Sizin adınıza özür dilerim
Ne kadar ‘Padişah’ varsa Osmanlı zamanında…
Bir o kadar ‘dalkavuk’ vardı!..
Ve hatta, dalkavukların sayısı aşardı padişahları!..
***
Osmanlı’nın ‘torunlarıyız’ diyenler var, gururla.
Ve ‘padişahlık’ kalmasa da miras, ‘dalkavukluk’ kaldı geriye…
***
Padişahlardan biri vakt-i zamanında sofraya oturmuş….
Patlıcan gelmiş önüne…
“Ne güzel sebzedir şu patlıcan” demiş…
Dalkavuğu girmiş hemen devreye:
- “Haklısınız Sultanım…
Lezizdir…
Kızartması da olur fırını da, karnı yarığı da pişer, oturtması da…
Turşusu bile vardır bunun…”
***
Birkaç gün geçmiş üzerinden bu muhabbettin…
Yine sofrada patlıcan varmış…
Padişah bu kez kızmış:
- “Yine mi patlıcan… Ne tadı var, ne tuzu…”
Dalkavuk hemen girmiş araya…
- “Öyledir sultanım!.. Yemeği yemek değil, tadı tat!.. Acımsı kekremsi bir mahlukat.”
***
Padişah şöyle bir bakmış dalkavuğa, “Sen değil miydin daha birkaç gün önce, bu patlıcanı yere göğe sığdıramayan…”
Bükmüş boynunu dalkavuk…
“Öyle” demiş, “Öyle de, ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil…”
***
Nedir ‘dalkavuk’un tanımı…
“Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse” diyor Türk Dil Kurumu….
Ve sonra sıralıyor:
- Huluskâr
- Yağcı
- Yalaka
- Yalpak
- Yaltak
- Çanak yalayıcı
***
Sözlüğün bir eksik bıraktığı varsa, yine de, hepiniz adına özür dilerim!..
Ve sahi ‘turşu’su olur mu bu tiplerin?