SALAMİS TARTIŞMALARI

SALAMİS TARTIŞMALARI

Okan Dağlı - Yücel VURAL

Siz Karar Verin!

A+A-

Okan DAĞLI - Yücel VURAL

Önceki bir yazımızda Cumhurbaşkanlığı için yarışan adayları iki kümede sınıflandırmıştık.

Federal çözüm yanlısı olanlar ve artık KıbrıslıRumlarla beraber olamayacağımızı söyleyenler.

Yani bilinen adıyla iki-devletçi ayrılıkçılar…

Bu sınıflandırmayı, adayların Kıbrıs sorunu ve kapalı Maraş’a ilişkin yaklaşımlarının birbiriyle

ilintili olduğunu göstermek için yapmıştık.

Gerçekten de kamuoyunda da çok iyi bilindiği gibi, federasyon yanlısı iki aday yani Akıncı ve

Erhürman kapalı Maraş sorununa uluslararası hukuk ekseninden yaklaşırken, iki devletliliği öne

süren diğer tüm adaylar ya uluslararası hukuka hiç önem vermemekte ya da önem veriyormuş

gibi yapmaktadır.

Ama karşılaştırmanın sadece bu çerçevede yapılması elbette yeterli olmayacaktır.

Yani seçmenlerin daha fazlasını bilmeye hakları vardır.

Bu nedenle, adayların basit seçim propagandasının ötesine geçecek şekilde kendilerini

tanıtmasını beklemek herhalde yanlış olmayacaktır. Zaten bu tanıtım adayların söz ve

davranışlarıyla zaten yapılmaktadır.

Herhangi bir adayın damatlık-gelinlik giyer gibi poz vermesinin ve bunun ötesine

gidememesinin bir anlamı yok!

Sürekli vurguladığımız gibi, seçilecek cumhurbaşkanının en önemli görevi,

KıbrıslıTürkler adına müzakere süreçlerini yönetmek ve Kıbrıs sorununun çözümü için

KıbrıslıRum toplumuyla ve onun liderleriyle samimi bir diyalog kurmaktır.

Yani cumhurbaşkanına, mesela para dilenme görevini veremezsiniz!

Ondan ne karayollarımızdaki sorunlara çare bulmasını, ne artık ayakları üzerinde duramayan

eğitim sistemimizi diriltmesini ne de maliyeden iyi anlamasını vs bekleyemezsiniz.

Bu tür sorunların çözüm yeri meclis ve meclis içinden çıkan hükümettir.

Bunun aksini söyleyenler ‘yanlış yol tarifi’ yapmaktadırlar!

Dememiz o ki cumhurbaşkanı olacak kişinin başka özellikleri olmalıdır.

En başta, yukarıda ima ettiğimiz gibi, seçeceğimiz kişinin hangi göreve aday olduğunu bilmesi

gerekmektedir. Eğer bunu bilmiyorsa ‘yanlış adrese mektup bırakan postacı’dan farkı olur mu?

Bunun ötesinde daha farklı özellikler aramalıyız bu görevi vereceğimiz kişiden.

Dilerseniz aşağıdaki soruları sorarak bir cumhurbaşkanında başka hangi özelliklerin bulunması  

gerektiğine bakalım:

Bu adayın ele alması gereken en temel sorun, yani Kıbrıs sorunu hakkında ya da görevinin

gerçek içeriği hakkında geçerli bir vizyonu var mıdır?

Bu süreçte temel görevi hakkında neredeyse hiç konuşmuyor mu ya da KıbrıslıTürkleri

müşteri, KıbrıslıRumları da avlanacak av olarak görme eğilimi var mıdır?

Bu aday, Kıbrıs sorununu birlikte ele alıp çözeceği KıbrıslıRum liderle diyalog kurmaya hazır

mıdır ve geçmişte bunu hiç denemiş midir? Yoksa böyle bir derdi olmadığı gibi diğer toplumu da

mazgal deliklerinden seyretme eğiliminde midir?

Bu aday KıbrıslıTürklerin temsilcisi gibi davranma eğiliminde midir yoksa kimi temsil ettiğini

anlamak için kan tahlili yapmaya yönelimli birisi midir?

Bu aday, KıbrıslıTürklerin haklarını savunmaya çalışırken, KıbrıslıRumların da haklarına

saygılı olmayı beceriyor mu yoksa ‘Rumlardan bana ne’ mi demektedir?

Bu aday KıbrıslıTürklere hitap ederken KıbrıslıRumların da lisanını konuşabiliyor mu yoksa

‘ana lisanımdan başka bir lisan konuşursam’ annem kızar mı demeye getirmektedir?

Bu aday ‘kapalı Maraş’ın sözü edildiğinde üzüntüsü gözünün içinden okunabiliyor mu yoksa

kapatın bu konuyu’ mu demek istemektedir ya da etrafını sarmış ganimet düşkünleriyle

birlikte ‘tutulmuştur’ levhasını mı havaya kaldırmaktadır?

Bu aday Kıbrıs’ta çözümün karşılıklı iyi niyetle, insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun olarak atılacak adımlarla elde edileceğini anlamış mıdır yoksa başkalarının kırmızı çizgilerinin ardında sipere yatarak ateş mi etmektedir?

Bu aday siyasal eşitlik derken toplumlar için ortak bir gelecek ve ortak egemenlik  mi demek istemektedir yoksa ‘atı alan Üsküdarı geçti’ yani ‘ne ortak egemenliği’ mi demektedir?

Bu aday yüzyıllardır yaşadığı topraklarda özne olma mücadelesi veren KıbrıslıTürk toplumunun  kendi kendini yönetme hakkını elinden alanlara ve kimliğine ve kültürüne karşı yapılan saldırılara sessiz kalıp sus-pus oluyor mu, yoksa gerektiği yerde ve gerektiği şekilde kendini ortaya koyabiliyor mu?

Bu aday size göre gücünü kimden/kimlerden almaya eğilimlidir?

Bu adayı kimler, niçin desteklemektedir?

Bu sorulara vicdanınızın sesini dinleyerek siz yanıt bulun. Yani…

Siz karar verin!

Bu yazı toplam 1605 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar