1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Şimdi mevduatlar “90’ar bin TL”den bölünür mü?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Şimdi mevduatlar “90’ar bin TL”den bölünür mü?

A+A-

Deprem tedbirleri kapsamında 100 bin TL’nin üzerindeki mevduatlardan kesinti yapılacak ya, şimdi bankalarda hesaplar “99 bin TL”lik farklı mevduatlara bölünür mü?

Bu soruyu Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal’a yönelttim.
“Mevduat sahipleri yoğun olarak arıyor, soruyor, anlamaya çalışıyorlar” dedi.
Bir tedirginlik olduğu mutlak…

Kimse de ne olup, bittiğini anlamadı.
İşin en üzücü yanı bu süreçte yine “kayıt dışılık” kazandı.
Eğer paranız, geliriniz, emeğiniz, birikiminiz, tasarrufunuz “kayıtlı” ise birileri elini uzatıyor, eğer “kayıt dışı” paranız varsa, mutlu, mesut, rahat!

Ne kadar mevduat var?

Merkez Bankası’nı aradım ve en güncel mevduatlar hakkında bilgi aldım.
Mevduatların çoğunluğu döviz!
Öyle böyle değil hem de…
Yüzde 80’i döviz ve çoğunluğu da sterlin!
Kıbrıs’ın kuzeyinde mevduat sahipleri Türk Lirası’na güvenmiyor.
Her 100 mevduat sahibinden 80’i parasını “sterlin” ya da “euro” olarak saklıyor.

En güncel verilerle Türk Lirası olarak toplam 21 milyar TL mevduat var.
Bunların 5 milyar TL’si “vadesiz.”
Vadesiz hesaplara dokunulmuyor.

Döviz mevduatın Türk Lirası karşılığı ise 86 milyar 290 milyon TL.
Bunun da 24 milyar 260 milyon’u vadesiz.

Şu notu da düşelim.
Toplam mevduatın % 92’si 100 bin Türk Lirası’nın üzerinde…

1 okul ya inşa edilir ya edilmez

Hani derler ya “attığın taş ürküttüğün kuşa değsin…”
Mevduatlara yönelik operasyonda atılan taş, ürkütülen onca mevduat sahibine değmiyor.
Niye?
Çünkü bu kesintilerle ortaya çıkacak rakam bir okul için ya yetecek ya yetmeyecek.

Mevduatlardan “kesinti” aslında mevduat faizine uygulanan stopajdan yapılacak.
“Ek Vergi” getirildi özüyle…
Türk Lirası mevduata yüzde 1, döviz mevduata ise yüzde 2 ek vergi yansıyacak.

Uzman bir bankacı ile birlikte toplam mevduat üzerinden bir yılda elde edilecek geliri hesapladık.
Ortaya 50 milyon TL gibi bir rakam çıkıyor.
Bir okul yapmaya yeter mi, tartışılır.

Banka mevduatlarından ciddi bir kesinti yok aslında…
Asıl mesele izlenen yöntem, yaratılan örnek…
Çünkü onca gereksiz giderden tasarruf yapmak, lüks tüketimi vergilendirmek, en önemlisi de kayıt dışılığı önlemek yerine kayıtlı yatırımlara dokunuluyor.
Tam anlamıyla “kayıt dışılık” teşvik ediliyor.

“Devlet” denen yapı hiçbir ihtişamından ödün vermiyor.
“Ek Mesai” kurumu -ayrı bir kuruma dönüştü- zorunlu bir hizmet değil ek gelir olarak işlem görmeye devam ediyor.
Yatırımlarda teşvik, muafiyet, prim desteği gibi uygulamalar ürettiği toplumsal karşılık ve verimlilik sorgulanmadan nasıl gelmişse öyle gidiyor.
İzaz ikramlar azalmıyor, çoğalıyor.
“Misafir bakan” için tek bir akşam yemeğine 60 bin lira fatura çıkabiliyor örneğin…

Pek çok “varlıklı” hem güvensizlik gösteriyor böylece hem de riyakârlık…
Dedim ya günün sonunda “kayıt dışılık” ödüllendiriliyor sadece…



o-sahne-ne-oldu.jpg

Başkan’dan “Bandabuliya Sahne” sözleri

“O sahneye ne oldu” diye sormuştum dün…
Lefkoşa’da Bandabuliya Sahne önemli bir projeydi, Surlariçi’ne yeni bir kültürel boyut kazandırmıştı.

“Satıldı (!)” demiştim parantez içinde ünlemle ve eklemiştim.

Özel bir üniversitemizle yeni bir projeye, işbirliğine imza atıldı.
“Yatırım yapılacak” denmişti, 2021’de…
O gün, bugün, kapalı…

Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı sevgili Mehmet Harmancı mesaj gönderdi, bilgilendirdi.

“Satıldığı filan yok sahnenin, sahne zaten o ihalenin parçası değil, ama bir bütün olarak tadilat yapılacağı için geçici olarak kullanılamıyor, Anıtlar Yüksek Kurulu’nda proje onayı biraz zaman aldığı için süreç uzadı.”

15 yıllık sözleşmeyle Bandabuliya projesini alan özel üniversiteden de aradılar, "Lefkoşa Belediyesi'nden demişler ki bizi yazmışsın..."

Onlar da anlattı…
"Yatırım olacak, 2.5 ay sonra gibi çalışmalar başlayacak. Hem askerin park yeri, hem de kimi özel mülklerle ilgili sorunlar oldu, bürokrasi işleri uzattı.”

"Bandabuliya Sahne”yi de tadil ederek, Lefkoşa Türk Belediyesi'ne teslim edeceğini anlattı, “Eski Toptancılar Hali Kiralama ve Yatırım İhalesi”ni alan iş insanlarımız…

Proje kapsamında bölgeye “Tiyatro ve Performans Sahnesi” ile “Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi” gibi yatırımlar ön görülmüştü.

Yeni sezonda, yeni bir oyunda, sahneye kavuşmak umuduyla…
 




Doğan-Ocak: Bir maç yazısı


5 yaşımdan bugüne sanırım çok az Doğan-Ocak maçını kaçırdım.
Kıbrıs’ın değerlerine dair neyimiz kaldı?

Türk Ocağı Limasol kazandı dün…
Niye?
Ertaç adlı bir oyuncu, maçın sonuna doğru peş peşe iki köşe vuruşu kullandı, biri sağdan, biri soldan…
Birisi “yarım gol” gibiydi, diğeri “tam gol” oldu.
Maçın başında bir de penaltıdan atmıştı.

Bir adam - herhalde 40’lı yaşlarda - yürüyerek, iki vuruşla maçı kazandı.
Çünkü futbol onca organizasyona, tekniğe, disipline, enerjiye rağmen halen “usta ayaklarla” sonuç üretiyor.

Doğan’a gelince…
Maç sonunda her oyuncuya evlerine giderken birer top verdiler umarım…
Sabaha kadar bir sağa, bir sola oynasınlar diye…
Topu “eveleyip gevelemeye” ne çok meraklılar…

ertac.jpg

Bu yazı toplam 3392 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar