Sinan Dirlik’i geri getirmek...
Sinan Dirlik'in “Allah Taksiratınızı Affetsin” başlıklı yazısı ve “vedası”, hafta sonu herhalde tüm medyamızda en fazla okunan, konuşulan köşe oldu.
Hiç susmadı telefonlar...
Mesaj ve e-posta yağdı...
Üzüntü paylaştı, gören herkes.
***
YENİDÜZEN'in “eleştirel” karakteri, mayasıdır.
Bunu aldınız mı içinden, geriye YENİDÜZEN kalmaz, “bulanık suya” dönen tatsız bir “vıcıklık” çıkar ortaya.
Böylesi bir YENİDÜZEN'i kim arzular, ‘demokrasi karşıtları’ dışında!
***
Sinan Dirlik, hem de İstanbul'da yaşamasına rağmen ada gerçeğini çok farklı gözlemleyen isimlerden biriydi...
Ve bu sayfalar, Sinan Dirlik’e, düşüncelerine sonuna kadar açık.
***
“PARTİ BÜLTENİ değil GAZETE” dediğimiz gündem beri elbette başarılarımız da oldu eksikliklerimiz de...
Ama YENİDÜZEN'le okuru arasındaki bağı, bir kelime çok güzel özetledi: SAMİMİYET.
***
Elbette, YENİDÜZEN'in bir siyasi hareketten doğması ve onunla özdeşleşmesi, tüm içeriğin bazen “parti” üzerinden okunmasına neden oluyor, “değişim” kolay değil.
Oysa ki YENİDÜZEN'in ilkeleri açık...
Ve bu ilkeler “hükümetler”e göre değişmemeli, değişmiyor.
Barış, demokrasi, sivilleşme, emeğe saygı, Kıbrıslı Türklerin kimliğine ve değerlerine bağlılık ve düşünce özgürlüğü var olduğu sürece, 12 Aralık 1975’te yapılan çağrı geçerli: YENİDÜZEN, yeni bir düzen kavgası verenlerin toplanma yeri...
***
YENİDÜZEN'de 2000'li yıllarda yapılan önemli açılım, ‘gazetecilerin özerk yönetimini’ öne çıkartmıştır.
İyi de bu açılımı yapan ve tüm sancılarını göğüsleyen siyasi kadroları, medya demokrasisi adına ne kadar ayakta alkışlayabildi ki toplum acaba?
Tam aksine, ‘demokratik zenginliği’ genelde bir ‘zaaf’mış gibi vurduk yüzlere...
***
Bir dostumuz “gazeteci namusumuzu” takdir ederken, dedi ki, “YENİDÜZEN artık bağımsız bir noktaya gelmelidir...”
Eğer bu ‘vurgu’dan kasıt, YENİDÜZEN’de ‘patronaj’ sistemiyse, aman ha!..
Önemli olan düşüncenin ve fikrin bağımsızlığı, özgürlüğüdür.
Yoksa medyamız için en önemli tehlike çanlarıdır, son dönemde yaşanan ‘sahiplik’ anlayışları...
‘Güç odakları’nın esirliğine terk edilecek bir medya sahipliği, demokrasiye tehdittir.
Sizce rastlantı mıdır, basın emekçilerine ‘toplu sözleşme’ hakkı tanınan YENİDÜZEN dışında bir ‘medya’ olmaması hâlâ !?
***
YENİDÜZEN’e ‘gazete’ değil ‘parti örgütü’ muamelesi yapan düşünceler ve yargılardır asıl, ‘yenilenmeye’ muhtaç...
Evet, çok kolay değildir..
***
Gazetelerin farklı farklı sahiplik yapıları olabilir.
Ama unutulmasın ki ‘gazeteciliğin’ sahibi GAZETECİLER, özgür düşüncenin sahibi de onları üreten beyinlerdir.
YENİDÜZEN'deki her yazarın “veda”sı sonrası “maraz resmi geçitleri”ne ise mesajım şudur:
VARLIĞINA SAHİP ÇIKINIZ !..
Yoksa eleştirdiği zaman öfkelenmek, “veda”sıyla da üzülmek, yetmez!
***
Bir gazeteci, yazar, düşünce insanını ancak ‘okuru’ ikna eder; öldürür ya da döndürür hayata.
Sinan Dirlik mi dediniz!
Hade, geri getiriniz!
Çünkü her sabah, SADECE 2.5 TL ödeyen okuruna "SATILAN" gazetedir YENİDÜZEN ve evet, demokrasinin güvencesidir...
Vazgeçiniz, düşüncelere ve fikirlere, maksadının dışında anlamlar yükleyerek ve istismar ederek, onların ‘özgürleşmesini’ engellemekten...
( Sinan Dirlik'in de affıyla, sürekli iletişim adreslerini soranlara, ‘biz yazarımızı geri isteriz’ diyenlere:
E-posta: [email protected]
Telefon: 0542 235 91 43 )