“Şimdi her zamankinden daha fazla federal çözüme sarılmalı"
UniteCyprusNow, Kıbrıs’ta kalıcı bölünme riskini savuşturmak için federal çözümden uzaklaşmasına izin vermemek ve Kıbrıslılar için “alternatif bir gelecek” kurgulayanlara bu fırsatı tanımamak gerektiğini bildirdi.
UniteCyprusNow, yeni yıl mesajında “Şimdi her zamankinden daha fazla federal çözüme sarılmalı ve kendi büyük planlarında bizi önemsiz bir detay addedenlere karşı sesimizi yükseltmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Mesajda, “Biz Kıbrıslılar hangi dili konuşursak konuşalım hem fiziki bölünmeyi hem de düşüncelerimizdeki ve kalbimizdeki bölünmeyi iyileştirmek için üzerimize düşeni yapmalıyız. Yeni bir on yıla girerken ülkemizin ve bölgemizi iyiliği için karşılaştığımız bu tehditleri ancak Kıbrıslılar olarak birlikte bir güç olursak savuşturabiliriz. Federal bir Kıbrıs normal bir Avrupa ülkesi ve bölge barışı için gerçek bir model olmamıza imkan sağlayacaktır” denildi.
2020 için “Alternatif modellere karşı sesinizi yükseltin; siyasileri verdikleri sözlerden sorumlu tutun; federal çözümü savunan siyasi güçleri ve adayları destekleyin; diyalog gruplarımıza katılarak kişisel katkınızı yapın ve www.unitecyprusnow.org adresinden üyemiz olarak UniteCyprusNow hareketini destekleyin” çağrısı yapıldı.
Kıbrıs sorununun çözümsüz kaldığı bir yılın daha geride kaldığına işaret eden UniteCyprusNow açıklaması şöyle devam etti:
“2017 yazındaki Crans Montana çöküşünden sonra meydana gelen her gelişme statükonun sürdürülemez olduğunu gösterdi. Statüko, Kıbrıs sorunundaki tüm tarafların ve Doğu Akdeniz’de kendi çıkarları doğrultusunda tasarım yapan güçlerin arasında çatışmaya davetiye çıkarmaktadır.
Artık en kötü kabusumuzun gerçekleşme ihtimalinin olduğu bir duruma doğru sürükleniyoruz: Bu durum sorunun birleşme olmadan ikame edilmesidir. Bu, çözüm değil çözülmedir. Kıbrıs, kendi gündemleri doğrultusunda tasarımlar yapan dış güçlerin ağına düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu tasarımlar adanın kalıcı olarak bölünmesi ve Kıbrıslılar için birleşik bir gelecek fırsatının ortadan kaldırılması çerçevesinde şekillenmektedir.
Çözümsüzlük halinde, statüko askeri bir çatışmayla veya başka yollarla yeni bir ‘denge’ oluşturacaktır. Bu, Kıbrıs’ın kuzeyinin çok sayıda askeri üssüyle ve giderek yok olan Kıbrıs Türk toplumuyla birlikte tamamıyla Türkiye’ye entregre olması demek olacaktır. Daha da “küçülen” Kıbrıs iki toplumlu karakterini ve gelecek için istikrar, barış ve işbirliği yolunda model olma şansını da kaybedecektir. Kıbrıslı Türkler toplumsal olarak yok olma riskiyle karşı karşıya kalacak; Kıbrıs’ın kuzeyi tamamıyla Türkiye’nin kontrolüne geçecektir. Kıbrıslı Rumlar da kendi küçük adalarında Türkiye ile kalıcı bir sınırla başbaşa kalacaklar ve bu bölünmeden kaynaklanan ekonomik, çevresel ve askeri etki üzerinde söz sahibi olamayacaklardır.
Ülkemiz, dünyadaki silahlanmanın en yoğun olarak yaşandığı, ittifakların hızla değiştiği ve yoğun güç mücadelesinin gerçekleştiği bir bölgede yer almaktadır. Oysa biz Kıbrıslılar bölünmüş bir adada çocuklarımız için güvenli ve refah içinde bir gelecek kurabileceğimizi zannediyoruz. Oysa hakikat, bir barut fıçısı üzerinde yaşadığımız ve çözümün olmadığı bir ortamda en ufak bir kıvılcım karşısında çaresiz olduğumuzdur”