Biz,  çözüm için umutlansak mı umutlanmasak mı diye kafa yorarken, çözümsüzlükten mutlu olanları unuttuk galiba. Türkünü  de Rumunu da...
Biz, umutlansak mı umutlanmasak mı diye kafa yorarken, yaşadıkları çağın farkında bile olmayanları, kafatasçıları da unuttuk. Türkünü de Rumunu da...
Biz,  umutlansak mı umutlanmasak mı diye kafa yorarken,  kendilerine “milliyetçi” deyenleri de unuttuk. Türkünü de Rumunu  da...
Biz,  umutlansak mı umutlanmasak mı diye kafa yorarken, hayal dünyasında yaşayanları, hayalleri bile çarpık  olanları da unuttuk. Türkünü de Rumunu da...

Unuttuk mu ? Yoksa ciddiye mi almadık ?... Unuttuk mu ? Yoksa akıllandıklarını mı sandık ?... Unuttuk mu ? Yoksa hayal kurup,  bu kadar zaman içinde köprünün altından geçen suyun  artık  farkında olduklarını mı düşündük ?

     ***
Bizim cephede, genelde,  yaşlısında gencinde, eskisinde yenisinde,  taraftarında karşıtına,  ‘çözüm’  için,  iyimser ve istekli gibi görünen bir hava esmekte.  Biraz da şaşırtırcasına. Hatta o kadar ki “Bu işin altında bir iş var..” dedirtircesine. 
Bildikleri üç tane eski şarkıyı hala söylemekte olanlar yok mu ?  Var tabii.. Var da,  güçleri yetmediğinden mi ne,  cılız sesleri pek de ciddiye alınmıyor.
Genelde, Kıbrıslı Türk’ün en büyük endişesi ‘Annan Planı’ referandumu sonrasında yaşanan travmayı tekrar yaşamak.  Birazcık temkinli  duruşun nedeni de bu.

‘Güney’ cephesinde ?
Obür tarafta ‘şahinler’ yine devrede.  Tam da biz,  “Galiba akılları biraz da olsa başlarına geldi” demeye başladığımız sırada çıkıverdiler  gene ortaya. Halbuki Hrisostomos bile açıklamalarıyla şaşırtmıştı bizi.  Hatırlayın, önce “çözüm” mesajları verdiydi. Sonra,  anlamsız bir de tehdit sallamıştı ama ciddiye almamıştık doğrusu.

Şimdi ilginç bir durum çıkıverdi karşımıza.
‘Çözüm’ yanlısı Anastasiades ve partisi DISI’nin ‘küçük’  koalisyon ortağı DIKO,  “Ben yokum” deyiverdi aniden.  Ve Hükümetten çekildi.  Gerekçelerinin en büyüğü  de ‘çözüm’ stratejisi için çizilen yol.... İstemiyorlar belli ki. 
Ya şimdi durumdan çok memnunlar; ya,  Girne’ye falan, Yunan bayrağı çekmeyi hayal ediyorlar hala; ya, Kıbrıslı Türkleri çok aptal sanıyorlar; ya, kendilerini çok akıllı sanıyorlar; ya, Megali İdea safsatasına fena saplanmışlar;  ya, bizim ‘Şahinler’in ekmeğine nasıl bal sürdüklerinin farkında değiller; ya...ya...ya..... (!!!)

Peki..Şimdi ne olacak ?
DISI ya 20 milletvekilinin yanına, ‘Çözüm’ yanlısı  AKEL ve  milletvekillerini alarak yoluna devam edecek, ya da –zayıf bir olasılık-  “Başınıza geleni çekin”  diyerek pes edecek.
Birinci olasılıkta Kıbrıslı Türkler,  ‘umutlarını’ tazeleyecek...İkinci olasılıkta ise,  ‘çözümcüler’ bir kez daha hayal kırıklığına uğrarken ‘çözümsüzlükçüler ‘Bayram’ yapacak.  Kuzey’de “Biz demedik miydi ?”, “Rum’dan dost olmaz”, “Bin gavur kellesi bir kin ödemez”, “Taksim” v.s. naraları yükselecek.