1. YAZARLAR

  2. Erkan Okandan

  3. Siyasette istikrar diyenler için ekonomik istikrarın bir anlamı var mı? Ekonomik istikrar için üzerlerine düşeni yapıyorlar mı?
Erkan Okandan

Erkan Okandan

EKONOMİ YAZILARI

Siyasette istikrar diyenler için ekonomik istikrarın bir anlamı var mı? Ekonomik istikrar için üzerlerine düşeni yapıyorlar mı?

A+A-

Kanaatimce sadece siyasiler değil bazı işveren örgütleri bile ülkede yaşanan temel sorunların çözülmesi için adım atmak bir yana  sorgulamadan ifade etmekten bile imtina etmektedir.

Bu nedenledir ki TL. Kullanımından dolayı kamu maliyesi ve reel sektörün ŞANSI DEVAM EDİYOR!!!!!!

Aşağıdaki tablodan kaynaklı KKTC içinde üretilen her türlü mal/hizmet ve ithal ürünler de dahil tüketiciye ulaşıncaya kadar, akaryakıt fiyatlarıyla elektrik fiyatlarının MALİYET UNSURU olduğu herkesin malumudur.

Hükümet edenler ve özellikle ekonominin Güney'e kaymasından şikayet eden ekonomik örgütler, akaryakıt ürünleri ve elektrik üretiminde kullanılan FUEL-OIL CIF fiyatlarının 2 OCAK 2024 - 6 MART 2025 yani 14 aylık sürede geldiği seviyeyi TON/DOLAR ve TON/TL olarak tablodan bir inceleyin bakalım İSTİKRAR hangi sütunda var hangi sütunda yoktur.

Tablonun en alt kısmında görüldüğü üzere kamu maliyesi bir zamanlar (2020 yılında) akaryakıt pompa fiyatlarının,

%50'si kadar FİF ALIRKEN GÜNÜMÜZDE BU ORAN ÜRÜN BAZINDA %3,7195 - %11,6167 BASİT ORTALAMADA İSE %8,0744 SEVİYESİNE GERİLEDİ.

Aylık akaryakıt tüketiminin 40 MİLYON LT gibi rakamlara ulaştığı seviyede geçmişteki tahsilatına göre gelir kaybı yaklaşık 550-600 MİLYON TL GİBİ KORKUNÇ BİR RAKAMDIR.

TABLOMUZDAKİ VERİLERE GÖRE HESAPLAMA:

9.04.2020 tarihindeki ortalama FİF Oranı olan %47,5341 oranında FİF alınsaydı kamu maliyesi 40 Milyon LT * 35,95 =1.438.000.000 TL pompa fiyatının %47,5341 yani 683.540.358 FİF GELİRİ OLACAKTI.

Oysa mevcut durumda aldığı/alabildiği FİF oranı olan %8,0744 göre 116.109.872 TL

KAYIP: 683.540.358 - 116.109.872 = 567.430.486 TL

Bu noktada sakın kimse akaryakıt ürünlerine zam yapılsın gibi bir önerim olduğunu düşünmesin. Mevcut hükümet zaten istese bile yapamaz çünkü gerek reel ekonominin içinde bulunduğu durum gerekse hane halklarının satın alma gücünün gerilemesi nedeniyle mevcut akaryakıt fiyatları bile sıkıntı yaratmaktadır. Benim bu noktada vurgulamak istediğim TL kullanımından kaynaklanan şansımız/istikrarımız! nedeniyle reel sektörün, hane halkının ve nihayetinde kamu maliyesinin düştüğü sıkıntıdır.

Hükümete sorsanız onlar 21.03.2024 tarihinden beri yani neredeyse 1 yıldır akaryakıt ürünlerine zam yapmadıklarını, hatta kurultayları öncesinde! 15.08.2024 tarihinde pompa fiyatlarında 1 TL  indirim yaptık gibi sığ söylemlerde bulunacaklardır.

Ancak bende diyorum ki aşağıdaki tabloyu bir inceleyin bakalım yapılması gereken indirim ne kadardı? Bu süreçte akaryakıt ürünlerinin Akdeniz borsasındaki dolar fiyatı %15-16 civarında ürün bazında gerilerken elektrik üretiminde kullanılan FUEL-OIL fiyatı da tablodan görüldüğü üzere %10,10 geriledi.

Somut veriler böyleyken bu sürede akaryakıt pompa fiyatlarına sadece 1 TL indirim yapıldı. O da kurultay hatırına! keşke her ay kurultayınız olsa! Gerçi o zaman da kamuya partizanca münhalsiz sınavsız liyakatsiz istihdamlar nedeniyle kamu maliyesini çökertirsiniz ne de olsa ilk defanız değil! Buna ilaveten kamu maliyesinin 1 LT, yakıt Pompa fiyatının geçmişte (2020 yılında) %50'si civarında almış olduğu FİF'ten %40 civarında feragat etmek durumunda kalarak yaptınız.

Elektrik tarife ücretlerine ise ayrı bir parantez açmak gerekir. Çünkü gerek hane halkı gerekse reel sektör elektriğe ödediği rakamlarda akaryakıt ürünlerine ödediği rakamlar kadar şanslı olmadı.

Çünkü akaryakıt ürünlerinde 2024 yılı başına göre LT. başına 1 TL indirim olurken elektrik tarifelerinde (5 dilimli ortalama konut tarifesine göre) %49,44 ZAM YAPILMIŞTIR.

Yapılan bu zamma rağmen 2024 yılının neredeyse tümünde Nizamnameye göre maliyetin altında elektrik tarifesi belirlenemeyeceği kuralına rağmen kurum zararına satış yapmıştır.

Kurum sürekli olarak borçlanılmaktadır. Yetmediği noktada da kamunun ödediği elektrik tarifesi artırılarak dolaylı olarak sübvanse edilmektedir. Ancak bu durum sürdürülebilir değildir. Çünkü kamunun eğitim, sağlık, altyapı gibi alanlara kaynak aktarmak önceliği olmasına rağmen buralara yeterli kaynak aktarmadığı için bu alanlarda doğan sıkıntıları toplum olarak bilfiil yaşıyor, görüyoruz.

Elektrik tarifelerindeki artışların ana nedenlerinin kamuoyunda sürekli ifade edildiği gibi AKSA ile son imzalanan Kalecik 3 sözleşmesi, ihalesiz yakıt alımları, kurumun santral bakımlarının zamanında yapılmaması nedeniyle üretim kapasitesinin düşmesi sonucu elektrik talebini karşılayabilmek için Güney'den Kuzey'in üretim maliyetinin 3 katı fiyatına elektrik enerjisi satın alınması ve tabii ki kurun baskılanmış olmasına rağmen tablodan görüldüğü üzere kurun 2 Ocak 2024 tarihinde1 USD = 29,7209 seviyesinden tablodan görüldüğü üzere 5 Mart 2025'te 1 USD = 36,4337 seviyesine gelmesi de etken olmuştur.

Bu nedenle 1 KWS elektrik maliyetinde %80'ler civarında payı olan yakıtın TON/TL fiyatı %10,20 arttığı için (TON/DOLAR %10,10 DÜŞMESİNE RAĞMEN) zam yapıldı.

Yani TL kullanımından dolayı oluşan şansımız! reel sektör ve hane halkına katkı sağlamaya devam etmiştir!

Ancak en büyük katkıyı kamu maliyesi sağlamıştır! Nasıl mı? Bu günlerde kamu maliyesi gelirlerinin transfer harcamalarına (Maaş nitelikli ödemeler) bile yetmediği bizzat Sn. Bakan tarafından açıklanan bir ortamda son 14 ayda elektrikte olan %49,44'lük zammın İstatistik kurumunun üstün beceri ve gayretleriyle hesapladığı! TÜFE rakamlarına olan direk etkisi ve elektrik zamlarının ülkedeki diğer mal/hizmetlerin fiyatlarına dolaylı etkisi sonucu oluşan ilave fiyat artışlarının TÜFE rakamlarına olan etkisinin ne olduğunu ve sonuçta kendisinin de söylediği gibi kamu maliyesinin en katı gider kalemi olan transfer harcamalarının ne kadar arttığı hesaplanırsa ki bu rakam BOL SIFIRLI BİR RAKAM OLACAĞI GÖRÜLECEKTİR.

Tablodan görüldüğü üzere 02.02.2024 - 05.03.2025 periyodunda akaryakıt ürünlerinin Akdeniz Borsasındaki TON/USD miktar ve %'si,

95 OKTAN BENZİN DÜŞÜŞ: Ton/Dolar 110,75 USD ve %14,83

TON/TL ARTIŞ: 979,43 TL ve %4,41

GAZYAĞI DÜŞÜŞ: Ton/Dolar 131,25 USD ve %16,45

TON/TL ARTIŞ: 573,21 TL ve %2,42

EURODİZEL DÜŞÜŞ: Ton/Dolar 101 USD ve %13,57

TON/TL ARTIŞ: 1.316,20 TL ve %5,95

Elektrik üretiminde kullanılan yakıt olan,

FUEL-OIL DÜŞÜŞ: Ton/Dolar 47,75 USD ve %10,10

TON/TL ARTIŞ: 1.433,77 TL ve %10,20

NOT:1 KWS elektriğin üretim maliyetinde yakıtın yani FUEL-OIL payı %80 civarındadır.

Mali İşbirliği Protokollerinde TL. kullanımından kaynaklı MALİYET ARTIŞLARINI bir başka söylemle KKTC olarak İTHAL ETTİĞİMİZ enflasyonun gerek kamu maliyesine, (Enflasyon nedeniyle Transfer harcamaları artıyor) gerekse yine hükümetin en hafif söylemle denetim zafiyetleri ve tenzih ederek söylemek zorundayım bazı işletmelerin kur artışlarını gerekçe göstererek fahiş kar marjları nedeniyle hane halkının satın alma gücünün her geçen gün kötüye gitmesini en azından azaltmak için imzaladığınız protokollerde herhangi bir açılım/talebiniz var mı?

Yoksa sorun değil her şey kontrol altında biz kamu çalışanı/emeklilerine hayat pahalılığını veriyor Asgari ücreti de enflasyon oranında artırıyoruz ki son düzenlemede bunu da yapamadınız. Sığ açıklamalarınızı sorunu görmezden gelmeye devam mı edeceksiniz?

Bu sarmalın iğneden ipliğe her türlü mal/hizmete yeniden fiyat artışı olarak geleceğinin mutlaka farkındasınız, peki reel sektör KTTO, KTSO, KTOB, GİAD ve diğerleri sizler de farkındasınız değil mi?

Bu İSTİKRARLI! kısır döngüden memnun musunuz? Hükümet edenlere açık yüreklilikle söyleyecek sözünüz vardır herhalde değil mi? Yoksa işverenler olarak çalışanlarımızın işveren sigorta primlerine yönelik devletten %80 katkı aldık her şey yolunda mı diyeceksiniz?

Yoksa hep beraber ekonomi Güney'e kayıyor bu Rumlar da ekonomimizi çökertmek için her şeyi yapıyor diye ağlaşalım mı? Adamlar insani, ahlaki olmayan her şeyi yapabilir neticede bizim partnerimiz değil tam tersi bir anlaşma olmadığı için siyasi ve ekonomik rakibimiz. Esas sormamız gereken biz içeride yapmamız gerekenleri yapıyor muyuz? Sorusunu sorup sorunlarımızı çözmemiz gerektiği görüşündeyim.

SON SÖZ: Türkiye Cumhuriyeti egemen bir ülkedir. Bu çerçevede her türlü siyasi ve iktisadi kararlarını kendi öngörüleri çerçevesinde doğru veya yanlış almakta özgürdür. Bu kapsama para politikası da dahildir. TL'nin değeri ve bunun alt kırılımları olarak faiz politikası, kur korumalı mevduat, emisyon hacminin artırılması (Banknot matbaasının para basması) gibi birçok enstrümanı uygulayabilir. KKTC'nin tüm bunlara yönelik en ufak bir dahli yoktur. Ama bu uygulamaların tüm olumsuzlukları KKTC'de Türkiye'de ki olumsuz yansımalarından kat be kat daha fazladır. Bu sorunların çözülmesini hükümet edenlerden beklemek başta bu ülkenin vatandaşları olmak üzere ülkede yaşayan herkesin en doğal hakkıdır.

whatsapp-image-2025-03-09-at-12-40-48.jpeg

Bu yazı toplam 798 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar