Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu başkanı Sertoğlu, Genç TV’de yayınlanan “SPOR ANALİZ” programına katılarak yaptığı açıklamada, futbolumuzda gelinen bu noktadan sonra geriye dönüş olmayacağını, Kıbrıs Türk futbolunun ve futbolcularının önünü açmak için ellerinden geleni yapacaklarını açıkladı.

KOP başkanının Birinci Lig kulüplerini toplayarak, Zürih’te imzalanan metni, kulüp başkanlarına onayladığını açıkladı.

Aslında metni, her iki tarafın eş zamanlı olarak imzalanacağı konusunda fikir birliğine varmışlardı. Buna rağmen KOP başkanı Koutsokumnis’in aceleci davramasındaki neden, Sertoğlu’nu siyasilerle karşı karşıya getirmek ve işleri yokuşa sürmekti.

Bilindiği gibi, Sertoğlu bu metni imzaladıktan sonra sağ görüşlü siyasilerin bir kısmı metne karşı çıkmış ve kesinlikle imzalanan bu metni kabul etmeyeceklerini ve KOP’un altına girmenin teslimiyetçi bir yaklaşım olduğunu savunmuşlardı.

Rum tarafının dış siyaset konusunda, görüş ayrılıkları ne olursa olsun, ortak hareket ettiklerini çok iyi  biliyoruz. O nedenle, metnin onaylanması konusunda çabuk hareket etmelerindeki amaç, Sertoğlu’na karşı olan sağ  görüşteki siyasilerin tepkilerini artırmaktı.

Ama hesaplayamadıkları nokta, Sertoğlu’nun arkasındaki gücün, TC başbakanı Erdoğan’ın olmasıydı. Son günlerde gerek TC Spordan sorumlu Bakan sayın Suat Kılıç’ın demeçleri ve sayın Erdoğan’ın Rusya ziyareti esnasında verdiği olumlu demeçler, Rum tarafının olası düşünülen oyununu bozmuştur.

Onlar sanıyorlarki hazırlanan metne, Türk tarafından olumsuz yanıt verilecek ve kendileri FIFA’nın gözünde iyi niyetli taraf görüntüsü çizecekler. Ne isterlerse yapsınlar bu hesapları sonuç vermeyecek. İnanıyorum ki Sertoğlu arkasına aldığı bu destekle futbolun önünü açacaktır.

FIFA Başkanı Blatter’in Papa ile görüşmesi sırasında Kıbrıs Türk futbolundan söz etmesi, aynı şekilde TC Başbakanı Erdoğan’ın Rusya ziyareti esnasında Zürih’te imzalanan metne destek beyan etmesi, gelinen noktanın ne kadar önemli ve hassas bir nokta olduğunu yansıtıyor.

Bu noktadan sonra geriye bakmamız mümkün değildir. Hiçbir dönemde sonuca gidecek yaklaşımları bu denli yakalayamamıştık. Bu noktadan sonra geriye dönmek demek, bulundugumuz bu noktadan daha da çok gerilere girmek demektir. Zaten yıllardan beridir, kendi ciğerimiz ve kendi yağımızla  kavrulumuyor muyuz ? Bir çok başarılı sporcumuz bu yüzden yok olup gitmedi mi?

Gerçekten bu girişimin sonuçsuz kalması demek, Kıbrıs Türk Futbolu ve sporunun bitmesi demektir. Motivasyonsuzluk ve moral bozukluğunun içerisine girecek gençlerimizin yıkımını düşünebilir misiniz? İnanın ne sporcularda istek kalacak ne de kulüplerimizi yöneten yöneticilerde.

O nedenle metnin onayının, her iki tarafın eş zamanlı onaylaması çok da önemli değildir. Önemli olan her iki taraftan da olumlu sonuç alınmasıdır. Rum tarafı metni onayladı. Şimdi sıra bizim kulüplerimizde. Onların da onayladığı takdirde, Rum tarafının emelleri boşa çıkacaktır.

Bundan sonraki safha, metnin altının doldurulması olacaktır ki, işte o zaman dananın kuyruğu kopabilir...