Siyasetin gündemi ‘ERKEN SEÇİM’
“Ekimde erken seçim” hedefi ile kurulan ve Meclis’te muhalefete “seçim tarihi belirleyiniz” çağrısı yapan UBP-DP-YDP Hükümeti ağız değiştirince, siyaset kulisleri yeniden hareketlendi.
Ülkede ‘erken seçim’ yeniden gündeme geldi. “Ekimde erken seçim” hedefi ile kurulan ve Meclis’te muhalefete “seçim tarihi belirleyiniz” çağrısı yapan UBP-DP-YDP Hükümeti ağız değiştirince, siyaset kulisleri yeniden hareketlendi.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Meclis’in seçimle ilgili herhangi bir kararı olmadığı müddetçe Yüksek Seçim Kurulu’nun Nisan ayının ortasından sonra Haziran sonu için bir ara seçim tarihi belirlemesi gerektiğini söyledi.
Şefik’in açıklamalarına Başbakan Ersan Saner tepki gösterdi, “Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, o açıklamayı yapmadan keşke benimle bir görüşseydi. Sonuç itibariyle siyaset! Yargının da kendi üzerine düşen sorumlulukları vardır. Bizlerde de görüş alışverişinde bulunması daha doğru olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
Saner ayrıca, erken seçimin gündemde olması nedeniyle kendi partisi ve diğer parti başkanlarıyla görüşüp son noktayı koyacaklarını belirtti.
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı ise muhalefetin erken seçim çağrılarını samimi bulmadığını belirterek, siyasi popülizm yapıldığını savundu.
Öte yandan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Bu hükümet ekimde seçim ön görmüş, Başbakan bizden erken seçim tarihi istemişti. Ekimden önce haziranda seçim mümkündür.” dedi.
TDP Genel Sekreter Dr. Halil Hızal da hükümetin ömrünü doldurduğunu ifade ederek, Meclis’te nisabın sağlanamadığını, ekonomik krize rağmen kamuya istihdamların sürdüğünü belirtti.
Hızal, hükümet çalışmalarını desteklemeseler de pandemi koşullarında seçime gidilmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik:
“YSK Haziran sonu için ara seçim takvimi belirlemeli
Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik, Yüksek Seçim Kurulu’nun Nisan ayının ortasından sonra Haziran sonu için bir ara seçim tarihi belirlemesi gerektiğini söyledi.
Şefik, son ana kalmamak kaydı ile Meclis’in de seçim tarihi belirleyebileceğini kaydetti.
BRT’de 14. Saat programına katılarak Seçim ve Halkoylaması Yasası ile erken seçimin gündemde olması halinde yapılması gerekenlerle ilgili görüşlerini belirten Şefik, şunları söyledi:
“Ara seçim için seçim takvimini nisan ayı sonundan önce açıklarız”
“Şu anda Meclis’in seçimle ilgili herhangi bir kararı olmadığı müddetçe Yüksek Seçim Kurulu’nun Nisan ayının ortasından sonra Haziran sonu için bir ara seçim tarihi belirlemesi gerekir. Biz bunu otomatik olarak Haziran ayının son pazarı seçim yapılabilecek şekilde tabi geçmiş yıllarda bayram tatili, üniversite sınavları olması halinde tarihte oynamış olurduk. Böyle bir şey olmadığı takdirde genellikle en son pazardır Haziran ayının seçim takvimi olarak belirlenir. Seçim takvimi 60 gün olduğu için de bu da bizi Nisan sonuna götürür. Takvimi belirleyip de Nisan sonundan önce seçim takvimini açıklarız. Müracaatlar kabul edilir. Bu hem boş olan milletvekillikleri içindir hem de halen uzun zamandır boş olup da aday çıkmayan ihtiyar heyeti üyelikleri var. Onların seçimidir. Onun için eğer Meclis’ten bir karar çıkmazsa Haziran ayındaki ara seçim için takvimi belirleyeceğiz”.
“Son ana kalmamak kaydı ile Meclis seçim tarihinde karar alabilir”
“Hatırlarsanız Cumhurbaşkanlığı seçimi için de biz bir takvim açıklamıştık. Ve çalışmalarımıza da başlamıştık. Artık aday müracaatlarının kabul edileceği günden bir gün önce Meclis seçimi erteleme kararı almıştı. O nedenle son ana kalmamak kaydı ile Meclis’in karar alma yetkisi tabi ki en bu konularda halkı temsil eden Meclis’in karar verme olanağı vardır”.
“Benim görevim siyasilerle ilgili çok fazla yorum yapmak değildir”
“ Meclis’in daha verimli olmalarını arzu ederdim. Partiler arası çatışmalar, kişiler arası çatışmaların olmadığı, halkın beklentisi, halkın ihtiyacı olan konularda yasal mevzuat üzerinde çalışabilecek bir Meclis olması tabi ki bence hepimizin tercih ettiğidir. Bunu buluyor muyuz? Çok emin değilim. Ülkede gerçekten çok büyük sorunlar vardır ama bunların hepsine Meclis cevap veriyor mu? Bundan çok emin değilim. Tabi ki benim görevim siyasilerle ilgili çok fazla yorum yapmak değildir ama herhangi bir vatandaş olarak da bugün sizden duyduğum kadarı ile Meclis toplanamamış. Bunların olmadığı bir Meclis tercih ederiz. Ve gerçekten yapılması gereken birçok yasalar vardır. Bunların biran önce geçirilmesi gerekir. Ki bizim çağrımız Seçim ve Halkoylaması Yasasında bazı değişiklikler yapılması doğrultusundadır. Ama bunun dışında da ülkede yıllardır bekleyen ve her hükümet değişikliğinde kadük olan yasalar vardır. Onların da bir şekilde sırayla gündeme gelip, içeriğinin tartışılması birilerinin kusurları, yaptıklarının hesaplaşması gündem dışı konuşmalar olmaması tercihimizdir. Gördüğüm kadar ile zaten bu konuşmalar esnasında çok kalabalık Meclis’te olmuyor. Bunun da çok yani doğru olduğunu da düşünmüyorum. Artık hepimizin gördüğü şeyler umarım daha randımanlı, daha süratli çalışabilecek bir Meclis’e kavuşuruz”…
“Üzgünüm kendilerine yanlış bilgi verenleri dinlemeyi o bölgenin halkı tercih etti”
“Ülke sorunlar yumağı, yargıda da durum aynıdır. Düşünün polis karakolu olup da mahkemeye verilen binayı da teslim almadık. Bence teslim aldığımızda zaten tekrar ihaleye çıkıp, tamirat yaptırmamız gerekecek.Çünkü rutubet sorunu tekrar başladı. Lefke binasında tek bir çivi çakılmış değil..Biz bunu bizden kaynaklanmıyor diye çok izah etmeye çalıştık. Ama üzgünüm kendilerine yanlış bilgi verenleri dinlemeyi o bölgenin halkı tercih etti. Şuanda aynı durumda devam ediyoruz. Biz suçluyuz diye bizi cezalandırmak istediler ama ne zaman oraya tekrar bir çare bulunacak bilmiyorum”.
“Çoğu siyasiler anayasa referandumunda susmayı tercih etti”
“Anayasa referandumuyla ilgili siyasiler konuşmayı bile reddettiler. Çoğu siyasi referandum döneminde hiçbir şey söylememeyi tercih etti. Zorlandıkları takdirde de bir iki cümle ile yeterli buldular. O nedenle niçin bu şekilde düşündüklerinin herhalde en iyi cevabı onlara sorulması gerekir. Ancak ben kendim 1980 yılında mezun oldum. 1987 yılından beridir de yargıcım. Bir hukukçu olmakla da iftihar ederim. Bir yargıç olmakla da iftihar ederim. Yargıda pek çok sorun olmasına rağmen de bu küçük ülkede yargının konumundan ve bağımsızlığından da iftihar ederim. İftihar ettiğim bir diğer husus da bizim yargımızın % 65’i de kadın yargıçlardan oluşur. Bu da bence bir dünya rekorudur. Bununla da iftihar ederim. Belli ki bu konumun devam etmesi istenilmiyor. Değişmesi isteniliyor. Aksi takdirde yargıya daha fazla sahip çıkılır. Sahip çıkılmaması ve yargıya son referandumda gördüğümüz gibi saldırılması bu konumundan rahatsızlık gösteriyor. Onun dışında başka bir yorum yapma olanağım yok”.
“Seçim yasasında bugüne kadar bir şey yapılmaması ümidimi yitirmeme neden oluyor”
“Seçim ve Halkoylamasında istedikten sonra değişiklik yapılabilinir. Ama bugüne kadar hiçbir şey yapılmaması artık beni de yapılmayacağına dair, yapılamayacağına veya fırsat bulunamayacağına dair ümidimi yavaş yavaş yitirmeme neden oluyor. Ben hep ümidimi son ana kadar kaybetmem derim de bu aşamada gerçekten ben de endişeliyim ki aynı yasa mevzuatı altında tekrar bir genel seçimle karşılaşabilme tehlikemiz büyük” … “Pandemi olmasa da seçimde çalışmak isteyecek kişiler genel seçimde çok az olacaktır. Az olması veya tecrübeli kişilerin çalışmayı reddetmesi muhakkak seçimin salimen yürütülmesine de hatta hatasız yürütülmesine de tehlikedir”.
“Seçimde sayımı basitleştirin diye çağrımız vardır”
“Seçimdeki sayımı basitleştirilsin diye çağrımız vardır. Nitekim 17 Kasım 2020’de pandemi koşullarında seçim yapılması çok daha zordur diye bütün siyasi partilere gönderdiğim bir yazı da vardır. Tabi ki Seçim ve Halkoylaması yasasının nasıl değişeceğine Meclis karar verir. Burada bizim bir şey söyleme olasılığımız yoktur. Arzu ettikleri takdirde tamamen yeni sistem getirebilirler. Ona da hiç itirazımız yoktur. Ancak bugüne kadar alışagelmiş şudur: Meclis hazırlığını yaptıktan sonra çalışmada bir sorun yaratır mı diye bizimle paylaşırlar”.
“Yapılabilecek 3 alternatif vardır”
“Yüksek Seçim Kurulu Başkanı olarak fiiliyattaki sorunları gördüğüm için kısa bir zamanda yapılabilecek değişikler belki bu olabilir diye seslendirdiğim 3 alternatif var. Ama bunların tabi ki siyasi boyutları da vardır. Ben siyasi boyutu ile ilgilenmiyorum. Ben sadece pratik olarak ve zaman alma noktasında benim bütün derdim o’dur. Ancak bunun birincisi çarşaftan vazgeçilip, eski sisteme dönülmesi. Ki bunun yapılması siyasi bir tercih idi. Ben siyasi tercihe saygı duyarım. Ve niçin yapılmak istendiğini de bana biri izah ettiğinde çok da makul ve mantıklı geldi. Benim açımdan çarşaf olması bütün bu sistemi zorlaştıran faktördür. O nedenle ben diyorum vazgeçin yeni bir başka sistem bulana kadar”.
“Karmadan ve tercihten vazgeçin. Mührü saymak çok kolay”
“İkinci yapılabilecek olan biz de zaman alan bir oy pusulasının cetvellere geçirilmesi süresidir. Tek bir karma oy pusulası eğer cetvele geçirilmesi 17-20 dakika arası alırsa ve bir sandıkta 300 kadar kişi oy verdiğine göre 300 oy pusulasının kaçı karma kaçı tercihtir bilmem. Ama düşünün ki siz karma 17-20 dakika , tercih de 15-17 dakika alır. Bu tabi ki süreci çok uzatır. O nedenle karmadan ve tercihten vazgeçin mühür. Mühürü saymak çok kolay. Zaman almaz, pratik ama siyasi olarak tercih kaldırıldığı takdirde partilerin aday bulmakta zorlanacaklar. Çünkü otomatik üstteki adayların kazanacağını ben de farkındayım. Bizim toplumun karma oya meraklı olduğunu da bilirim. Karma oy hakkı elinden alınan birçok vatandaşın seçime katılmama tehlikesi olduğunu ben de bilirim. Onun için benim tavsiyem siyasi nitelikli bir tavsiye değil. Sadece benim sandık kurulu üyelerimin, ilçe seçim kurulu üyelerinin seçimdeki sayımı süratlendirmeleri ve hata olmamasını da garantiye alarak devam etmelerini sağlamaya yöneliktir”
Başbakan Ersan Saner: “Son noktayı koyacağız”
Başbakan Ersan Saner, erken seçimin gündemde olması nedeniyle kendi partisi ve diğer parti başkanlarıyla görüşüp son noktayı koyacaklarını belirtti.
Saner, “Tüm bunlar ortadayken, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, o açıklamayı yapmadan keşke benimle bir görüşseydi. Sonuç itibariyle siyaset. Yargının da kendi üzerine düşen sorumlulukları vardır. Bizlerde de görüş alışverişinde bulunması daha doğru olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
Bir icraat hükümetinin kurulmuş olması durumunda seçimin Mart 2022’de olacağını anımsatan Saner, icraat hükümetinin kurulamamasında partilerin kendilerine göre haklı sebepleri olabileceğini, toplumu sorunlarla boğuşturmamak için kendilerinin ellerini taşın altına koyduklarını söyledi.
Bu konudaki kararlılıklarının devam ettiğini de kaydeden Saner, “KKTC ekonomisinin önceki noktaya taşımak ve ileriye dönük adımlar atmak hedefimizdir” dedi.
Başbakan Ersan Saner, UBP-DP-YDP hükümetinde bir sıkıntı olmadığını da aktararak, “İyi gidiyoruz. Böyle haberleri duyunca gülüp geçiyorum” dedi.
Arıklı: “Erken seçim çağrısı popülizm”
Hükümet ortağı Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, muhalefetin erken seçim çağrılarını samimi bulmadığını belirterek, siyasi popülizm yapıldığını söyledi.
BRT’de yayınlanan ‘ManşetArtı’ programına konuşan Arıklı, erken seçimin yeniden gündeme gelmesinin iyi bir şey olduğunu kaydetti.
Kendileri dışındaki siyasi partilerin erken bir seçimi çok fazla istemedikleri düşüncesinde olduğunu paylaşan Arıklı, “muhalefet partilerinin bile erken seçimi işola istediklerini düşünüyorum” dedi.
Arıklı, ülkenin içindeki ekonomik sıkıntıları göz önüne alan muhalefetin zamanın kendi lehlerinde olduğu şeklinde düşündüğünü dile getirerek, hükümet protokolünde Ekim ayında erken seçim bulunduğunu anımsattı. Hükümet ortakları arasında Ekim ayındaki seçimin ötelenmesi yönünde bir konuşma olmadığını belirten Bakan Arıklı, hazırlıklarını Ekim ayındaki erken seçime göre sürdürdüklerini aktardı.
Arıklı, UBP içindeki meselelerin UBP’yi ilgilendirdiğinin altını çizerek, “Başbakan Saner erken seçim konusunda partilerin görüşlerini alacağını söyledi, bekliyoruz. Ama bir başka konuşmasında da Ekim’de seçim olmaz şeklinde bir düşünce de söyledi. Sayın Başkan’ın bizimle konuşmadan, bizimle istişare etmeden böyle bir beyanda bulunması siyasi nezakete çok da uygun değil” dedi.
Bakan Arıklı, yürüyen bir hükümet olduğuna işaret ederek, Ekim’deki seçimi erkene alıp yaz aylarında bir seçim yapmanın çok da doğru olmayacağına vurgu yaparak, “yaz aylarında bir erken seçim şu an için çok da ihtiyaç değil” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin erken seçim çağrısı yaparken, iktidar olmaları halinde uygulayacakları ekonomi politikalarını da açıklaması gerektiğini ifade eden Arıklı, yapılan erken seçim çağrılarını samimi bulmadığını söyledi.
Erhan Arıklı, siyasi popülizm yapıldığını sözlerine ekledi.
MUHALEFET NE DÜŞÜNÜYOR?
Erhürman: “Haziran’da erken seçime gidilmelidir!”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik’in Nisan ayı sonuna kadar seçim tarihinin belirlenmesi gerektiği yönünde açıklamada bulunduğunu anımsattı, “Bu hükümet ekimde seçim ön görmüş, Başbakan bizden erken seçim tarihi istemişti. Ekimden önce haziranda seçim mümkündür.” dedi.
CTP lideri Tufan Erhürman, BRT’de katıldığı “Burası Önemli” programında Levent Kutay’ın sorularını yanıtladı. Meclis’te çok ezelden beri gelişmiş bir teamül olduğunu söyleyen Erhürman, bu teamüllerde Meclis’in nisabını iktidarın sağlamasının olduğunu, CTP’nin de son dönemde Perşembe günleri açısından bu teamülleri değiştirdiğini vurguladı ve “Biz muhalefet olarak doğrudan doğruya kendimiz nisap veriyoruz, Meclis bir an önce açılsın diye. Ama Pazartesi günleri yasama günleridir. Yasama sorumluluğu da esas itibarıyla hükümettedir. Çünkü onlardan geliyor yasa tasarıları. O zaman da gelen yasa tasarılarına muhalefet karşı olabiliyor ve ret oyu kullanabiliyor. Bunun istisnası yok mudur? Vardır. Yakın zamanda biz de yaptık bunu. Sayın Çalışma Bakanımız bir operasyon geçirmişti. Sabahleyin beni aradı ve mazeretini bildirdi. Biz de yardımcı olduk” dedi. Hükümetin azınlık hükümeti olarak kurulmasının bilinciyle hareket edilmediğini söyleyen Erhürman, “Bu durumda siz bir azınlık hükümeti olduğunuz bilinciyle davranmayacaksınız. Uluslararası anlaşma imzalarken, yasaları Meclis’e getirirken, sanki de rahat bir çoğunluğa sahip bir hükümetmiş gibi davranacaksınız, ondan sonra da nisap meselesi gündeme geldiğinde, dönüp muhalefeti sorumlu tutacaksınız. Bu anlaşılabilir bir şey değildir” dedi.
“Bu ülke yönetilemiyor”
Hükümetin kendi içinde bütünlüğü olmadığını söyleyen Erhürman, “Bir azınlık hükümetinin kendi içinde bir bütünlüğü yoksa o hükümetin zaten yola devam etmemesi gerekir. Bu hükümetin yola devam etmemesi gerektiği ve milletvekilleri açısından karşılıklı güvensizlik içerisinde olduğu Sayın Ersan Saner tarafından, Meclis kürsüsünden dile getirilmiş bir şeydir. Şimdi nedense herkes bunu unutturmaya çalıştırıyor. Başbakan Meclis kürsüsüne çıkıp, ‘Bu iş olmayacak erken seçime gidiyoruz. Tarih belirlesin muhalefet’ demiştir. Ondan sonra da sanki de böyle bir şey söylenmemiş gibi yapılmaya başlandı. Biz zaten bu ülkenin yönetilmediğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bu muhalefet, hem ‘Bu ülkenin yönetilmediğini’ söyleyecek, hem de bu hükümete koltuk değneği olacak? Nerede görüldü böyle bir şey? Biz hükümette olduğumuz dönemde, UBP’nin nasıl davrandığını görmedik mi?” diye sordu. Erken seçim konusunda da açıklamalarda bulunan Erhürman, mümkün olan tarihin Haziran olduğunu vurguladı. Başbakan Ersan Saner’in Meclis kürsüsünde muhalefete ‘erken seçim tarihini belirleyin’ çağrısı yaptığını hatırlatan Erhürman, “Biz de bunun üzerine bu erken seçimin, öyle hükümet programında yazdığı şekilde değil, Ekim’den önce yapılması gerektiğini söyledik. Mümkün olan tarih de şu anda Haziran sonu gibi görülüyor” dedi.
“Haziran sonu erken seçim”
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik’in Nisan ayı sonuna kadar seçim tarihinin belirlenmesi gerektiği yönünde açıklamada bulunduğunu söyleyen Erhürman, eğer bu yapılmazsa Haziran ayında ara seçimin gündeme geleceğini vurguladı. Erhürman, “Haziran’da bir milletvekili için bütün ülke çapında ara seçime gitmek demek, bütün partiler sahaya inecek, bir milletvekili de olsa, herkes o bir milletvekilini almaya çalışacak. Alamayacağını düşünenler de oy potansiyellerini yükseltmeye çalışacak ki, var olan pozisyonlarını koruyabilsinler demektir. Zaten ülke bir seçim çalkantısı içine girecek. O zaman ne diye biz, bir milletvekili için seçim yapalım, üç ay sonra da bütün milletvekilleri için seçim yapalım? Böyle bir mantık olabilir mi? Bir an önce bu erken seçim tartışmasının da Meclis’te yapılması gerekmektedir” dedi.
Hızal: “Hükümet ömrünü doldurdu”
TDP Genel Sekreter Dr. Halil Hızal da hükümetin ömrünü doldurduğunu ifade ederek, Meclis’te nisabın sağlanamadığını, ekonomik krize rağmen kamuya istihdamların sürdüğünü belirtti.
Hızal, hükümet çalışmalarını desteklemeseler de pandemi koşullarında seçime gidilmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Sağlık Üst Kurulu’nun seçimin güvenli şekilde yapılabileceğine ilişkin görüş vermesi gerektiğini ifade eden Hızal, “Böyle bir görüş verilsin, hemen yarın seçim yapılır” dedi.
Şu anda günde 20-30 vaka çıktığını dile getiren Hızal, “Bu koşulda vatandaşları kapalı ortamlarda mobilize etmek doğru değil” şeklinde konuştu.