucube var, bu çocukların peşine düşmüş taammüden ilkellik var, biçarelik var, yoksulluk var, sahipsizlik var.
* * *
Bir aile yıkıntısının altında kalmış o çocuk... Taşlar birer birer devrilmiş ömründen, toprağa düşmüş, yaşlar içine akmış. Ölümün kıyısında yürümüş çocuk, hayat direği çoktan devrilmiş. Kirli bir yolun orta yerinde apansız bırakılmış, korumasız ve şaşkın... On yedisini utandıracak denli azap sığdırmış gecelerine, günlerinde kahır eskitmiş.
* * *
Şimdi tek tek yazalım isimlerini, bu çocukları koruyup kollamayanların...
Kol kanat germeyenlerin...
Umutla kuşatmayanların...
Tek tek yazalım...
* * *
Ters dönmüş bir arabada ‘ters dönmüş’ hayatlar var.
O hayatları göremiyoruz.
Bir çocuk uyuyor orada...
Bir çocuk uyanamıyor...
Biliyorum, en önce aileler çocuklarını korumalıdır, gözetmelidir, eğitmelidir.
Peki olmuyorsa ne olacak?
İşte bu nedenle bir geleceğe ihtiyaç var, bir sisteme, gerçek bir düzene...
Bir ülkeye ihtiyaç var, gerçekten...
* * *
Şimdi bir çocuk mezarında uyuyacak
Bir çocuk mezarında yaşayacak.
Çocuk gözlerinin ıslaklığında boğulacak onca hayat...