“Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç̧ duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz” lafı tam da İngiliz anahtarına benzer.
Her “vida”yı çözer!
Pas çözücü dahi istemez.
Her daim “iradesizliği” örter.

*  *  *

Başbakan Tatar, “İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması”na dair “ARMA” modelini savundu.
Ve coşkuyu yükseltti: “Kimse halkımızın kafasını bulandırmaya kalkışmasın, birlik beraberliğimize zarar verecek yanlış yorumlar yapmasın.”

*  *  *

“Bizim devre dışı olmamız söz konusu değildir” diyor ya Başbakan.
ARMA öyle yazmıyor!
“Önce ilgili Bakanlık uygulama birimi bir proje hazırlayacak ve KKTC Maliye Bakanlığı’na iletecektir” diyor Başbakan.
Aynen öyle… Peki sonra?
Bu projeler TC KEİ ofisine sunulacak.
Eğer orası uygun görürse iş ilerleyecek…
TC KEİ ofisi de TC Teknik Heyeti’ne aktaracak…
O da uygun görürse…
TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü’ne aktaracak.
O da uygun görürse eğer…
TC Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı’na aktaracak.
Proje o zaman onaylanacak.
İşte “devre dışı olmadığımız” vaziyet bu!

*  *  *

ARMA şunu da yazıyor.
“Hibe Protokolünün uygulanması ile ilgili projelerin uygunluğu, etkinliği ve sürdürülebilirliğine yönelik ölçme ve değerlendirme yetkisi T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcılığı uhdesindedir.”
Peki niye “KKTC Başbakanlığı ve TC Cumhurbaşkanı Yardımcılığı uhdesindedir” yazmıyor?
Uhde ne demek Sayın Tatar?
Birinin yapmakla yükümlü olduğu “görev” demek, “sorumluluk” demek…
O görev ve sorumluluk size uğramıyor!
Bitmedi…
“Stratejik planlama, programlamanın koordinasyonu, uygulamanın izlenmesi, mali işbirliğinin değerlendirilmesi T.C. Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü uhdesindedir” diyor.
“KKTC Başbakanlığı ve TC Cumhurbaşkanı Yardımcılığı uhdesindedir” demiyor yine!
“Kıbrıs sorunu” oldu mu masada aslan kesilenlerin Arma’sı böyle!
Aha da “birlik ve beraberlik” bu!
Hani, KKTC nerede?
Başbakan Tatar’a da göre bu model Avrupa modeli!

*  *  *

Özür dilerim Sayın Tatar ama bu süreçte sizin uhdenize de televizyon programlarını gezmek, konuşmak ve basın bildirileri yayınlamak kalıyor.