Siyasal Partiler Yasa Taslağı Beklentilere Uygun mu?
40 yıl önce yasalaşan “siyasal partiler yasası” ve “seçim ve halk oylaması yasası” o günler için belki yeterliydi.
Yıllar geçtikçe, toplumun ihtiyaçları değiştikçe tüm yasalar gibi sözünü ettiğimiz yasaların da gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Gerek siyasi partiler, gerekse seçim yasaları bu zamanın ruhuna aykırı maddeler içermektedir.
En son yapılan genel seçim öncesi partiler bu yönde söz vermiş ve yeni oluşan mecliste bu yasaların değiştirilmesi için özel komiteler kurulmuştur.
Bu yasaların yeterince demokratik olmadığı, parti merkezlerinin baskısı altında olduğu ve küçücük bir adada bölgeler yaratılarak seçim yapılmasının gereksizliği düşünülmektedir. Ayrıca, seçildiği partiyi bırakıp belli çıkarlar için başka partiye transfer olanlar konusunda da toplumda etik yönünden bir hassasiyet oluşmuştur.
Siyasal Partiler yasasında komitenin uzlaşı sağlandığı maddelere gelince..
Siyasi partiler gelir-gideri Anayasa tarafından denetlenecek. Zaten KKTC anayasası bunu öngörüyor ve partiler ve Anayasa mahkemesi ilk yıllarda uyduğu bu denetlemeyi yapmamış ve hiç bir taraf da sesini çıkarmamıştır.
Diğer yandan, parti üyelerinin kayıtları ve istifaları da Anayasa mahkemesi tarafından denetlenmelidir. Bu da eski yasalarda var ama yıllardır denetlenmiyor. DP ve UBP de iki partinin de delegesi olan çok sayıda isimden söz ediliyor. Bir aday partisinden istifa etmeden başka bir partiden aday olabiliyor. Bunları yaşadık..Ama yeni taslakta birşey yok..
Milletvekili adayı belirlemede ön seçim konusu..
Parti merkezi ya da başkanı tarafından aday belirleme söz konusu olmasa da, delege sistemi yeni taslakta kalmıştır..Halkın beklentisi parti üyelerinin ön seçim yapmasıdır. Demokratik olan budur.
Komite bu maddeyi bile şu not ile mevcudun sürdürülmesine kapı açmıştır. “ İstisnai durumlarda, tüzükte tanımlanması kaydıyla aday belirlenmesinde Parti Meclisi’nin yetkili kılınmasına” karar vermiştir.
İstisnai durum nedir? Çok kapalı bir konu..Üstelik yasa tüzükten önce gelir. “Tüzüğe yazılması halinde uygulanır” deniyor.
Bu madde, uzlaşma amacıyla yapılmış gibi ama eskinin devamını getirebilir. Anayasa’nın akıbetine uğrayacak gibi!
Bu maddede en anti-demokratik konu seçim listelerinde her bölgeden %30 önseçimsiz kontenjan adayı konmasıdır. Bu madde yıllarca siyasi partide çalışanların haklarını gaspetmek ve parti ilkelerine sahip üyeler yerine seçimler için popüler ve düşünce yapısı sorgulanmayan aday pazarı kurmaya yol açacaktır. Bence bu maddeye her partinin üyeleri karşı çıkmalıdır. Aday olmak isteyen üyelerin önü kapatılacaktır.
Şu an yürürlükte olan yasada her seçim bölgesi için 1 kontenjan aday belirleme hakkı vardır. Maalesef bu kanuna aykırı olarak çoğu parti 1 den fazla sayıda aday göstermiş, denetleyici kurumlar da hiç sesini çıkarmamıştır.
Taslakta, seçim listelerinde cinsiyet kotası adı altında kadınların %30 oranında yer alması komite tarafından kabul edilmiş. Her ne kadar da komite başkanı buna “özel ve geçici kota” dedi ama süresi yazılmadı.
Bu ülkede kadın kotasını savunan ve CTP tüzüğüne geçiren kişiyim ama bu konuyu siyasi parti tüzük ve parti politikası çerçevesi içinde tutulmasından yanayım. Siyasi partilerin eşitlenmesi gibi durum yaratılır partiler arasındaki felsefe ve düşünce farkı bırakmaz. Kadın kotasını 1990 da ilk uygulayan Avrupa’daki “sosyalist enternasyonal”e bağlı partilerdir.
Sonuç olarak siyasi partiler yasası taslağı eski anlayışın yeni bir düzenlemede devam etmesini sağlamaktan öteye geçmiyecek. Beklentilerimizi karşılamıyor. Parti mevhumu ortadan kalkıyor gibi.
Zaten bu taslağa CTP dışındaki partilerin oy vereceği şüphelidir.
Şu sıralar, taslağın siyasi partilerde tartışılması için ara verilmiş. Demek ki siyasi partiler henüz bu konuyu irdelememiş..