1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. SİYASETTE GİZLİ İŞSİZLİK
Sami Özuslu

Sami Özuslu

SİYASETTE GİZLİ İŞSİZLİK

A+A-

‘Gizli işsizlik’ ekonomilerde önemli bir sorundur İktisat kitaplarına göre bu sorun ‘geri kalmış ülkeler’de sıklıkla görülür.

İktisat sözlükleri ‘gizli işsizlik’ (hidden unemployment) için şu tanımı veriyor:

“Ekonomide çalışıyor görünmesine rağmen, üretime hiçbir katkısı olmayan işçilerin yarattığı durumdur. Genellikle az gelişmiş ülkelerde görülür. Nedeni, sermaye ve organizasyon eksikliğidir. Bir işyerinde çalışıyor görünmesine rağmen, çalışmasıyla üretimde meydana gelen arışa hiçbir katkısı olmayan işçilerin meydana getirdiği duruma verilen addır. Az gelişmiş ülkelerde, kişileri tam olarak verimli çalıştıracak koşullar bulunmadığından sürekli olarak gizli işsizlik vardır.”

Geri kalmış bir ülke aramak için uzaklara gitmeye gerek yok. Hem aynaya, hem de etrafa baksak yeter. Elini sallasan ellisi, saçını sallasan tellisi!..

**

Kıbrısın kuzeyinde ‘gizli işsizlik’ konusu pek fazla konuşulmuyor olsa da, aslında ‘kamuda verimlilik’ tartışması dediğimiz meselenin literatürdeki karşılığı tam da budur.

Kamunun genel itibarıyla ‘verimli’ olduğunu söyleyecek biri var mıdır, bilmem. Genel kanı odur ki, devlet dairelerinde iş dönmez, çalışanlar kapasitelerine göre iş üretmez.

İstisnai yerler vardır elbette ama genelde durum budur ve bu vaziyetin sorumlusu kamuda çalışanlar  değildir.

Tanımda ne diyor?

“(…)kişileri tam olarak verimli çalıştıracak koşullar bulunmadığından…”

“(…) sermaye ve organizasyon eksikliğinden…”

‘Sistem’ mi dediniz?

Evet, işte o!..

**

Kamuda ‘gizli işsizlik’ vardır da, sanki özelde herkes tam kapasite çalışıyormuş gibi bir algının oluşması da çok yanıltıcı…

Özel sektörde gelir bakımından, sosyal haklar bakımından kamuya göre mevcut gerilik ve kimi iş yerlerindeki uzun, yasadışı, insanlık dışı çalışma saatleri ve koşulları birer vakıadır ve zaten mevcut kapitalist üretim ilişkilerinde sömürüsüz bir ortam hayal bile edilemez.

Lakin ‘verimlilik’ bakımından özel sektör de kamudan çok farklı değildir, olamaz da zaten… Zira ‘gizli işsizlik’ tanımı orada duruyor. Ülke ‘gelişmiş’ kategorisine girinceye dek o iş olmadı, olmayacak.

Boşuna umutlanmamak gerek.

**

‘Gizli işsizlik’ ya da ‘çalışma hayatında verimlilik’ meselesi siyasetin sürekli gündemindedir. Her hükümet ‘kamuda verimlilik’ ile çeker besmeleyi, ‘kamu reformu’ ile gider Hac’ca, ‘ek mesaiyi azaltma’ duasıyla kılar yatsı namazını…

Lakin sonuç sıfırdır!

Sonuç sıfırdır ama aynı siyaset hiç –ama hiçbir zaman- kendi ‘verimi’ni konu etmez.

Gerek devlet yapısında, gerek hükümet kadrolarında, gerekse parti ekiplerinde aranan bir mevhum değildir ‘verimli’ olmak…

‘Seçilmek’ ve/veya ‘Atanmak’ ana hedeftir. Bir defa seçilip ve/veya atandıktan sonra ana hedef değişmez. Ele geçirilen mevki/makamı korumak, kollamaktır bütün dert, tasa…

Ve bu amaçla sürdürülür siyasal/devletsel faaliyetler...

İyi bir sosyal statü, iyi bir maddi gelir ve dahası vardır o makam/mevkide ve kimse ölçmez, tartmaz oradaki ‘verim’ durumunu…

**

Oysa o kadar yaygındır ki ‘gizli işsizlik’ siyaset kurumunda!..

İşini hakkıyla yapanları, emeğine acımayanları, dişini tırnağına takanları, şahsi çıkarlarını değil toplumu düşünerek çalışanları bir tarafa bırakıp tenzih ederim.

Lakin o kadar uzun bir liste çıkar ki ‘siyasetteki verimsizlik’ alanında…

Bıraktım hangi bol maaşlı ‘danışman’a bir ayda kaç defa danışıldığına, ne kadar danışılacak enformasyon ürettiğine…

Boş verdim hangi vekilin ne kadar yasa yaptığına, ülke sorunlarına çözüm ürettiğine…

Bu ülkede behemehâl kapatılsa hiçbir eksiklik hissedilmeyecek devlet daireleri vardır.

Hatta kapatılsa günlük yaşamımızda bir şeyin eksilmeyeceği bakanlıklar bile vardır.

Ne var ki o makamları işgal edenlere göre oraları çok mühimdir ve elzemdir. Olmazsa olmazdır. Eğer bir gün kapanırlarsa bütün hayatımız mahvolacaktır.

Öyle diyorlar…

Halbuki değil…

Bir denesek… Bazı bakanlıkları/daireleri/kurumları –birkaç aylığına- kapatsak, ölçmüş olacağız.

Var mısınız ‘gizli işsizlik’ meselesinde siyasetin karnesine bakmaya?

 

Not: Araya ağır bir grip girdi, bir süre yazamadım. Tekrardan merhaba…

Bu yazı toplam 1612 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar