Adamın birinin papağanı kaçmış!

Polise gitmiş!

Ama siyasi şubeye!

Siyasi şube amirini istemiş!

Amir kabul etmiş, adam “efendim papağanım kaçtı” deyince, derdi zaten başından aşkın amir çok sinirlenmiş:

“Be adam manyak mısın nesin, papağanın kaçmasıyla siyasi şubenin ne alakası var, niye beni meşgul ettin?”

Adam, gayet sakin bir sesle; “… Efendim, hani, bulunursa, aynı görüşte değiliz, bilmeniz için size geldim” demiş…

-*-*-

Bir yığın papağanın yaşam sürdüğü bir ülkeye döndük!

Ama politik papağanlar!

Kaçabilene aşk olsun!

Kaçıp da ne düşündüğünü “ötebilene” bravo da bizimkiler hep kafeste!

-*-*-

İçimden yorum yazmak, konuşmak gelmiyor…

Ne diyeyim ki?

Ersin Tatar, savcıları çağırmış, hukukçulardan görüş almış ve hükümetin istifasını uygun bulmuş!

Yani bardon gancelli amma hukuk meraklısıymış ha!

-*-*-

Şimdi ne değişecek?

Düne kadarki hükümette yoksulduk, enflasyon altında eziliyorduk, TL’nin yerlerde sürünmesi nedeniyle kıvranıyorduk…

15 kadar gün içinde kurulmasının beklendiği yeni hükümette de bir şey olacağı yok; nektarinin kilosu 190 TL bu arada!

Yemek için değil her halde!

Doğum günü hediyesi olarak alınacak artık!

-*-*-

Mezarlık bekçisi mi Cumhurbaşkanı mı?

Mezarlık bekçisi bütün gece konuşur ama kimse dinlemezmiş.

Cumhurbaşkanı da artık mezarlık bekçisi gibi olacak ve kimse dinlemeyecek.

Zaten dinleyeni yoktu!

Ne konuşuyordu ki!

Yok canım, bir yığın UBP’li vardı dinleyen…

DP’li, YDP’li hatta ben bile!

Peki bundan sonra?

Mezarlık bekçisi!

-*-*-

Bu sürecin tek kaybedeni Ersin Tatar oldu…

Faiz Sucuoğlu bir daha hükümet kuracak…

Hem de daha rahat…

Sunat Atun kabine dışında kalacak ama sevenleri azalmayacak…

Tatar, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde UBP’lilerin adayı olamayacak…

-*-*-

Gezebildiği kadar gezmeli bence!

Havalar da iyileşiyor, Antalya, Bodrum, Marmaris ayarlasınlar bir fahri doktora ziyareti!

Masraflar eşit ve de egemen devletten!

-*-*-

Amerikalıların bir şakası var: “Çok komik olurdu diye birini devlet başkanı seçmek iyi bir sebep değil!”

-*-*-

Bizimkisi komik ama!

Bizim başkan çok komik!

Tek seçilme sebebi o kaldı artık!

Başka bir şey yok çünkü!

Kafa golü atmaya meraklı bir papağan!

Tüm Dünya ile olan ilişkimizi kesti!

Türkiye ile olan ilişkinin de seviyesini 7’inci dereceden memurcuklarla muhatap olarak yerle bir etti!

İçte dışta saygınlık sıfır!

Ama komik!

Çok komik!

-*-*-

Yine Amerikalıların değişik bir esprisi var…

Diyorlar ki; “Siyasette şaka olmaz…”

Ve ekliyorlar: “Bir çok şaka, karşımıza başkan olarak çıkabiliyor…”

Tıpkı bizdeki gibi!

Şaka gibi!

Gerçekten şaka gibi!

-*-*-

Ne diyeyim ki!

Ne yazayım ki!

Batmış, bitmiş, sıfırı tüketmiş bir ülkede; dün Brunei Sultanı’na kredi vermişiz endamında gamsız, alakasız, ilgisiz, biatçı, itaatçı, zavallı insanlar topluluğu bizimle resmen dalga geçiyor!

Şaka değil de nedir bu?

-*-*-

Ve bunlar bu ülkeyi bizden daha çok sevdiklerini söylüyorlar…

Bize, “Rumcu, hain” diyorlar!

Şaka değil de nedir bu?

-*-*-

İçinde bulunduğumuz ahval ve şerait, yeni bir hükümeti hatta yeni bir seçimi kaldıracak kadar müsait değildir efendiler!

Gerçekten şakasınız siz!

-*-*-

KKTC’de siyaset mi?

KKTC’de siyaset, Anavatan’ın da katkıları ile gereksiz bir şekilde belayı arama, bulma, yanlış teşhis etme ve ardından yanlış çareleri yanlış uygulama sanatıdır…

Tek bir doğrunuz yok!

Canımızdan çok sevdiğimiz memleketimizden nefret ettiriyorsunuz!

Vallahi lanet olsun!

Milliyetçilik ve oturamayan gahbe Magaryos ile gahbe Grivas!

Devlet kaynaklı kredi aldılar, geri ödemiyorlar!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Dünya zenginidirler, benden az vergi veriyorlar!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Sapasağlamdırlar, askerlik yapmadılar, Ersin Tatar gibi!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Devletten iki maaş; dernekten de maaş; siddin senedir başkandırlar!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Türkiye’den görevli geldiler; maaşlar Euro, bizi bir birimize düşürmekte hepsi hero!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Türkiye’ye görevli gönderildiler; Gaziantep’te öğrencimiz yok ama eğitim müşaviri oldular!

Maaşlar Euro!

Ama milliyetçidirler!

-*-*-

Sokağa çıkmak bile yasakken, 1963 – 1968 arası Londra’ya kaçanlar var ya; asıl onlara bayılıyorum, maşallah!

Hepsi milliyetçidirler!

-*-*-

Savaş çıktığında yatak altına saklanmış, hayatında üniformasını dahi kirletmemiştirler!

Baş milliyetçidirler!

-*-*-

Güney’de 3 dönüm arazi bıraktılar, bir de yıkık ev… Kuzey’de Girne’de 200 dönüm toprak, bir de denize sıfır malikane aldılar!

Onlardan milliyetçisi yoktur!

-*-*-

Hele içlerinde öyleleri var ki; iki üç tanesi Filistinli babadan…

Ama biri var ki Türk Bayrağı yakmış komünistlik zamanında, hiç utanmadan!

Damardan Türk milliyetçisi!

-*-*-

Biz mi?

Biz askerliğimizi gururla yaptık!

Vergimizi, borcumuzu ödüyoruz!

Bu vatan için ölmeye hazır insanların çocuklarıyız!

Ama biz hain!

-*-*-

Ne mi diyorum?

Gahbe Magaryos, gahbe Grivas, oturamadıydınız!

İlginçtir; onlar da milliyetçi!

Büyük devrimci Che Guevara (Fotoğraf) şöyle demiş (Anlayanlara): “İki şeye hakkım var: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim, çünkü kimse beni canlı tutsak edemez.”