1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Siyaset konuşalım mı?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Siyaset konuşalım mı?

A+A-

Son dönemde yaşadıklarımızı düşünün. Realite dışında farklı algı operasyonları da devrede…
Fark ettiniz mi hepsi birer gizli ajandanın algı operasyonları…
Belki de bazıları doğru, bazıları yalan.
Ama topluma sunuluş biçimlerini okuduğunuzda gizli ajandaların birer sayfası oldukları ne kadar da aşikar!
Birileri bu toplum üzerinde bir operasyon yürütüyor yine.
Bu operasyonda bu kez farklı bir yöntem var.
Tıpkı Türkiye'deki 28 Şubat süreci gibi.
Algı operasyonlarını yürüten çok sayıda merkez var.
Bu merkezlerin arasında hükümetteki kimi partilerin liderleri de var belki de, kim bilir!
Ancak dikkat ettiniz mi aylardır gerçek siyaset konuşmuyoruz?
Birileri dayatıyor, gündem bu yönde oluşuyor ve bir girdabın içinde dön babam dön, dönüyoruz.
Aslında esas mesele siyasetsizlik!
Siyaseti konuşan var mı? Çözüm önerileri dillendiren?
Bu ülke nasıl düzlüğe çıkacak?
Konuşmak isteyenler de susturuluyor zaten, ya da dinlemiyor kimseler…
Magazin kokan gündemler daha ilgi çekiyor şimdi. 
Peki gerçekle yüzleşmek? Neyse biz siyaset konuşalım. Hemen hemen herkes KKTC'de statükonun sürdürülemez olduğunu söylüyordu bir dönem. Bu söylemin altında yatan da aslında siyasetsizlik değil mi?
Elbette “siyasetsizlik” de tam bu noktada başlıyor.
Kıbrıs Türk solu veya sağı Türkiye'nin buradaki toplumsal mühendislik girişimlerine alternatif bir politika üretmeyi ne zaman başaracaktır, bunu kimse kestiremiyor. 2008’lerde dillendirilen “kendi kendimize yetelim” tezinin üzerinde kapsamlı bir plan çalışıldı mı? Bilmiyorum. İnanın bilmiyorum.
Kıbrıs'ın kuzeyinde yaratılan rejimi tamir etmek-cilalamak  elbette yeterli bir siyaset değildir.
Kim “herkesten farklı” bir çözüm önerisi ortaya koyuyor? Soruyorum, samimiyetle soruyorum. Bir paket şeklinde…

Örneğin ekonomi, KKTC ekonomisi…
KKTC'nin bütçe yapısı konusunda nedir çözümü partilerin?
Kıt bütçe olanakları nedeniyle oluşan sorunlarla ilgili UBP'nin kapsamlı bir çözüm paketi sunduğunu gördünüz mü? Hayır!
“Türkiye para size vermiyor, bize verecek” gibi kapalı kapılar ardında dillendirilen sığ bir siyaset var, peki başka?
Kıbrıs Türk solunun küçük partilerinin veya birçok sendikanın hemen hemen herkesin ezberlediği bir mağdurlar şiirini okumayı tercih etmesi alternatif siyaset adına bir çıkış olabilir mi? Ya da "bulacan canım, bulamazsan gidecen canım"?
Çok derinlemesine değil mi (!)
Zayıf bütçe olanaklarının sonuçlarını kaşıyarak muhalefet etmeye çalışmak, kimseden farklı bir şey söylememek, kapsamlı-detaylı çözüm projeleri ortaya koyamamak-koymamak bizi ne kadar ileriye taşıyacak ki?
İhtiyacımız olan bu değil… Çünkü konuşulan bir siyaset yoktur.
Siyasetsizlik ve dönemsel fırlamaların yarattığı kendini dev aynasında görme halleri koskoca partileri kapanma noktasına kadar taşımıştır. Bunu solda da sağda da çok net görebilirsiniz. Bakınız: DP, TKP, yok olup gittiler…
'Siyasetsizlik sorunu' tabii ki sadece sağın değil, solun da peşine düşmüş bir sorundur.
Ve bu yeni dönem, sağ-sol topyekûn bütün siyaseti değiştirecek güçte olacaktır.
Bugün mü?
Bugün "Türkiye size para vermez, bize para verir" gündemi ile günü geçirmeye devam!

Bu yazı toplam 1400 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar