1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Sistemi, kurumu, bakanlığı yargılatacağız”
“Sistemi, kurumu, bakanlığı yargılatacağız”

“Sistemi, kurumu, bakanlığı yargılatacağız”

Safra kesesinden geçirdiği operasyon sonrasında hayatını kaybeden Zehra Paralik Özerdem'in acılı ailesi sağlıktaki sistemsizliğe isyan etti…

A+A-

Safra kesesinden geçirdiği operasyon sonrasında hayatını kaybeden Zehra Paralik Özerdem'in eşi ve oğlu YENİDÜZEN'e konuştu. Örnek teşkil etmesi için bu üzücü olayı yargıya taşımaya hazırlanan aile, “İhmal ve sağlık sektöründeki sistemsizliği” işaret ederek isyan etti.

Fehime ALASYA

Safra kesesi operasyonu sonrasında vücutta oluşan enfeksiyon nedeniyle komaya giren ve hayatını kaybeden Zehra Paralik Özerdem'in ailesi “Sağlıktaki sistemsizliğe” isyan etti.
Mağusa’da Tıp Merkezi’nde ilk ameliyatı Dr. Mustafa Kalfaoğlu tarafından yapılan, daha sonra Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne sevk edilen, buradaki ameliyat ve yoğun bakım süreci sonrası da adanın güneyine götürülen Zehra Özerdem Paralik, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.

Tüm yaşananları detaylı bir araştırmanın ardından örnek teşkil etmesi maksadıyla, yargıya taşımaya hazırlanan aile, “Doktor ihmali” ve “Sağlık sektöründeki sistemsizliği” işaret ederek isyan etti...

Zehra Paralik Özerdem'in eşi Diş Doktoru Öner Özerdem, kendisinin de yıllardır sağlık sektöründe mücadele verdiğini fakat 40 yılda hiçbir ilerlemenin yaşanmadığının altını çizdi, eşini kaybetmesindeki temel nedenin “Sağlıktaki sistemsizlik” olduğu düşüncesini belirtti.

Oğlu Yusuf Özerdem ise ameliyat sırasında oluşan komplikasyon sonucunda annesine “hiçbir müdahale yapılmadığını” ileri sürerek, 36 saat boyunca sürecin geciktirildiği ve hiçbir müdahale yapılmadan annesinin bekletildiğine dair ellerinde rapor olduğunu savundu.

Doktor ihmali iddiasını ortaya koyan Yusuf Özerdem, detaylı araştırmaların ardından, örnek teşkil etmesi ve gelecek nesillerin de aynı acıları yaşamaması için yasal sürecin başlatılacağını belirtti.

Ameliyat sürecinde yaşananları ve sonrasındaki gelişmeleri anlatan Öner ve Yusuf Özerdem, yaşananlara isyan etti.   
Zehra Paralik Özerdem'in eşi Doktor Öner Özerdem:
“Sistemsizliğin sonucunu hep birlikte hekimler de halk da çekiyor”

“Olay henüz çok tazedir ve araştırmaya açık bir olaydır.  Öncelikle şunu söylemek isterim, ben sağlıkçıyım, 40 yıla yakın bu sektörde birçok kadroda, ülkedeki sağlık sisteminin oluşması, hizmet vermesi, halka sunulabilmesinin üzerinde çok çalıştık.

Tabipler Birliği, Tıp-İş gibi örgütlerde, ayrıca idari kadrolarda da bulundum. Yani sağlıkta bulunabilecek her yeri, belli dönemlerde dolanarak görev yaptım. Benim başıma gelen, bu güne kadar ülkemizde insanlarımızın sağlık sektöründe yaşadıklarından farklı bir durum değil. Sistemsizliğin, sistem bulamayışımızın veya yılları boş yere heba etmenin sonucunu hep birlikte hekimler de halk da çekiyor. Amacımız hep bu ülkedeki sağlığı düzeltmekti, hep aynı şeyleri söyledik ve hep lafta kaldı. Toplantılarla, raporlarla, sadece kağıt üzerinde kalan çözüm önerilerini hep yaşıyoruz. Bugün yine seçim sürecine girdik ve politikacılar yine aynı vaatlerde bulunuyor. Sağlık politikasında ciddi devlet kavramı hiçbir zaman ortaya getirilmedi, hiçbir şekilde halkına iyi sunulabilen bir sağlık verilmedi ve insanlar arzu ettiği tedaviyi yurt dışında, başka yerlerde aradı. Sistemsizlik, kontrolsüzlük ve denetimsizliği yaşamak beni daha fazla üzdü”    

“Hem tomografi hem de müdahale gerekir”

“Bu süreç eşimin safra kesesi iç organını görüntüleme tetkiki idi. Çok kısa süren bir görüntüleme olsa dahi bu görüntülemede iç organlara inen cisim, zorlandığında bir yırtılmaya veya kanamaya sebep olabilir.

Bazı araştırmalar için o bölgeye inildi. Hekim arkadaşımız biraz dar olan bu kanalı, ki bugüne kadar o dar olan kanal hiçbir klinik belirti vermedi, o kanalı zorladı, zorlayınca da yırtıldı. Dolayısıyla sürekli safranın akmasına sebep oldu. Doktor o anda kendi yırttığını gördü ve ameliyat sonrası gelip bize bunu anlattı, izahını da hemen yaptı. İlgili uzmanlarla yaptığımız görüşmede bunun o an, süratle tekrar hastada anestezi altında iken temizlenip akıtılması ve bölgenin temizlenmesi gerektiği oldu. Bu durumda hemen o anda müdahale edilip temizlenmesi gerekirdi ama yapılmadı. Yırtığın büyüklüğü tespit edilemediği için ne kadar da akıntının olduğu hesaplanamaz. O anda hemen tomografi çekilip yırtığın büyüklüğünün görülmesi ve müdahale edilmesi gerekti.”

“En modern teşhis cihazı tomografiyi sunamıyorsunuz”

“Bu noktada sistemsizliğe dönmemiz gerekiyor, operasyonun yapıldığı Mağusa Tıp Merkezi'nde tomografi cihazı arızalı, Mağusa Devlet Hastanesi’ndeki cihaz da öyle. Bir ülkenin yarısının yaşadığı bir bölgede siz vatandaşa en modern teşhis cihazı olan tomografiyi sunamıyorsunuz...

Ne yapalım sadece yara mı dikelim? Küçük veya büyük, fark etmeksizin bir merkezde alt yapının olması gerekiyor. Yüzde bir ihtimal bile olsa onu göz önünde bulunduracaksın ve bu ameliyatı yapmayacaksın. Bu tür eksiklikler varsa devlet olarak denetlemeniz gerekiyor.”

“Hasta takibi en önemli hizmetidir...”

Deneyimli, hemşire olur, başka bir uzman doktoru olur, fark etmez ama hasta takibi sağlık kurumunun en önemli hizmetidir. Eğer yoğun bir hekimseniz ve her yere yetişemeyeceksiniz, yapmayacaksınız. Hastamız çok uzun aralıklarla kontrolsüz kaldı. Doktor yanımıza toplamda 2- 3 kez geldi. Bize sorun olduğunu söylediler ama ameliyattan sonra bizi sık sık kontrol etmediler. Bu arada yanımıza ne başhekim ne de başka bir doktor gelmedi. Üstelik bir hekim olarak da orada olduğumu biliyorlardı. Doktor yoksa bile onun görevini devralacak önemli, tecrübeli, bilgili birileri olmalı, gelip hastayı kontrol etmeli. Cerrahi işi her an, an be an takip ister. Hemşire bir ağrı kesici verip gidiyordu. Orada haber verebilecek değil karar verebilecek bir hemşire olması şarttı.  Gece ağrıları arttı, birkaç saat uyuyabildi, sabah yine ağrısı vardı, doktorumuz geldi, sonra yoğunluğu nedeniyle başka ameliyatlara gitti. Gidebilir de ama o giderken hastane hastasına sahip çıkacak. Burada hastane hastasına sahip çıkmadı, doktor hastasına sahip çıkmadı.”

“Ben yandım, başka kimse yanmasın”

Zehra Paralik Özerdem'in eşi Doktor Öner Özerdem şöyle devam etti:

 “Ben bir tıp elemanıyım, ailemle bu konuyu görüşüyorum ve araştırmaları yapıyoruz. Ben sağlık bakanlığında da görev aldım, oradaki düzenleme, denetim ve çalışmanın nasıl olması gerektiğini de herkesin başına vura vura söyleyeceğim. Ben yandım, insanlar bu kadar zaman yandı, bundan sonra kimse yanmasın. Genel sağlıktaki insanları bir kaybediyoruz bu ülkede. Herkes haddini bilecek, herkes yaptığı görevi ve kontrolünü bilecek. Kimse bir politika uğruna bu ülkede şarlatanlık yapmayacak. Kimse kimseyi kandırmayacak, ister kuzeyi ister güneyi ciddi şekilde kopya edin. Sisteminizi belirleyeceksiniz, genel sağlık sigortanızı çatır çatır alacaksınız, bu benim seçmenim demeyeceksiniz, herkes ödeyecek, hekim özlük haklarını vereceksiniz, hekim oradan oraya dolaşıp para kazanıp yaşamını sürdürmek zorunda kalmayacak, sisteme çözüm bulacaksınız. Sistemsizliğin sonucu bize de yansıdı”.

Biz komplikasyonu inkar etmiyoruz”

“Doktor ayrıldığı zaman yerine tecrübeli biri bakmalıydı, doktor kontrolleri daha sık olmalıydı ve hemen tomografi çekilmeliydi, süratle girişimsel olup erken neyse hemen yapılmalıydı.

Tırnak çekerken de komplikasyon olabilir, bu çok doğal, biz komplikasyonu inkar etmiyoruz ama gecikme olmamalıydı, olabilecekleri kestirip tedbirli olunmalıydı.”

“Geç kalındığını söylediler”

“Eşim kötüleşti, nabzı yükseldi, solunumunda sıkıntı olmaya başlayınca tablo değişti, bu doktorun ikinci gelişinde olan bir gelişmeydi. Ardından bizi Lefkoşa'ya sevk ettiler, ben Lefkoşa'ya gelene dek devlet hastanesinde tomografisi çekilmiş, ameliyata karar verilmişti. O’nu ameliyata aldılar, ameliyattan çıkıp yoğun bakıma alındı. Sabah ilk veriler iyiydi, öğleden sonra tablo değişti. Septik şok dediğimiz olay başladı.  Aile her zaman umut taşır, umut Kaf dağının arkasındaysa gitmek ister ve gider de. Biz de öyle yaptık. Bize birkaç şık sunuldu, tıbbi gerçekler ile bize sunulan seçenekler sonunda beklemek, hastayı kaybedebileceğimiz veya güneye kaldırabileceğimiz olmuştu. Bize ambulansta ölme riski çok daha yüksek denildi fakat kuzeyde umudumuz kalmadığı için her şeyi göze alarak güneye geçmeye karar verdik. Çünkü tıbbi gerçekler ile bize burada çıkar yolumuzun kalmadığı söylenmişti.

Biz de her yerden umut arar olduk, ilgili mercilerle iletişime geçtik, hastaneden de bize çok yardımcı oldular, gece de hastamızı güneye geçirme kararı aldık. Taşınabilme riskini içeren pozisyonları ekarte ederek, çok büyük yardımlarla hastamızı güneye geçirdik. Apollon Hastanesi'ne yatırdık, derhal yoğun bakıma girdi, 5 farklı doktor iki saat boyunca yanında kaldı sonra bize bir brifing vererek açıklama yaptılar. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Hastanesi'nde çok iyi bir ameliyat yapıldığını fakat geç kalındığını söylediler.”

“Otopsi yapılmadı, istemedik, ölüm nedeni olarak kalp yetmezliği yazıldı”

“Dört yerde yangın çıktı ve sizin iki itfaiye aracınız var, ya dört yangını da söndürmeye çalışır hiçbirini tamamen söndüremezsiniz, ya da ikisini kurtarırsınız, olay budur...

Güneyde bize neden beklediniz ve anında neden açıp drene edip ameliyatı gerçekleştirmediniz diye sordular...

Vakanın ağır olduğunu söylediler, bir ara güzel gelişmeler yaşanmaya başladı ama sonra yeniden kötüleşti. Çok yoğun ilaç bombardımanı olmuştu, kalp de yoruldu... Otopsi yapılmadı, istemedik, ölüm nedeni olarak kalp yetmezliği yazıldı.”

“Biz sistemi yargılatacağız”

“Ben birey olarak bu ülkedeki sağlık sektörünün düzelmesi için bu günden sonra çok daha fazla çaba sarf edeceğim. Görüyorum ki bizim nesil,  hak etmediğimiz bir devlet yarattık ve onda yaşıyoruz. Bizden sonra yaşayacak olan çocuklarımız için… Mağusa'da bu cihaz bozuktu, özel hastanede bu cihaz arızalıydı... Biz birini yargılamak veya cezalandırmak istemiyoruz, biz sistemi yargılattıracağız, sistemin sorumlularını yargılattıracağız. Biz kurumu yargılattıracağız, biz bakanlığı yargılattıracağız. Ben Mustafa'yı çok seviyorum, o da çok çalışkan, başarılı bir çocuk ama o da geldi ve bu sistemin içine girdi, bu çarkın bir parçası oldu... Bu sistemi kim düzeltecek, sekiz parti kurarak, sokaklarda 500 aday ile yürüyerek oy istemekle olmuyor, halkın gerçek isteklerine cevap versinler, bu sistemi düzeltsinler. Biz bireysel olarak Mustafa Beyi yargıya taşımayacağız, herkesi, tüm sistemi taşıyacağız. Bu devletle, bu sektörde, bu sistemde 40 yıldır uğraşıyoruz, bir arpa boyu yol alamadık, onun üzüntüsü içerisindeyim... Üstelik bu sektörün içerisinde ve her basamağından geçen birisiyim. Trenyolu’ndaki Devlet Hastanesi’nde, Nalbantoğlu’nda, her yerde çalıştım, her yerde bulundum, yıllarca yasa yaptık, hepsi raflarda kaldı... Artık icraat istiyoruz, mecliste birçok doktor var, sağlık yasası çıkaramıyoruz, yapamadık, iki kuruş para vermemek için, daha iyi şartlar sağlamayarak kliniklere göz yumarak bu hallere düşürüldük... “ 


 

Zehra Paralik Özerdem'in oğlu Yusuf Özerdem:
“Komplikasyonu bile bile müdahale edilmemesinin hiçbir açıklaması yoktur”

“Her zaman babamın görüşleri, babamın önderliğinde, doktor arkadaşlarının da bilgisi ve tecrübesiyle bu konu detaylı bir şekilde araştırılacaktır. Olayın ilerleyen safhasında annemi güneydeki Apollon Hastanesi'ne götürdük ve orada detaylı bir şekilde bize yapılan tüm olayların açıklaması 5-6 doktor tarafından sunuldu. Bu olayda ne tür hatalar yapıldığı zaten bize söylendi. Bunların tüm belgeleri elimizde vardır. 36 saatlik sürecin geciktirildiği ve hiçbir şey yapılmadan, müdahale yapılmadan bekletildiğine dair raporlar elimizde. Biz çekirdek ailemiz tarafından oturup değerlendirip, doktorlar tarafından görüşler aldıktan sonra yasal süreci başlatacağız. Örnek olması açısından yasal süreç başlatacağız, bizden sonra başka insanların yanmaması için başlatacağız. Yasal sürecin sonucu ne olursa olsun, görülen çok bariz şeyler vardır, doktor ihmalkarlığı için bizim başka bir kanıta ihtiyacımız yoktur. 36 saat geç kalınmasının hiçbir açıklaması yoktur. Orada bir komplikasyon olması çok normal bir şeydir ama o komplikasyonu bile bile hiçbir şekilde müdahale edilmemesinin hiçbir açıklaması yoktur ve hiçbir yasanın da bunu açıklamasına ihtiyaç yoktur. Bunlar bizim doktorumuz Mustafa Kalfaoğlu'nun yapmış olduğu şeylerdir, doğru mudur yanlış mıdır bilemeyeceğim ama sonuçları ortadadır...”


Safra ameliyatında hayatını kaybeden Zehra Özerdem’in doktoru  Kalfaoğlu da YENİDÜZEN’e konuşmuştu:
“Bu tarz 2 bini aşkın işlem yaptım, ilk kez böyle bir atraksiyon gördüm

Ameliyatı yapan Doktor Mustafa Kalfaoğlu safra yollarına girmeye çalışırken, bağırsakta küçük bir yırtık meydana geldiğini, hasta ameliyattan sonra kötüleşince tomografi çekmek istediklerini ancak, Mağusa’da ne özel ne de devlette tomografi cihazları çalıştığı için alıp Lefkoşa’ya sevk ettiklerini aktarmıştı.

“Sızma olduğunu gördük, hemen 36 saat içinde ameliyata aldık ama bakteri septik şoka yol açtı ve hasta bu şoktan çıkamadı” şeklinde konuşan Dr. Kalfaoğlu, “Bu tarz 2 bini aşkın işlem yaptım, ilk kez böyle bir atraksiyon gördüm, çok üzgünüz” demişti.

“Doktor hatası” ve “Özel hastanedeki teçhizat eksikliği” iddialarına ortaya konsa da,  ameliyatı yapan doktor, “Çok hızlı müdahale ettik, her şeye rağmen kurtaramadık” ifadelerini kullanmıştı.

 

FOTOĞRAFLAR : Didem MENTEŞ

 

ozel-haber-gorsel-031.jpg

Bu haber toplam 12764 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler