“Külliye”yi unuttuk mu?
Lefkoşa'nın en güzel kent parkını tasarlamak varken…
Hem kent nefes alacak hem toplum…
Şimdi hiç bilmediğimiz bir proje var ortada ve yapımı sürüyor.
İzinsiz!
Talepsiz!
Gereksiz!

***

"Yerleşke" diye öve öve bitiremeyenler dahi halen ne olacağını bilmiyor, projeyi tanımıyor ve tanıtamıyor.
Ne?
Kim çizdi, kim tasarladı, nereden ilham aldı?
Mimarını ve projeyi bu toplumun önüne çıkarmaya korkuyorlar!

***

Bu ülkenin mimarları yokmuş gibi davranılıyor.
Tıpkı bu ülkenin değerleri yok edildiği gibi!

Kıbrıs'ın sokaklarında gezerken hemen hepimizin yaşadığı ve giderek ağırlaşan duygu aynı:
"Buralardan Kıbrıs'ı silmişler..."

Başka bir ülkedeymiş hissiyle yüzleşiyoruz çoğu zaman...
Hem mekanlar değişti, hem insanlar!

***

"Külliye" projesi nedir a dostlar!
Var mı gören?

Size bir örnek vereceğim.
Girne Belediyesi'nin yeni binası ülkemiz insanları ve kaynakları kullanılarak “yeşil bina” olarak inşa edilmişti.  ABD Rochester kenti Mimarlar Odası'nın açtığı yarışmaya katıldı, proje...
Ödül aldı.
Stratejisi, tasarımı, maliyeti, içeriğiyle...

Kıbrıs'ın orta yerinde talimatla ve siparişle ve dayatmayla bina yaptırıyorlar ve güya bu bina, "Meclis" olacak, "Başkanlık" olacak... İradeyi temsil etmeden irade olacak güya! Bina olacak ama içindeki karar vermeyecek…

"Başkan" kukla olacak.
"Parlamento" göstermelik.
Onu da anladık da...
Bu ülkenin mimarı, mühendisi, tasarımcısı var en azından…

***

Girne’deki binaya dair jüri değerlendirmesinde kültürel mirastan, çevreci anlayıştan söz ediliyor.
Uluslararası bir yayında okuyorum bunu ve gururlanıyorum.

O projenin mimarları Ali Teknikel ve Anıl Çağdan, Müteahhidi Korman, Elektrik Mühendisi Osman Eminel, Makine Mühendisi Yunus Terlik…
Öyle uzaktan mimar transfer etmeye ihtiyaç yok!

***

Niye yazıyorum tüm bunları...
Bu topluma dayatılan salt bir "Külliye" değildir.
- "Siz yapamazsınız" duygusudur.
- "Siz karar veremezsiniz" sesidir.
Güvensizliktir.
Umutsuzluktur.
İradesizliktir.

"Siz kimsiniz?" diyemiyor bu ülkeyi yönetenler…
Eğer diyebilseler şu yanıtı alacaklar: “Sizi oraya biz getirdik.”

İşte tam da bu nedenle toplum sesini yükseltmeli ve tümüne seslenmeli:
“Siz kimsiniz? Gidiniz!”