1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Şimdi ne mi olacak?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Şimdi ne mi olacak?

A+A-

“Bir sorun mu var, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde” diye sordu bir dostum.
“Başbakan’la ilgili...”
Kim?
Tufan Erhürman’la mı?
Daha yeni başlamış bir yolculuk bu, hem de büyük bir uzlaşıyla, umutla, güvenle...
Ne sorun olacak ki?
Üstelik siyasete girmesi Tufan hocanın kendinden çok toplumun şansı...

Partiyi bilmem de...
Memlekette elbette sorun var.
Ve ana yurduna gaileli insanlar, bunu konuşacaklar...

...

Eski vekil Birikim Özgür ve birkaç kişinin “Başbakan’ı devirmek istiyorlar” komplo teorisi böyle bir etki yaratmışsa pes!
Üstelik baksanızsa “söylem birliği” sağlanan şahsiyet Yeniden Doğuş’un Arıklı’sı (!)
Tam bir vehamet!

...

Birikim’i de tanırız, kalbinde kötülük yoktur... 
Belki tüm bunlar seçim döneminden kalma olağan bir travmadır...

...

Şunu da anımsamak gerekiyor.
“TC protokolleri”ne dair parti içlerine yönelik psikolojik hareketler ilk değil.
O nedenle “protokol” dendi mi içerikten bağımsız “toplumsal varlığı tehdit" gibi algılanıyor.

...

Birilerinin Başbakan’ı devirdiği yok...
Oysa “TC Protokolleri”nin ada yarısında “irade devirdiği” çok (!)

...

Yoksa...
CTP gibi partilerde insanlar tartışırlar, lider sultası yoktur, sözü kimsenin kursağına hapsedemezsiniz.
Fikirler çarpışır bazen...
Ve bazen kibirler...
Böyledir!

...

Bir gerçek daha...
Hem hükümet yönetmek, hem parti çok kolay değil...
Hele “enkaz”dan beter bir ülkeyse yönetmeye soyunduğunuz...
Hele riyakarlığın, bencilliğin ve hizibin doruğa tırmandığı bir partinin başına gelmişseniz...
Hele insanlar birbirine omuz vermekten çok diş biliyorsa...
Hele davul bizim boynumuzdayken, tokmak halen başkalarının elindeyse...

...

Şimdi ülkenin belini doğrultmak için çok daha fazla çalışmak zamanıdır.
“Göğe bakmak durağı”ndayız tam da şimdi...
“Burnumuzun ucundan fazlası”nı görebilmeliyiz.
...

Sanırım, Başbakan ülkeye yoğunlaşmışken, CTP’nin kendi iç dinamiklerini yönetecek daha güçlü organlara da ihtiyaç var.
İnsan kaynakları sınırlı...
Kimseleri “harcamak” lüksü de yok hani.
Yeni neferler, yaratıcı bilgeler ya da sol kültüre emek veren değerler yazık ki partilere pek yanaşmıyor.
Çok daha bağımsız bir yerden siyaset yapmak, yeni dönemin yükseleni...
O nedenle siyasi partiler de önemli sancılar yaşıyor.

...

Şimdi ne mi olacak?

Merak etmeyiniz, özgürlük ve demokrasiyi özümsemiş yürekler hayatın imbiğinden süzülerek bu yolu birlikte yürümeye devam edecekler.

Sömürge aşığı devrimciler, ganimet zengini devletçiler ya da asker kaçağı milliyetçiler nasılsa kendilerine başka gündemler bulurlar!

 

Bu yazı toplam 6028 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar