Sıra şimdi Sayın Akıncı’da
En güzel adetlerimizden biridir, nazara karşı zeytin yaprakları yakılır, başımızın üzerinde...
Zeytinin tütsüsü dün de adamızın üzerinde yükseldi buram buram.
Annan Planı döneminin hedef birliği on bir yıl aradan sonra dün bir kez daha sandığa yansıdı, tüm ilerici güçler, barış ve demokrasi ülküsüne inanan tüm kesimler, güçlü bir biçimde liderlik değişiminin altına imza attı.
İlk turun ardından CTP’ye, ‘başarıya ortak olun’ çağrısı yapmıştı Mustafa Akıncı.
CTP Akıncı’nın bu çağrısını yanıtsız bırakmadı, bu başarıya ortak oldu.
İlk turda Kudret Özersay’a oy veren insanların önemli bir bölümü de bu başarının bir parçası oldu ve Akıncı güç birliğiyle, bizim dünyaya açılan yüzümüz olan toplum liderliği makamına taşındı.
Seçmen, dün üzerine düşen görevi yaptı.
Sıra şimdi Sayın Akıncı’da...
***
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide dün gece Akıncı’yı arayarak tebrik etti ve beklendiği üzere, Mayıs ayının ilk haftası Kıbrıs’a gelerek, liderlerle görüşeceği bilgisini verdi.
Biliyoruz ki bu temasları takiben, Ekim ayında askıya alınan müzakereler kaldığı yerden başlayacak.
Tam da bu noktada Akıncı’ya çok büyük bir görev düşüyor.
Uluslararası toplumun 2016 yılı içerisinde yeni bir referandum hedefi var.
Geçmiş tecrübelerimiz, Kıbrıs sorunu konusunda büyük umutlar yüklenmemizin önüne bariyerler çekse de, sözde değil de özde bir çözüm hedefiyle yola çıkan bir liderin varlığı, umut adına büyük bir nimettir kuşkusuz.
Ve Akıncı’nın öncelikli görevi ve sorumluluğu, Kıbrıslı Türkler’in bu umudunu gerçeğe dönüştürebilmek adına yapıcı adımlar atması, bu süreçte karşımıza çıkabilecek olumsuzlukların ardına saklanarak değil, bu olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik inisiyatifler üstlenerek yürümesidir bu yolu.
Kıbrıs Rum liderliğinin olası olumsuz tavır ve girişimlerine, ‘ekmeğe yağ sürecek’ cevaplar vermek yerine, onları bu tavırlarından geri adım attıracak bir pozisyon almasıdır Akıncı’dan beklenen.
Müzakere masasına paralel olarak, hem Kıbrıslı Türkler’in hem de Kıbrıslı Rumlar’ın birbirine yakınlaşmasına, toplumlararası güvenin etkin bir biçimde yeniden tesis edilebilmesine olanak sağlayacak ‘önlemlere’ imza atmasıdır, Akıncı’dan istenen.
Çatışmanın değil, uzlaşmanın adresi olmasıdır arzu edilen.
Sıra, şimdi Sayın Akıncı’da!