Şimdi de sanayici tehdit altında
- Türkiyeli yatırımcıya, Kıbrıs'taki organize sanayi bölgelerinde yer verilmesi için 20 milyon euro olan yatırım şartı 3 milyon euroya düşürülmek isteniyor -
Türkiye Sanayi Bakanlığı ile bir anlaşma imzalandı ve Türkiye'den sanayicilerin adaya gelişine yeni kolaylıklar masaya kondu.
Üstelik öncesinde 20 milyon Euro değerinde "büyük yatırım" hedefi olan sanayiciler için ön görülen teşvik, bir anda 3 milyon Euro'ya çekildi.
Yerli sanayici bu durumdan son derece rahatsız ve huzursuz…
Yine "uluslararası anlaşma" dediler adına!
Kime yarıyor?
Türkiye'deki belirli firmalara...
“Uluslararası anlaşma” dedikleri Kıbrıslı Türkleri dünyayla buluşturmuyor, Türkiye’yi Kıbrıs’ın kuzeyine yerleştiriyor, Kıbrıslı Türk üreticiyi devre dışı bırakıyor.
Üretim araçları birer birer el değiştiriyor böylece…
Toplumsal varlığımızı tehdit eder noktaya geldi bu anlaşmalar…
***
3 milyonluk euro ödeyen Türkiyeli yatırımcı, Kıbrıs'a gelecek ve "Organize Sanayi Bölgeleri"nden ücretsiz dilediği gibi yer alabilecek.
Buradaki sanayici Türkiye'den gelecek firmalarla nasıl rekabet edecek?
'Organize Sanayi Bölgeleri Yasası'ndaki 20 milyon euro yatırım şartını kim, hangi gerekçelerle 3 milyon Euro'ya çekti?
Bu zamanda sadece fabrikayı inşa etse 3 milyon euro ödeyecek zaten...
Şimdiden başvurular varmış, bir fırıncı örneğin...
Bir diğeri kapı, pencere üreticisi...
Mobilyacı, perdeci...
Sıraya girecekler ve onlar da “yavruvatan”a koşacaklar, gençlerimiz kaçarken…
***
Organize Sanayi Bölgeleri Yasası'nın 5'inci maddesinde diyor ki, "yabancı bir yatırımcının sanayi bölgesinde yatırım yapması için yatırım değerinin 20 milyon euro olması koşuldur."
Yasa görmezden geliniyor.
İmzalanan bu yeni protokol buradaki sanayicinin önünü açmıyor, kapatıyor.
“Türkiye’den KKTC’ye gelecek yatırımcılara yatırım kolaylığı” diyor zaten anlaşmanın özü!
Buradaki yatırımcının ihtiyaçlarına aldıran yok.
Türkiye’deki firmalar 'Yeşil Hat Tüzüğü'nün yarattığı yeni ekonomik ortam ve avantajlarla sanırım buna yöneldiler.
O da ayrıca "kriz" olacak muhtemelen!
Hatta bu adım, yerli sanayicinin Yeşil Hat Tüzüğü dışında kalma riskini barındırıyor.
***
Protokolde bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi için bir "komite"den söz ediliyor.
"UBP-DP-YDP üçlü kurgusuna" güven yok bu noktada…
Komiteler genelde göstermelik.
Talimat neyse uyuyorlar.
***
Meclis'e gitmesi gerekiyor protokolün...
Umarım geri döner, 20 milyon euro şartı gündeme gelir…
“Büyük yatırım”a itiraz olmaz o durumda…
Sanayicinin de ses vermesi gerekiyor oynanmak istenen oyuna…
Anlaşma neydi?
➧ 11 Ocak’ta imzalandı ve ismine "KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti arasında, KKTC’de Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları ile Türkiye Cumhuriyeti İlgili Kanunlarına Göre Kurulmuş Şirketlerin Yapacağı Sanayi Yatırımlarının Kolaylaştırılması Hakkında Anlaşma" dendi.
➧ Anlaşmaya, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu ile Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır imza koydu.
➧ Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, imza töreninde, o alışılmış hamasetle, “450 yıldan fazla süre Kıbrıs’ta Türk varlığının korunması ve KKTC’nin bekasının Türkiye’nin asla vazgeçmeyeceği temel politika ve ilkelerden olduğunu” anlattı.
"Küstüm, oynamam, seni anneme şikayet edeceğim"
İngiliz'in "böl, yönet" siyaseti Kıbrıslının hafızasında önemli bir yer tutar.
Kıbrıs’ın üç garantörden biridir İngiltere ancak kendi konumunu garantiye almak dışında fazla da ortada görünmez.
Çözümün yolunu gösterir ama sonuç alıcı bir yaklaşım için sorumluluk üstlenmez.
Kıbrıslı Türklere dair açılımlarda son derece mesafelidir.
“Tavşana kaç, tazıya tut” genelde…
En basit örneğini Birleşik Krallık, Avrupa Birliği'nden ayrıldığı zaman gördük.
Kıbrıslı Türk gençlerin yükseköğrenimi için önemli bir seçenekti İngiltere!
Bu olanağı ortadan kaldırdılar.
İngiltere yönetimi Ada'nın garantör ülkesi olarak Kıbrıslı gençlerin eğitim avantajını koruyabilirdi.
Yüksek öğrenim imkanı geçmişte olduğu gibi 'borçlandırma' formülü ile sürdürülebilirdi.
Böylesi bir kararla ne batardı İngiltere, ne de siyasi sorun yaşardı.
Şimdi çok sayıda genç Almanya, Hollanda, İtalya gibi ülkelere yönelmek zorunda kalıyor.
***
Bunları aklımızda tutsak da İngiliz Yüksek Komiseri İrfan Siddiq'in Yenidüzen'e röportajında söyledikleri son derece gerçekçi…
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması olası değil” dedi.
İlk kez mi duydunuz bunu!
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı zaten!
Bilinen gerçek...
İngiltere değil sadece ABD, Çin, Fransa ve Rusya da aynı görüşte...
"Türki devletler" dahi tanımıyor KKTC’yi...
"Gel, gözlemci ol" diyor.
"Gezme" niyetine gidiyorsun oralara bile!
***
Tahsin Ertuğruloğlu, kendi kontrolündeki bir ajansa son derece saldırgan demeç veriyor.
Ankara'dan "atanmış" bir bakan olmanın iç hesaplaşmasıyla bu tavrı şaşırtıcı değil.
Daha ilginci Ersin Tatar'ın sözleri...
“İçişlerimize müdahale” diyor.
Ne yaptı İngiliz Yüksek Komiseri?
UBP Kurultayı’na mı karıştı?
“Başbakan” mı belirledi?
Elektrik ihalesini mi bağladı?
“Külliye Projesi” mi dayattı?
***
"Türkiye'ye şikayet edeceğim" diyor Tatar!
İngiliz Yüksek Komiseri tam da bunu anlatıyor zaten...
Böylesi bir siyasetle ancak "Türkiye'nin uzantısı olursun" diyor Yüksek Komiser…
Tatar da bunu onaylıyor.
"Küstüm, oynamam, seni anneme şikayet edeceğim" tavrıyla!
Tatar nerede şimdi?
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuştu, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis…
Bir kez daha "Kıbrıslı Türklere yönelik açılım paketinden” söz etti.
Ne açılmaz paketmiş öyle!
Kıbrıslı Türk Gözlemci Oğuzhan Hasipoğlu, parlamentodaki konuşmanın ardından, Kıbrıslı Türklere yönelik uygulanan izolasyonu sormuş.
"Kim bilir belki de buraya Avrupa Birliği pasaportu ile seyahat ettiniz" diye yanıt vermiş, Nikos Hristodulidis.
İzolasyonun sebebinin de Türkiye'nin müdahalesi olduğunu söylemiş.
***
Kıbrıslı Rum lider de "statüko" dilini sevmiş anlaşılan.
Asıl acı olan şu...
Annan Planı sonrasında dünyada önemli bir kabul görmüştü Kıbrıslı Türk...
Hatta o dönem alınan kararla, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne temsilci göndermeye başlamıştık.
Unutulmasın, Mehmet Ali Talat, 2008 yılının Kasım ayında, Kıbrıs Türk halkının seçilmiş lideri sıfatı ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde Avrupalı Parlamenterlere hitap etmişti.
Tatar nerede şimdi?