SİYASİ sahtekarlık
Tam bir sahtekârlık!
Hukukta karşılığı nedir bilmiyorum, ancak, hayatın içinde bunu derler: Sahtekar.
Seçim yasaklarını “plakasını değişerek” deliyor bakan.
“011” numaralı “BAKAN” plakasını çıkartıyor ve yerine bir “sivil plaka” takıyor.
Böylece seçim sürecinde “kamusal” kaynakları kullanıyor.
Makam arabası ile oy topluyor ama “kılık” değiştiriyor.
Kendine değil, arabasına!
Hile!
Hülle!
Yüzsüzlük!
* * *
KIBRIS gazetesinin haberinde, hele de şu sözler tam ibretlik:
"Eski bakanın hizmetinde bulunan 011 plakalı makam aracının bagajından ‘PP 639’ sivil plakası da çıktı.”
Kimi kandırdınız sayın Nazım Çavuşuğlu?
Size oy verenleri mi?
* * *
Peki “suç” değil mi bu?
Seçim yasaklarını çiğnemek için yapılan bu sahtekarlığa, bu ülkenin yasalarını korumakla görevli makamlar seyirci mi kalacak?
* * *
9 Ağustos 2012’de Yenidüzen’e manşet yapmıştık: “Cezasını sildirdi.”
Dönemin Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün aracıyla sürat yapmış, defalarca radara yakalanmış, trafik cezalarını da sildirmişti.
Belgeleriyle yayınlamıştık.
O günlerin manşeti Türkiye medyasında dahi gündem olmuştu.
Sonuç?
Özgürgün, Başbakan oldu.
Cezaları silen kişi Polis Genel Müdürü (!)
İkisi de bu olayın ardından yükseldi.
İşte “çürüme” budur.
* * *
Sahtekarlık, hile, hülle, yüzsüzlük gibi bir insanı “utandıracak” ifadeleri defalarca söyleyebiliriz.
Hukuk hesabını sormazsa…
Siyaset hesabını sormazsa…
Ve seçmen, yani sen canım kardeşim, yani toplum hesabını sormazsa…
Sonuç değişmez!
Meselenin “trafik” ya da “can” güvenliği boyutuna hiç girmek istemiyorum.
“İnsan” kimin umurunda ki!