Siz hiç kaya ile bütünleştiniz mi?
Siz hiç kaya ile bütünleştiniz mi?
Filiz Uzun
Bu hafta hiç denemediğim bir sporu denedim ve sizlerle paylaşmak istedim. Yıllardır birçok sporu deneyen biri olarak neden daha önce hiç kaya tırmanışı yapmadım bilmiyorum. Açıkçası dağ yürüyüşleri pek ilgimi çeken bir spor olmadı. Ancak zorlu sporları seven biri olarak nasıl bu sporu atladım, ben de kendime şaşıyorum.
Geçenlerde Firuz Aytunç’la karşılaştım ve bu sporu yapmak istediğimi söyledim. Bana bu sporu Kıbrıs’ta yapan ilk sporcuların İnan Taşçı ve Nazo olduğunu söyledi. Ben de İnan Taşçı’ya ulaştım ve geçtiğimiz Pazar hem tırmanış hem de röportaj için İnan Taşçı’nın evinde buluştuk.
İlk tırmanışımı İnan’ın evinde kendi yaptırdığı tırmanma duvarında denedim. Duvara baktığım ilk an “aman 2 dk çıkarım” dediğim duvarda bayağı zorlu dakikalar geçirdim. Tahmin ettiğim kadar kolay değilmiş. Tırmanma duvarında beni Firuz Aytunç tuttu ve nasıl çıkacağım ve ineceğim konusunda kısa bir bilgi verdi. Daha sonra beni güvenli bir şekilde bağlayarak tırmanmaya başladım. İnanılmaz bir duyguydu. Ancak indikten sonra ellerimi hissetmeye başlamam bir süre aldı.
İnan Taşçı, ben ve Firuz Aytunç. Tırmanacağımız bölgeye gitmek için yola çıktık. Beşparmak Dağları’nın eteklerine arabamızı park ettikten sonra bir süre dağda yürüyüş yaptık. Garga Suyu denilen tırmanma kayasına vardığımızda birçok dağcı ile karşılaştık. Herkes farklı rotalarda iplerini bağlayıp tırmanışa hazırlanıyorlardı. Farklı rotalarda tırmanan dağcılarla aynı kaya üzerinde tırmanmak çok keyifliydi.
Birlikte tırmanacağımız diğer arkadaşlarımız bizden önce oradaydılar. Mustafa Konca ve eşi Samira. Samira’yı kayanın en ucunda gördüğümde asla bu yüksekliğe çıkamayacağımı düşündüm. İnan Taşçı beni hazırladı ve kendine bağladı. Yıllardır bu sporu yapan ve bu konuda profesyonel olduğunu düşündüğümden hiç tereddüt etmeden tırmanmaya başladım. Ben bile kendime şaştım. İlk tırmanışımda neredeyse rotayı tamamlamak üzereydim. İnmek beni biraz korkutsa da doğru tekniği öğrendikten sonra, inişin çıkmaktan daha keyifli olduğunu gördüm.
Yükseldikçe adrenalin seviyemin de yükseldiğini hissettim. Bunu attığım çığlıklarla da tescilledim. İnanılmaz bir duygu, bir ara kaya ile bütünleştim. Kayanın dokusunu, kokusunu içimde hissettim. Ve inişe geçmeden önce ellerimi serbest bırakıp doğayı içime çektiğimde anladım ki ben bu spora devam edeceğim.
Roportaj yaptığım ve beni güvenli bir seçilde tırmandırıp sağ salim indiren İnan Taşçı’ya, Firuz Aytunç’a, tırmanış sırasında verdiği bilgiler ve güven için, ayrıca çektiği fotoğraflar için de sevgili Mustafa Konca’ya, eşi sevgili Samira’ya çok teşekkür ederim. Hem evde bizi ağırlayan, hem de tırmanış alanında aşağıdan bizi destekleyen, moral veren sevgili Evşen Emre’ye de sonsuz teşekkürler ederim.
Tırmanmak isteyenler, tırmanmayı denemek veya bu konuda bilgi almak isteyenler kaya tırmanışı konusunda kurs veren Mustafa Konca’ya ulaşabilirler. Eğer gelelim görelim nasıl bir spor derseniz Pazar sabahları Garga Suyu kayasında mutlaka birkaç sporcu bulursunuz. Tırmanmasanız da gidin görün, zaten merak edip tırmanmak isteyeceksiniz. Muhtemelen ben de oralarda olacağım…
İNAN TAŞÇI: RİSK KALDIRMIYOR
F.U: Bize kendini tanıtır mısın?
İ.T: Adım İnan Taşçı, şu an aile şirketimiz olan Işıl Reklam’ın direktörüyüm. Dağcılık sporuna 2001 yılında Amerika’da başladım. Amerika’da yaygın bir spor olan dağcılığa öncelikle tırmanma salonunda başlanıyor. Tırmanma sporunun yapıldığı salonlar büyük ve tıpkı dağ yükseklikleri boyutunda duvarlar yapılmıştı. Çok büyük fabrikaları bu salonlara dönüştürmüşler ya da sadece bu sporu yapabilmek için oluşturulan hangarlar yapmışlar. Hem tırmanma sporunu yapabileceğiniz hem de vücutlarını geliştirmek isteyenlerin çalışabileceği alanlar oluşturmuşlar ve çok da rağbet gören merkezlerdi.
F.U: İlk kez tırmandığında ne hissettin?
İ.T: Sen de bugün benim evdeki tırmanma duvarında tecrübe ettiğin gibi ben de aynı şeyleri hissettim. Tırmanma duvarına ilk baktığında “ne basit hemen en uca çıkarım” diye düşünüyorsunuz ancak öyle basit değil. Her türlü sporu yaparım, bu ne ki gibi gelir ancak ilk tırmanışı yaptıktan sonra su bardağını tutamadım, arabamı açamadım. Ellerim, kollarım kasıldı ve kasılı kaldı.
F.U: Kıbrıs’ta dağ tırmanışı yapılacak yerler var mıydı? Nasıl başladınız?
İ.T: Kıbrıs’a döndükten sonra Nazo adındaki bir arkadaşım var. O da dağa tırmanma sporuna Amerika’da başlamış. Kıbrıs’ta da bu sporu başlatmalıyız diye konuşurken Nazo’nun tanıştığı Türkiyeli Doğan Palut, Sinan ve Tunç Fındık adındaki sporcuları Kıbrıs’a davet ettik. Kayalarımızı, Nazo bu arkadaşlarımıza fotoğraflayıp göndermişti. Doğayı ve dağları gayet heyecanlı buldular ve Kıbrıs’a gelip birkaç bölgede tırmanma parkurları oluşturdular.
F.U: Parkur ya da rota oluşturmak derken neyi kastediyorsun?
İ.T: Tırmanışları sağlamak için kayaların üzerinin temizlenmesi, iplerin geçebileceği ekspres denilen şeylerin takılmasıdır. Kayalarda zorluk derecesine göre rotalar oluşturuldu ve her birine isimler taktık. Mesela hellim rotası, Rapunzel rotası gibi. Yıllar içinde aynı arkadaşlar tekrar tekrar gelerek 40 yakın tırmanma rotası oluşturduk.
F.U: Hangi dağda yapıldı bu rotalar?
İ.T: Beşparmak Dağı önünde “Garga Suyu” denilen bölgede oluşturuldu. Aynı kaya üzerinde farklı rotalar oluşturuldu.
F.U: İlgi gördü mü? Bu rotaları oluşturduğunuzu ve bu sporun yapılabileceğini nasıl duyurdunuz?
İ.T: Önce Nazo ve ben buralardan tırmanmaya başladık, daha sonraları bizim arkadaşlarımızdan merak edenler oldu. Gruplar oluşturarak tırmandık. İlk kez Enjoy’da hobi fuarı düzenlenmişti ben de orda bir tırmanma duvarı oluşturarak insanlara tırmanma sporunu tanıttım. İnsanlar burada bu spora ilgi duymaya başladı. Daha sonra ise daha büyük bir tırmanma duvarı oluşturdum. 5,5 metreye 2.5 metre. Daina plajında bir organizasyona taşıdık bu duvarı ve orada tanıtım yaptık. Daha sonraları aynı duvar ile birkaç etkinliğe daha katıldık. Karpaz’da Altın Kum’da yapılan bir çadır festivalinde sergiledik ve insanları tırmandırdık. Büyükkonuk Festivali’nde de aynı şekilde tanıtımını yaptık. En son da kendi evimde 6,5 metrelik bir tırmanma duvarı oluşturdum. (Senin de tırmandığın). İlk kez tırmanacak arkadaşlarımızı bu duvarda tırmandırtıp daha sonra dağa götürebiliyoruz.
TIRMANMA MALZEMELERİ
F.U: Gerçekten dağda tırmanmak için birçok malzemeye ihtiyaç var gördüğüm kadarıyla.
İ.T: Evet. Her sporda olduğu gibi bu sporda da kullanılan ve güvenli tırmanışlar yapabilmek için malzemeler gerekli. Ancak bu malzemeler bir kez alınıyor ve iyi bakıldığında yıllarca kullanılabiliyor. Türkiye’den getirtilebileceği gibi bazı malzemeleri buradan da bulabiliyoruz. Tırmanmak için malzemeler; ipler, kemerler, özel ayakkabılar gerekiyor.
F.U: Şu an dağ tırmanışı yapan insanlar sizin oluşturduğunuz rotaları mı kullanıyorlar?
İ.T: Evet bu spora merak salan arkadaşlarımız bu rotaları kullanıyorlar. Şu an Kıbrıs’ta yaşayan birkaç İngiliz tırmanışçı Alev Kayası bölgesinde bir kayada rota oluşturdular, oralardan da tırmanılıyor ancak genellikle Garga Suyu denilen bölge kullanılıyor.
F.U: Dağ Tırmanışı sporunda siz tırmanırken sizi tutan da çok önemli. Bu bir ekip sporu değil mi? Partneriniz de çok önemli.
İ.T: Kesinlikle öyle. Aslında esas tutan daha önemlidir. Hiç bilmeyen biri bile tırmanırken tutanın mutlaka tecrübeli olması gerekir. Esas olay tırmanışçıyı tutandır. Güvenlik açısından. Bu spor risk kaldırmayan bir spordur. Tutan profesyonel değilse tehlikeli olabilir. Malzemelerin hazırlanması, bağlanmak da çok önemli örneğin kısa bir iple uzun bir rotaya çıkarsanız ip biler ve inerken düşebilirsiniz.
ÖNCESİNDE ISINMA HAREKETLERİ
F.U: Gerçekten tırmanmak tahminimden zor özellikle el bilekleri ve kol kasları çok kullanılıyor. Bunun için özel bir çalışma yapıyor musunuz?
İ.T: Mutlaka bir zorlanma olur çünkü yer çekimine karşı gelen bir spor. Tırmanmadan önce kasları esnetme hareketleri yapmak gerekir. Devamlı tırmanan insanlar önce ısınma tırmanışları yaparlar, daha sonra ise dağa zorlu rotaları çıkışlar yapılır. Yine de önceden ısınma hareketleri yapılır.
F.U: Dağ tırmanışı sporunda tırmanırken doğanın tadını çıkarabiliyor musunuz?
İ.T: Tırmandığın sırada değil belki ama tırmanış kayasına gelene kadar doğanın içinde oluyorsun. Bitkilerin arasından yürüyorsun, toprakla ve doğayla iç içesin. Kayaya tırmanırken, kayayı tutarken, ona sarılarak bir bütün oluyorsun. En uca çıktığında aldığın haz ve ellerini serbest bırakıp başarmanın verdiği duyguyu hissetmek inanılmaz bir histir. O an sizi tutan arkadaşınızın görevi başlar işte o an doğanın da manzaranın da tadına varabilirsiniz. Hiçbir zaman o noktadan manzarayı göremezsin başka türlü ve bu inanılmaz keyifli. Sen de kayaya çıktığında bu duyguyu yaşayacaksın eminim.
F.U: Güvenli tırmanış için nelere dikkat etmek gerekir?
İ.T: Nazo bu konuda inanılmaz titiz bir arkadaşımızdır ve bu titizliğini bana da aşıladığı için ona buradan teşekkür etmek isterim. Emniyetin yüzde yüz olması gerektiğine inanır, ben de öyle. Çok küçük detaylar vardır ki onlara dikkat edilmelidir. Örneğin ipi bağlarken atılan düğümün güvenliği, ipin uzunluğu gibi… Her sporcu güvenlik konusunda titiz davranmalıdır.
FİRUZ AYTUNÇ: İLK TIRMANIŞIM AĞRI DAĞI’NDA
F.U: Firuz seni tanıyabilir miyiz?
F.A: İsmim Firuz Aytunç. İlk kez tırmanış deneyimimi 2012 yılında İnan’ın Diana plajında yapmış olduğu tırmanış duvarında gerçekleştirdim. Dağa tırmanış sporundan haberim vardı ancak burada yapıldığını bilmezdim. Sürekli dağda grupla yürüyüş sporu yapıyordum. Daha sonra birkaç arkadaşla Ağrı Dağı’nda bir mağara arayışı için yürüyüşe gittik, bazı arkadaşlar dağa tırmanma malzemeleri de getirmişler tırmanmak için ve o gün ben de ilk kez dağa tırmandım. Ve o günden beri de dağa tırmanıyorum.
F.U: Sen de malzemeleri temin edip tırmanmaya başladın.
F.A: Evet şu an tırmanmak için her türlü malzememi temin ettim.
F.U: Ne sıklıkla tırmanıyorsun?
F.A: Diğer sporları da çok seviyorum. Mesela tüplü dalış yapıyorum, bisiklet sürüyorum, salsa dans yapıyorum. Mevsimine göre sevdiğim sporlara vakit ayırıyorum. Dağa tırmanmanın da bende yeri ayrı, tırmanacak arkadaşlar buldukça dağa tırmanmaya da geliyoruz.
F.U: Bu sporu yapan biri olarak yapmayanlara önerir misin?
F.A: Kesinlikle öneririm. Tırmanma alanına kadar dağda, doğada yürüyüş yapıyorsunuz. Bu tırmanma rotalarının bulunduğu bölge zaten inanılmaz manzarası güzel bir bölge. Arkada dağ, önde deniz. Haftanın stresini atmak ve bol oksijen almak için çok güzel bir bölge. Ayrıca tırmanmak, dağla bütünleşmek ve rotayı tamamlayabilmek inanılmaz bir başarI duygusu veriyor insana. Tırmandıktan sonra aşamayacağınız engel yok gibi gelir size. Rahatlamış dönüyorsunuz evinize.
“DENESİNLER”
F.U: Tek başına yapılabilecek bir spor değil ama partner bulmanız gerekiyor.
F.A: Evet. Dağa tırmanan kişiler zaten buradadırlar. Daha önceden de planlıyoruz. Ve buluşup geliyoruz. Muhakkak gelecek birini bulursunuz.
F.U: Salsa yapan biri olarak dansta partnerin çok önemlidir burada da öyle midir?
F.A: Tırmanışta işin ciddiyetini alan biriyle ve bu işi bilen bir olmalıdır sizi tutan. Danstan farkı sizi tutan iyi bir tırmanışçı değilse hatası öldürücü olabilir. Bu yüzden sizi tutanın profesyonel olması gerekir. Özellikle dağda tırmanırken. Güvenlik burada çok önemlidir.
F.U: Birçok spor yapan biri olarak dağ tırmanışında en çok sevdiğin şey nedir?
F.A: Risk vardır. Adrenalin ve heyecan vardır. Bir de grup halinde gittiğimizde tırmanmaya ve tırmanırken bazen zorlu kayalar olur ve altta arkadaşlar sizi motive ederler. Yapabilirsin, sağ ayağını şuraya bas, sol tarafında tutunacak yer var gibi. Herkesin tek amacı vardır. Tırmanan kişinin rotayı tamamlaması. Çünkü tırmanışçı parkuru bitiremeden inerse moraller bozulur. Alttaki destek beni çok mutlu eder. Ekip ruhu vardır. Rakip yoktur, yarış yoktur. Herkes herkesin tırmanmasını ister. Egosu olmayan bir spordur diye düşünürüm. Rotayı bitirmek sporcuyu mutlu eder.
F.U: Son olarak söylemek istediklerin nelerdir?
F.A: Bence kimse yapamam demesin denemeden bilemezler. Bu sporu da denesinler bence çok keyif alacaklardır.