Siyasi eşitlikten kaçma çabaları - Kurnazlıklarla çıkmazdan çıkamayız
Kıbrıslı Türkün Kıbrıslı Rumlar tarafından seçilmiş olması, seçimde oy kullanmaya gelmeyen Kıbrıslı Türk seçmenin yüzde 93’üne siyasi eşitlik konusunda verilebilecek bir cevap olamaz.
Pambos Haralambus | Alithia
Çeviri: Vula Harana
Kıbrıs sorunu 2017 yazından beri, siyasi eşitlik meselesi nedeniyle çıkmazda. O dönem garantiler ve yabancı askerlerin adadan ne zaman ve nasıl ayrılacağı konusu da gündeme gelmişti. Ama sonuçta sorunu çıkmazda tutmaya devam eden neden iki toplumun siyasi eşitlik kavramına getirdiği farklı yorumlardır.
Bir Kıbrıslı Türk’ün somut olarak da Niyazi Kızılyürek’in bir Kıbrıs Rum partisinin aday listesinde yer alması vasıtasıyla Kıbrıs’ın altı Avrupa Parlamentosu koltuklarından birini kazanması olayı Kıbrıs Rum toplumunda Kıbrıs sorununun çözümü durumunda siyasi eşitlikten kaçınmaya yönelik yeni yeni fikirlerin türemesine yol açtı. “Niyazi ve Yasemin Hareketiyle Türklerin siyasi eşitlik hakkındaki masalı yerle bir oldu” dendi. “ İlk Kıbrıslı Türk Avrupa Parlamenterinin seçilmesi olayı, ortak aday listelerinin bir Kıbrıslı Türkün öne çıkmasına, ilerlemesine engel oluşturmadığının kanıtıdır”, dendi. “Bu olay çapraz oy, kota ve oluşturucu devletlere bölünmüş yurttaşlar olmadan, doğrudan demokrasiyle oldu. Tüm Kıbrıs’ın, ulusal kökene göre ayrılmış bölgeler temelinde değil üniter bir seçim bölgesi dahilinde olağan bir seçim prosedürü içerisinden gerçekleşti” gibi fikirler dolaştı ortalıkta.
Dileyelim ki Kıbrıslı Rum gazetecilik dehaları tarafından söylenmiş bu türden saçmalıkları, yarın öbür gün, ciddi siyasi partilerin liderlerinin ağzından da duymayız. Zira bir Kıbrıslı Türkün Kıbrıslı Rumlar tarafından seçilmiş olması, seçimde oy kullanmaya gelmeyen Kıbrıslı Türk seçmenin yüzde 93’üne siyasi eşitlik konusunda verilebilecek bir cevap olamaz. Ne Kıbrıslı Türkler Kıbrıslı Rumları seçmek ister ne de Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Rum milletvekillerini Kıbrıslı Türklerin seçmesini kabul eder. Kaldı ki Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu Niyazi örneğinde oy kullanmamayı tercih etti. Ayrıca Niyazi Kızılyürek’in adaylığı da toplumsal değildi. Yani Niyazi Kızılyürek Kıbrıs Türk toplumunu temsil etmiyor. Sadece, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak, Avrupa’nın neresinde yaşıyor olursa olsun, her Avrupalı yurttaşın sahip olduğu hakkı kullanarak Avrupa Parlamentosunda bir koltuk talep etti. Seçme ve seçilme hakkı, Avrupa Birliğinin neresinde yaşıyor olursa olsun –“işgal altındaki bölge” dâhil- Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal yurttaşı olan tüm Kıbrıslı Türklerin hakkıdır. Avrupa Müktesebatı, kuzeyde, Kıbrıs Hükümetinin denetimi dışında olduğu için uygulaması askıya alınmış olabilir ama Kıbrıslı Türklerin Avrupalı yurttaşlık hakları uygulama halindedir ve geçerlidir. İşte Kıbrıslı Türklerin seçme ve seçilme haklarına sahip olması bu yüzdendir. Yoksa biz onlara o hakkı, yüce gönüllü olduğumuz için bahşettiğimizden değil.
Kıbrıslı Türklerin hakkı olan siyasi eşitlik Kıbrıs sorununun çözümünden sonra da geçerli olmaya devam edecek. Ve bu çerçevede altı Avrupa parlamenterimizden ikisini Kıbrıslı Türkler seçecek.
Kıbrıs sorunu ne akıllılık taslayarak ne de hile yaparak çözülebilir. Bunlarla sağlayabileceğimiz tek şey ülkemizin yarısının işgalini kalıcılaştırmaktan ve Kıbrıslı Türklerin kuzeyi terk ederek, Kıbrıslı ve Avrupalı yurttaşlar olarak tüm haklarına sahip bir şekilde, Kıbrıs Rum toplumuyla bütünleşmesini sağlamaktan öteye gidemez.