Şimdi kalk
Kirpiklerine çiğ mi düşmüş ne…
Bak ıslanmışlar…
Oysa ki ‘yaşarmış’ bir göz değil, bir ‘yürektir’ avuçlarında gezen…
Bir yaşanmış…
Bin yaşanmamış, aslında…
***
Uzanmışın sen…
Ve sonra ‘yaz uykusuna’ yatmış ertelediğin düşler…
Oysa içinde bir ‘anarşist’ var, çıplak bedenine karşı direnen…
İnadına ‘giyiniyorsun’ savunma kalkanlarını…
Çağ hastalığına karşı…
Ürküyorsun…
Kim, ne diyecek…
Soyun be güzelim…
Hayat böyle nasıl sürecek…
***
Evet, uzanmışsın....
Usulca ağlarken…
Yoksa…
O yaş akar giderdi göğüslerinin arasından göbek çukurunun ateşine…
Şimdi kirpiklerini okşuyor...
Alnının tertemiz kıvrımlarına karışıyor…
Sana ‘sataşıyor’...
Aldırma...
Cemal Süreyya’dan bir mısra mırıldan sadece...
<... Daha nen olayım isterdin,
Onursuzunum senin!...>
***
Şimdi ‘kalk’ ayağa…
Ve gülümse…
Gözlerinin ta içine gülümse…
İnsana gülümse…
Sevdiğine...
İstediğine...
İçin içine taşana, telaşın kalbine koşana dek…
Ürkmeden…
Tepkisini düşünmeden...
Yolun sonu nedir hiç bilmeden...
Gülümse...
‘Sürç’ bu yaşamın içine...
‘Dil’ niyetine…
‘İzi’ kalsın…