1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. SIRADA RESTORASYON ÇALIŞMALARI
SIRADA RESTORASYON ÇALIŞMALARI

SIRADA RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Ev sahibi ile hırsız durumlarımıza her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Son örneklerden biri de yeni ders müfredatları. Enteresan bir şekilde DAU ders programları ile ilgili bugünden başlayacak 3 günlük bir çalıştay düzenliyor. Eğitim Bakanlığı de

A+A-

 

Ev sahibi ile hırsız durumlarımıza her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor.

Son örneklerden biri de yeni ders müfredatları.

Enteresan bir şekilde DAU ders programları ile ilgili bugünden başlayacak 3 günlük bir çalıştay düzenliyor.

Eğitim Bakanlığı değil, bir üniversitenin bir fakültesi, yapıyor bunu.

Finansmanın ve organizasyon talebinin bizzat TC Büyükelçiliği’nden geldiği söyleniyor.

Şüphesiz çeşitli sivil toplum örgütleri ya da sendikalar, çeşitli konularla ilgili seminerler düzenleyip, fikir ve öneride bulunabilirler.

Ancak burada anlaşılan bir durum tespitinden öte, bir ülkenin ders programlarını ilköğretimden ortaöğretim sonuna oradan belki yüksek öğretime kadar programlayacak, kapsamlı bir çalışma yapılmasının planlandığıdır.

Muhtemelen daha sonra, bu, geniş katılımla ortaya çıkan bir program olduğu söylenerek, yeni dönem için hükümetin yapılacaklar listesine eklenecek.

Türkiye’de çok uzun zamandır eğitim konusunda atılan adımlar ve genellikle tek yanlı kararlar tartışılıyor. Ortaya çıkan her yeni proje de enteresan bir şekilde, garip bir Osmanlılık kültürü ile pazarlanıyor.

Eğitimde Fatih projesi, buna örneklerden biri, mesela.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği gibi, yeni kuşağın da tablet bilgisayar dönemiyle eğitimi fethedeceği anlatılıyor, projede.

En tartışmalı 4+4+4 programı ise, dini temelli yaygın bir eğitimin önünü açmak hedefinden ibaret olmakla eleştiriliyor.

Ne var ki, Türkiye’de bu eleştirilerin hiçbiri dikkate alınmıyor.

Hükümet, “ben yaparım olur” anlayışıyla ısrarla dini bir terbiye vermeye çalışıyor yeni kuşaklara.

“Dindar nesil yetiştireceğiz” sözü, bizzat Başbakan Erdoğan’a ait.

Şimdi böyle bir ortamda demokrasinin zaten işlemediği, her geçen gün dini temelli eğitimin yaygınlaştığı adanın Kuzey’inde de birilerinin doğrudan eğitime ve ders müfredatlarına el attığı anlaşılıyor.

Elbette Kuzey Kıbrıs’ta eğitim kalitesinin “istikrarlı” bir düşüş gösterdiği ortada. Ancak eğitimde bir geliştirme ihtiyacı varsa, bunun adresi Eğitim Bakanlığı’dır.

Sadece Eğitim Bakanlığı da değil, toplumun en geniş kesimlerinin, uzman ve akademisyenlerinin katkısıyla olur bu çalışmalar. Şuralar düzenlenir, projeler geliştirilir.

Ancak evi kaptırdıktan sonra belli ki, evin yeni sahipleri boya badana ile restorasyon işlerine çoktan başlamış.

Ve biz boyanın rengini bile seçemez duruma geliyoruz, hızla.

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 961 defa okunmuştur