Sınav Sonrası Başarısız Olan Çocuklarda Oluşan Travmayı Aşma Yöntemleri
Çocuklarda başarısızlık hissi en az yetişkin bireylerin yaşadığı kadar travmatik bir olgudur.
Bu durumda öncelikle yapmamız gereken davranış, kendimizi sakinleştirmek, çok aşırı tepkiler vermekten ya da tepkisiz kalmaktan kaçınmaktır.
Suçlama, eleştirme, sorgulama gibi aşırı tepkiler çocuğumuzun değersizlik hissi yaşamasına neden olur. Bununla birlikte çocuğumuzun yaşadığı durumu unutabilmesi için, bu konu hakkında konuşmamak, hiçbir şey olmamış gibi rutin yaşamımıza devam etmek de en az aşırı tepki vermek kadar çocuğumuza zarar verir, çocuk duygularını bastırarak bilinç altına atar.
Böyle durumlarda olayın kaynağını araştırmak önemlidir. Ancak bu durumda en hassas nokta bunun zamanını belirlemektir. Çocuğumuz sınavını bitirir bitirmez ya da notunu öğrenir öğrenmez neden bu sonucun yaşandığını araştırmak çocuğumuzun travmayı yaşama süresini uzatır. Bunun için en uygun zaman çocuğumuzun yeni bir döneme başlayacağı zamanı seçmek, yeni bir başlangıçla beraber, geçmişteki noksan bilgilerini kontrol ederek, bu durumu telefi etmek olmalıdır.
Bu dönem sonrası çocuğumuza, psikolojik ve fiziksel olarak dinlenme ortamı hazırlamalı sonrasında ise çocuğumuzun da hedefleri doğrultusunda, çocuğumuzu yönlendirmeliyiz. Hayattaki esas başarının mutluluk olduğunu çocuğumuza aşılamalı ve bundan sonrası için çocuğumuzla iletişim kurarak onu en mutlu olacağı seçeneğe yönlendirmeliyiz. Bu durumda çevrenin düşüncelerini, sahip olacağı sosyal etiketi düşünmemeli, yetenekleri ve mutluluğu doğrultusunda seçimler yapması yönünde çocuğumuzu yönlendirmeliyiz.
Herkesin kendine özgü bir yeteneği olduğunu, zaman zaman bizim de başarısızlıklarımızın olduğunu ancak bunları başarısızlık olarak nitelendirmemek gerektiğini, bunların doğru seçim yapmada bize bir yol gösterici olduğunu çocuğumuza anlayacağı örneklerle anlatmalıyız.
Her insanın farklı yeteneklerinin olduğunu ve bu yeteneklerin tümünün birleşiminin bizim hayatımızın bütününü oluşturduğunu çocuğumuza anlatmak yararlı olacaktır.
Hayat zincirinin bu şekilde olduğunu ona göstermek çocuğumuzun özgüvenini yenileyecektir.
Örneğin doktorluğun çok saygın bir meslek olarak görüldüğünü ancak çöplerimizi toplayacak belediye çalışanları olmasa doktorların salgın hastalıklarla baş edemeyeceğini bu durumda her ikisinin de ayni öneme sahip olduğunu söylemek, kendimizi iyi hissetmek, kişisel bakımımızı gerçekleştirmek için kuaförler olmasaydı ne yapardık şeklinde sorular sormak çocuğumuzun hayatın akışı içerisinde herkese ihtiyaç duyulduğunu anlamasına yardımcı olacaktır.
Başarı toplum tarafından önemli görülen mesleklere sahip olmak değil, işini iyi yapmak olmalıdır bilincine sahip olan çocuk önemli olan sınavın değil kendi başarısının olduğunun bilincine varır.
Bu dönemde çocuğun yaşadığı bir diğer travma ise arkadaşlarından ayrılma korkusudur. Bunu da gerek kendi yaşamımızdan örneklerle gerekse kendi geçmişinden örneklerle örneğin “ana okul arkadaşların şu an ne yapıyor” sorusuyla açıklayabilir ve arkadaşlığına devam etmek istediği kişilerle aynı okulda olmasa dahi çocuğumuza onları bir araya getirme güvencesini verebiliriz.
Tüm ailelere sağlıklı ve mutlu çocuklara sahip olma temennisiyle…