1. YAZARLAR

  2. Dr Filiz Besim

  3. Sivil İnsiyatifin Gücü...
Dr Filiz Besim

Dr Filiz Besim

Sivil İnsiyatifin Gücü...

A+A-

Geçen hafta kapkaranlık bir haftaydı. Morallerimiz yerlerde süründü, yüreğimiz dinmeyecek acılarla doldu. Adanın Kuzeyinde74’den sonra savaşta vermediğimiz kadar çok şehidi trafiğe kurban verdik. Her ailede dinmeyen trafik kurbanı acıları var. Yıllardır ara ara trafiği konuşsak da tüm diğer sorunlarımız gibi bu konuyu da hep öteledik.

Trafikte ciddi sıkıntılarımız var. Eskiyen yollar, denetimsiz araçlar ve sürücüler, aydınlatma ve uzmanların ortaya koyabileceği daha birçok faktör...

Siyasilerin devlet yönetme becerisinin olmaması ve hep seçime yönelik siyaset biçimini benimsememiz malesef ülkeyi kalitesiz, yaşanmaz, acılarla dolu bir yer haline getirdi.

Yaşanan acılı trafik kazası sonrası ise hükümetin sergilediği kararsız, bilgisiz ve bilimden yoksun acemi tavır; toplumu daha da umutsuzluğa ve mutsuzluğa sürükledi. Alelacela alınan kararlar kaosu tırmandırdı.
Öğrenciler acılı yürekleriyle sokaklara sürüklendi. Tamamen masum ve içgüdüsel...
Çoğunlukla da acıyla karışık gelecek kaygısıyla...

Halk ne yapacağını bilemedi, sendikalar organize olmaya çalışsa da malesef böylesine acı bir olayda da politize olmaktan kurtulamadılar. Halbuki bize gereken politize olmadan el ele çok güçlü bir dayanışmaya el vermekti. Toplum olarak ortak akılda buluşmaktı.

Sendikal platform grev kararı alıyor ama bu karar sadece öğretmeni, kamu görevlilerini, doktorları ve diğer devlet çalışanlarını kapsıyor. Peki ama toplumun geri kalanı nerede?
Özel sektör?
Sivil toplum örgütleri?

Eğer siz böylesine toplumu ilgilendiren bir konuda grev kararı alıp eğitimi, sağlığı ve diğer kamu hizmetlerini durduruyorsanız elbette ki özel sektör size destek veremez. Çünkü özel sektör o saatlerde ekmek parası için çalışmak zorundadır. Sivil toplum örgütleri çok daha geniş yelpazeye yayılan üyelerini o saatlerde eyleme çağırmada zorlanacaklardır. Çünkü o saatler yoğun iş saatleridir.

Peki ama okullarda eğitimin en yoğun olduğu saatlerde bu konu için neden grev kararı alınıyor?
Kim cezalandırılıyor? Öğrenciler mi?
Hastanelerde? Hastalar mı?
Devlet dairelerinde? Halk mı?
Bu işte bir yanlışlık var arkadaşlar...
Bizim cezalandırmak istediğimiz bugüne dek trafikte gerekli önlemleri almayan siyasilerdir.
Böylesine büyük bir ihmal karşısında istifa erdemi olmayanlardır.

Saatleri geri almayıp, kaos yaratacak alelacele kararlarla toplumu zor durumda bırakanlardır.
Çıkıp halktan özür dileyecek cesareti bile olmayanlardır.

Uzmanlardan oluşacak ivedi bir trafik komitesi kurup gerekli önlemleri belirleyip, düzenleme için kolları sıvamayanlardır.

Yolların tamiri için sürekli toplanan vergileri çar- cur edip maaşlara göz dikenlerdendir.
Politikayı halk için değil, kendi özel çıkarları için meslek edinenlerdir.
Eğer öyle ise gelin hep birlikte tüm toplum olarak, özeli devleti, öğrencisi, ev hanımı, yaşlısı ve genciyle kapılarına dayanalım. Mesai saatleri dışında indirelim Başbakanlık’ın demir kapılarını...
Meclisin önünde yakalım kurtuluş ateşini...
Tıpkı barış mitinglerinde olduğu gibi...
Öyle büyük bir ses ve güç olalım ki; adanın kuzeyini başlarına yıkalım.
Ta ki çıkıp özür dilesinler.
Saatleri geri alsınlar.
Trafikte acil önlemler komitesi kursunlar, kısa orta ve uzun vadeli önlemler belirlesinler.
Trafik canavarını yenmeyi öncelikleri arasına alsınlar.
Gelin cefanın da sefanın da ne olduğunu onlara hep beraber gösterelim.
Ama ne olur kendi kendimizi cezalandırmayalım.
Hepsini mesai saatleri dışında yapalım.
İşte o zaman sivil insiyatif gerçek gücünü gösterecektir.

Bu yazı toplam 2285 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar