1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Sinde’deki kuyu kazısına devam, Gönyeli’de yeni kazılar…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Sinde’deki kuyu kazısına devam, Gönyeli’de yeni kazılar…

A+A-

KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…

 

kaz-007.jpg

 

Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu kazılar kesintisiz biçimde devam ederken, Sinde’de dokuz yıl önce Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğumuz ve hazırlıklar ardından kazılara başlanan kuyuda bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı ve kazılar sürdürülüyor… Gönyeli’de ise yeni bir kazıya başlanmış bulunuyor.

Kayıplar Komitesi’nden dün yapılan ve TAK tarafından yayımlanan açıklamada şöyle denildi:

“Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK)  iki toplumlu kazı ekibi, dün, İnönü köyünde bulunan bir kuyuda bir kişinin kalıntılarına ulaştı.

Komite tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bir geçiş rampası açmak için gerekli izin alınamadığından”, kuyuya ulaşımın ciddi güvenlik riskleri barındırdığı kaydedildi ve KŞK arkeologlarının  bu derin kuruya inebilecek uygun ekipman ve bilgiye sahip uzmanlar bulmak durumunda kaldığı ifade edildi.

Açıklamada KŞK’nin kayıp şahısların ailelerine duyduğu  derin sempati de ifade edildi ve ada halkına Komite’nin çabalarına 357 22 400142 (dahili 181) numaralı telefonu arayarak gömü yerleriyle ilgili varsa  bildiklerini anlatmak suretiyle katkıda bulunma  çağrısında bulunuldu.”

Bu arada Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden edindiğimiz bilgilere göre, Sinde’deki (İnönü) kuyudan çıkarılan toprak, sulu elekten geçirilmeye devam edilecek…

Kayıplar Komitesi birkaç yıl önce bu kuyuda kazı başlatmak istemiş ancak kazıların güvenliğinden sorumlu Kayıplar Komitesi yetkilileri kuyuda su olduğu için ve bu da tehlike arzettiği için kazıya izin vermemişlerdi.

Geçtiğimiz haftalarda bu kuyuda kazı yapmak üzere çeşitli hazırlıklar yürütülmüş ve Kıbrıs’ın kuzeyinden deneyimli kuyucular ve kazıların güvenliğinden sorumlu yetkililer eşliğinde bir plan yapılmıştı.

Böylece kuyu, bir şahitle birlikte Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermemizin üstünden geçen dokuz sene sonra, güvenli biçimde kazılabilecek bir planla kazılmaya başlandı ve şahidimizin de belirtmiş olduğu gibi kuyuda gömülü bir “kayıp” şahıstan geride kalanlar bulunmaya başlandı.

Kuyunun içerisinde elle çalışan pompa kullanılıyor ve bu hassas kazı böyle yürütülüyor – arkeloglar da kuyunun içerisine inerek çalışıyor…

Bu hassas kazıyı yürüten tüm arkeologlarımıza, kuyucularımıza ve diğer çalışanlara “kolay gelsin” derken, Kayıplar Komitesi’ne de göstermiş olduğumuz bu kuyuyu güvenli biçimde kazma kararı aldığı için teşekkür ederiz. En önemlisi, bize bu kuyuyu dokuz sene önce gösteren şahidimiz ve ona eşlik eden çok değerli Kıbrıslıtürk okurumuza, bu kuyuyla ilgili olarak ek bilgiler sağlayan Kıbrıslırum okurumuz Kiriakos Andreu ve “kayıp” yakını Yerobaba’ya da sonsuz teşekkürler…

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden edindiğimiz bilgilere göre, Kayıplar Komitesi Gönyeli’de bir dere yatağının içerisinde gömülü oldukları bilgisi bulunan iki “kayıp” Kıbrıslırum askerin kalıntılarının aranmakta olduğu yeni bir kazı başlatmış bulunuyor. Daha önce bu bölgede bir mandra kazılmıştı – şimdi mandranın güney tarafındaki dere yatağı kazılıyor.

Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü bir diğer kazı Dikomo’da (Dikmen) askeri bölge içerisinde devam ederken, Voni’de de (Gökhan) askeri bölge içinde bir kazı devam ediyor.

Strovulo’da bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in gömü yerinin aranmakta olduğu kuyu kazısı da devam ediyor. Kuyu kazısında dokuz metre derinliğe inilmiş bulunuyor.

Kayıplar Komitesi kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “çok kolay gelsin” diyoruz.


Baf’ta komşuların buluşması: Ulus Irkad ve Anna Tselebu’nun hissettikleri…

“Hiçbir şey barıştan daha güçlü olamaz…”

Geçtiğimiz haftasonu Baf’ta gerçekleştirilen bir kültür-sanat festivaline ana konuşmacılardan biri olarak katılan değerli araştırmacı-yazar Ulus Irkad, eski bir komşusuyla buluştu… Bu komşu, sıradan bir komşu değildi – iki aile çok yakındılar ve birbirlerine saygıyla yaklaşıyorlardı… Anna Tselebu’nun babası 1964’te bazı Kıbrıslıtürkler tarafından öldürüldü ama Anna Tselebu, Baf’ta yapılan iki toplumlu etkinliklerde barış arzusunu her fırsatta dile getiren bir arkadaşımız…

Ulus Irkad, bu buluşmayla ilgili olarak sosyal medya sayfasında şöyle yazdı:

“ADI ANNA TSELEPOU'YDU

Evet Anna Tselepou... O benim 1960-62 yıllarında iki sene komşumdu. Babasının ailesi bayağı kalabalık bir aileydi. Genelde babam bahçe düzenlemesini dedemin arkadaşı Salamyulu Fui'ye yaptırır, bahçemizin oyuncakları kaykay ve salıncaklarını da Anna'nın amcalarına yaptırırdı. Onlar Kıbrıslırum bizse Kıbrıslıtürktük ama aramızda hiç olay olmadı. Hiç kimse birbirine zarar vermedi Konya'daki mahallemizde. Bizlere karşı çok saygılıydılar. Amcaları babama "Hoca" der, anneme de saygı göstererek "Abla" diye çağırırlardı. Biz 1962 yılında mahalleden ayrıldık. 1964 yılında Anna'nın Elektrik Dairesi'nde çalışan babası elektrik direği üzerinde tamir yaparken bazı Kıbrıslıtürkler tarafından vurulmuştu. Anna çok küçük yaşlarda öksüz kaldı. Beni Baf'taki konferansım ve sunumum sonrasında buldu ve hasretle 56 yılın dostluğuyla kucakladı komşum Anna. Bana gözleri yaşlarla dolu olarak tüm yapılanları, olanları affettiğini söyledi. Ben de ona affetiğimi söyledim. Önemli olan kardeşlik, dostluk ve barıştı... Artık barışın ve çözümün yollarını döşememiz gerektiğinde anlaştık sevgili komşumla. Bana ve İbrahim Aziz'e gösterdiğiniz, incelik, misafirperverlik ve yakınlıktan dolayı size de teşekkür ederim sevgili çocukluğumun komşusu Anna. İnşallah görüşeceğiz tekrar sevgili komşum, teşekkürler sana... Anna Tselepou komşum bu mesaj sana;Teşekkürlerimle biricik, yardımsever kalpli, insanlık sevgisiyle dolu, güzel huylu , güzel insan ve barışçı komşum Anna, tüm aileye, Baflılara selam söyle sevgili komşum, sizleri unutmadık, Bayan Dulla'dan da birşeyler öğrenirsen ne olur bana ilet. Söz,  sana Bayan Dulla'nın bana yaptığı unutamayacağım ve hayatımı kurtaran iyiliğini de anlatacağım bir gün. Konya'yı, Sizleri, Hristagileri unutmadım sevgili güzel kalpli insanlıkla dolu komşum. Tekrar görüşmek üzere, tekrar teşekkürlerimle, amcalarına, tüm ailenize ve en fazla da sana, saygı, selam ve sevgilerimle...”

Anna Tselebu ise bu mesaja şöyle yanıt verdi:

“Sevgili arkadaşım Ulus Irkad, bu güzel sözcüklerin için çok teşekkür ederim! Yıllar boyu Ulus’un ailesi, babamın ailesiyle komşuydu ve aralarından su sızmıyordu…

İki toplumlu çatışmalarda babamın kafasına saplanan kurşun evimize karanlığa boğdu ama bu kurşun aynı zamanda benim savaştan ve onun yarattığı yıkım ve yokluklardan nefret etmeme yol açtı… Hiçbir şey barıştan daha güçlü olamaz…”

 

 

Bu yazı toplam 1603 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar