1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Sınır dışı ve deprem
Sınır dışı ve deprem

Sınır dışı ve deprem

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR… Yakın Doğu Üniversitesi’nden ‘taş atan kürt çocuklar’ kovuldu ve sınır dışı edildiler. Eylem yapmak için okula giden ülkücülerin üzerinden, arabalarından satırlar, sopalar, baltalar çıkmasına rağmen bir şey olma

A+A-

 

 

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR…

Yakın Doğu Üniversitesi’nden ‘taş atan kürt çocuklar’ kovuldu ve sınır dışı edildiler. Eylem yapmak için okula giden ülkücülerin üzerinden, arabalarından satırlar, sopalar, baltalar çıkmasına rağmen bir şey olmadı.

İşin özeti bu… Yani görünen bu… Başka bir şey var mı bilemiyorum ancak görüntüler böyle… Olay neydi? Türkiye’de şehit olan 24 askerin ardından YDÜ’de karşıt görüşlü gençler arasında, yani bu olay için Kürtler ve ülkücüler arasında tartışma, kavga çıktı. Öğrenciler birbirlerine saldırdı, taşlar atıldı, sopalar kullanıldı, yumruklar konuştu. Ertesi sabah Üniversite Disiplin Kurulu oturmuş ve hiçbir savunma dahi almadan 25 Kürt öğrencinin okuldan uzaklaştırılması kararı almış. Bunu YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş açıklıyor. Neden? Çünkü daha önceleri de bu öğrencileri uyarmışlar ama o gün yine kavga çıkarmışlar, taş atmışlar, onun için de Disiplin Kurulu savunma almadan böyle bir karar almış.

Ve hükümetimiz… O kadar hızlı, o kadar tuttuğunu koparan! bir hükümet ki, hemen o gün olağanüstü Bakanlar Kurulu toplanmış ve okuldan atılan öğrencilerin sınır dışı edilmesi için de bir karar çıkartmış. Ve hemen o gece polis gözetiminde Devlet Basımevi çalışmış, resmi gazete basılmış, o öğrencilerden bulunan dört kişi sınır dışı edilmiş, diğer öğrenciler aranıyor, bulunursa onlar da sınır dışı edilecekmiş. E girişte yazdık; taş atan öğrenciler sınır dışı edildi de, farklı yerlerde eylemler yapan, yürüyüş yapan, bu eylemlerde ‘ölüm’ü çağıran naralar atılırken cezalar nerede, Bakanlar Kurulu nerede?

Sanki ortada başka bir hesaplaşma varmış da biz bilmiyormuşuz gibi… Yoksa bu hükümetin böyle ‘iş bitiriciliğini’ her yerde görmek isteriz! aslında.

DEPREMİN GÖZLERİ!

Van’da gerçekleşen depremin simgelerinden biri 13 yaşında yaşamını yitiren Yunus’tu… Enkaz altında görüntüleri ve fotoğrafları yansıyan Yunus’un enkazdan çıkarıldıktan sonra iç kanama nedeniyle yaşamını yitirmesi unutulmayacak bir deprem anısıydı. O gözler, depremin gözleri gibiydi.

Diğer yandan 14 günlük bebeğin enkazdan 50 saat sonra çıkarılması, ardından annesi, onun ardından babaannesinin sağ olarak enkaz altından çıkarılması da Van depreminin unutulmayacak başka bir anıydı. 500’e yaklaşan ölü sayısı ve 1300’ün üzerindeki yaralı sayısı ile ortaya çıkan görüntüler de yine ‘öldürenin deprem değil, binaların olduğunu’ gösterdi. Müteahhitlerin malzemeden çalması ile depremin yıkıcılığının büyük oranda artması, bizim ülkemizdeki yapılar için de endişeli olmayı gerektiriyor. Kaçak veya kaçak olmayan müteahhitlerin yaptıkları binaların, yapıların çok da denetlendiğini söylemek mümkün değil. Binalar bittikten sonra o binaların hali ve özel arazileri işgal ederek bittiğinin ancak koçan aşamasına gelindiğinde ortaya çıkması gibi malzemenin de gerektiği oranda kullanılıp kullanılmadığından emin olmak çok mümkün değil demek ki…

Öyle bir garantiyi kim verebilir? Bu denetimi Meslek Oda’sı yapıyor mu yoksa devletin ilgili daireleri mi bu işle görevli!..Belediyelerin yapması gerektiği gibi bir bilgi var ortada ama Belediyeler’in de gidip bir binada hangi malzeme, ne oranda malzeme kullandıklarını denetlediklerini sanmıyorum. Yoksa artık biz de Van’da, Gölcük’te yaşanan depremlerde olduğu gibi kağıt gibi çöken binalar mı beklemeliyiz? Ne de olsa artık müteahhitlerimizin çoğu da ithal olduğuna göre…

Söylenmesi bile korkunç ama işgali bile bina bitene kadar göremeyen otorite, kullanılması gereken malzemenin ne oranda kullanılıp kullanılmadığını hiç göremez diye düşünüyorum.   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1867 defa okunmuştur