Kıbrıs Rum siyaseti için eskiden beri Maraş bir seçim malzemesidir. Siyasetçileri, Mağusalı Rum seçmenin oyunu almak için seçimler öncesi uluslararası girişimler yaparak, Maraş ile ilgili BM kararlarını hayata geçirecekleri havasını yaratmak ve Maraşlıların oyunu almak çabasında olurlar… İmza kampanyaları açmak, dış siyasi merkezlerde lobiler yapmak, heyetler davet edip toplantı gösterişleri yapmak, eylemler yapmak… Herşey dahil… Seçimler bitince de konu uykuya terk edilir…

Son zamanlarda durum Kuzey Kıbrıs’ta da benzeri bir hal almaya başladı; Kıbrıs Türk sağ siyaseti Maraş konusunu seçim malzemesi, daha doğrusu oyuncağı haline getirdi. Projeleri varmış diye atıp tutmalar, çalışmalar yapıyormuş gibi hava yaratmalar, çalışmalar tamamlanmış da yeni aşamaya geçiliyormuş gibi hikayeler anlatmalar… Birisi konuyu tüm yönleriyle en iyi kendisi biliyormuş diyor; bu deyiş, Maraş’i açacağını söyleyen diğerine konunun cahili olduğunu belirtmenin diplomatik bir ifadesidir de… Sol siyaset ise konunun uluslararası hukuk ve siyaset açısından ciddiyetini bildiği için, sağ siyaet erbabından neyi nasıl yapacağını sorguluyor, projelerinin uygulanabilir olmadığını anlatmak için…

Maraş’ın açılmasının bugünlerde gündem yapılmasının bir diğer nedeni de Covid-19 salgınında ikinci dalgaya kapıyı aralayan sağ hükümetin gündemi değiştirmek ihtiyacıdır. Neredeyse üç aylık bir süre hiç Covid-19 vakası olmamasını kendi başarısı diye reklam eden hükümet, önlemsiz kapı açmanın bedeli olan üç vakalı başlangıcı herhalde başkalarının suçu olarak sunamayacak… Yeni salgın dönemi endişesinin hükümeti yer ile yeksan edeceği tehditini bilen hükümet önderleri siyasi odağı bu konudan kaydırmak için Maraş’ı yeniden gündem haline getirdi… Sol muhalefetin hem yürüyüp hem de sakız çiğneyebileceğini ve hatta ıslık da atabileceğini düşünemiyorlar…   

Maraş’ı açmak ile ilgili sağ siyasetin tüm söylemleri beyhudedir… BM kararları, uluslararası hukuk kararları ve siyaseti Maraş’ın nasıl açılabileceğini anlatıyor; bunlara uymanın da Kıbrıs Türk siyasetine uymadığını bizzatihi sağ siyaset söylüyor. Gene de açabilecekleri iddiasını sürdürürken, büyük projelerini hemen uygulamalarının mümkün olamayacağını söyleyip seçim dönemi için mazareti yaratmış olacaklar… Ama eğer Maraş’ı açmakta ciddi bir kararlılıkları varsa, ufak ufak başlayabilirler… Örneğin, gündemde Pandemi Hastanesi konusu var… Hem de acil… Mali sıkıntı olduğu da malum… Çözüm?! Maraş’ı askeri bölge yapan teller, örneğin Palm Beach Hotel yanında veya Mağusa Belediyesi yanında, elli metre kaydırılsa, Pandemi Hastanesini kısa sürede yapabilecek fiziki imkanlar bulunur… Hem de insanlık hayrına, hem de sağlık amaçlı, hem de dünyanın mağdur olduğu bir konuda çözüm üretmek babından…

Maraş’ı açacağını söyleyenler, hele ki bu konuda derin bilgi ve irade sahibi olduğunu iddia edenler, böyle açmayı denesin… Denerler mi?! Hayır! Çünkü balonları sönecek… Büyük büyük projelerden bahsedecekler ki, zamana ihtiyaçları olduğu yönünde haklı bulunsunlar… “Yapayım da olmasın – Başlayım da bitmesi” startejisi ile seçim sürecinde oy toplamaya, Covid-19 salgınının hortladığı bugünler de dikkati dağıtmaya çalışsınlar…

İçerde ufaktan ufağa böyle başlasınlar da dışarda ne yapsınlar? BM’nin New York merkezine gitsinler… Hem de şimdilerde deneyimli Türk diplomatı ve siyasetcisi Volkan Bozkır’ın da BM 75. Dönem Kurul Başkanı seçilmiş olmasının yarattığı olanak var; oralarda onun etkin yardımı da olabilir… Maraş ile ilgili projelerini oralarda anlatsınlar; ilgili BM kararlarına rağmen değil, Kıbrıslı Türklerin siyaseten kayıplarına ragmen değil ama gene de yerleşime açabilmenin yolunu yordamını yoklasınlar, projelerini uygulamak için ısrarcı olsunlar… Strasburg’a gitsinler, AİHM kurumuna projelerini anlatsınlar, önlerindeki davalara rağmen değil, Evkaf’ın mülkiyet haklar konsunda “Evkaf’ın su meselesi” gibi iddialarda bulunarak değil, gerçekçi olarak neyi-nasıl-niçin yapacaklarını anlatsınlar… Var olan BM kararları ile alınabilecek AİHM kararları arasında sadece Kıbrıs Türk tarafının değil, Maraşı’ın da sandviç olacağını anlatsınlar… Anlatsınlar ki, Kıbrıs sorunu çözülmeden Maraş’ı açabilmenin zeminini yaratsınlar… Lefkoşa’da Kıbrıslı Türklere masallar anlatmasınlar, BM ve AİHM’den alacakları fikri katkılar ile gerçekçi ve uygulanabilir proje yapabilsinler… Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulduğu gibi, onu kurmak için yaşanan süreçleri Maraş için de yaşamak üzere…

Ama niyet ülke gündemini saptırmak ise, seçim için oy toplamak ise bugünlerde yaptığını yapmaya devam edecek hükümet eden sağ siyasetin önderleri… Biri bilgiç, diğeri de şen-şakrak tavırlar ile halka Maraş’ı açacaklarını söyleyecek… Onlar, Maraş’ı ayıran teli bile yerinden oynatamaz, oynatmayı beceremez, nasıl oynatacağını da bilemez haldedir. Ve havalarından geçilmeyen bu ‘yiğitler’ TSK’dan izin almadan Maraş’a giremezler bile…