1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. söğündürme şafgı da OKUYACAM!..
söğündürme şafgı da OKUYACAM!..

söğündürme şafgı da OKUYACAM!..

söğündürme şafgı da OKUYACAM!..

A+A-

Ahmet Yıkık

Daha dün anlamıştım aslında. O-ku-ma-ya-cak-tı, bu kitabı da yarıda bırakacaktı. Kitaptan bahsederken yakaladım, hayal kırıklığının yansımalarını, gözlerinin ışığını kısan. Bugün, ona ilginç gelen bir anekdotu anlattı bana, kitaptan. Kehanetimi yalanlamak istercesine… Adam ölüyormuş, kulağından kan damlıyormuş, kan damlaları şeritler çizerek akan bir nehir gibi kapının altından sızarak sokağa ulaşıyor, yokuş aşağı ilerlerken komşu kadının sokak kapısının altından içeri giriyormuş. Merağa kapılan Latin Amerikalı kadınsa, kanın nereden geldiğinin izini sürüyormuş, ters istikamette… Ona kızdım aslında, kitabı henüz okumadığımı bile bile… Neyse, daha fazla dayanamayıp yarın pes edeceği malum… Başyapıt diye nitelendirilen kitaplar söz konusu olunca, zevklerimiz pek uyuşmuyor nedense…

Nesip Hasan (Galliga)

1. En çok da / daha ben doğmadan öldürülen / hikâye karakteri / dedemi sevdim / ailede. / Baf’tan Leymosun’a / gadaklizmoya götürüşünü / motorun arkasına attığı / nenemi… / “Parmakla gösterildiği bir dönemde, / vasıtası olanların.”/ Kıyıdan içerilere açılışlarını / kiraladıkları kayıkla, / mehtabı karşılamaya. / Buzlu kirazla / zivaniya içişlerini / Platres’te… / 2. En çok da dedemi. / Anasız babasız büyümüş / bir gocagaricikle fukara. / Varlıklı evleri dolaşıp akşamları / dilendiği bir tas yemeği / paylaştıkları. (…) 3. Dedemi… / Kahvede kutlarken vurdukları, / düğün gecesinde / büyük kızının. (…)

Jenan Selçuk

KİTAP ÖNERİSİ

Osman Güvenir, Gâvur Hasan, öykü, 402 s.

1943 Lefkoşa doğumlu Osman Güvenir, lise eğitimini Haydarpaşa Ticaret Lisesi’nde tamamladıktan sonra Londra’da Yüksek Muhasebe eğitimi almıştır. Uzun bir aradan sonra yeniden başladığı eğitimine, 2010 yılında, Yakın Doğu Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi Dram Yazarlığı Bölümü’nden dramaturg olarak mezun olmasıyla, yeni bir virgül koymuştur. Güvenir’in, çeşitli yazın türlerinde yayımlanmış birçok kitabı bulunmaktadır: şiir, öykü, tiyatro, anı, roman… Yazar, bazı öyküleriyle, ülkemizde düzenlenen yarışmalarda ödüller kazanmış; şiir ve öyküleri gerek Kıbrıs’ta gerekse Türkiye’de birçok dergi ve gazetelerde yayımlanmıştır. Ayrıca, tiyatro eseri olarak kaleme aldığı, “Hesaplaşma” adlı oyunu da Ankara Devlet Tiyatroları Edebiyat Kurulu’nca onaylanarak repertuara alınmıştır. Yazarın, yayımlanan kitaplarından bazıları şunlardır: Bitmeyen Dua, Özümdeki Damlalar (şiir); İlk ve Son Resim, Kaybolan Hayat (öykü); Kıbrıs Hikâyeleri, Hesaplaşma (tiyatro) ve Üç Pencere (roman)… Güvenir’in, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’la çalışırken gözlemlediği olaylara dair tarihi anılardan oluşan kitapları, tamamlanmış bir vaziyette yayım sırasını beklemektedir.

“Gâvur Hasan” kitabı yazarın en son yayımlanan öykü seçkisidir. Eser, adını kitaptaki ilk öyküden almıştır. Bu ilk öykü, yazarın tarzına dair pek çok ipucu verir niteliktedir. Öyküde dikkati çeken hususlardan birincisi, anlatımın Doğu’ya özgü anlatı tekniklerinden biri olan çerçeve öykü tekniğini içermesidir. Öyküde, okuyucuyu önce, yazar anlatıcı karşılarken hemen ardından bir değişiklik yapılarak, anlatım, öyküdeki karakterlerden biri olan Evkaf memuruna devredilir. Okuyucu, olayları, Evkaf memurunun bir kahvehanede, orada bulunanlara aktardığı şekliyle işitir ve izler.  Zaman, İngiliz Koloni Dönemi; mekânsa Kıbrıs’tır. Evkaf memuru başından geçenleri anlattıkça, okuyucu da onun Gâvur Hasan’la yolunun nasıl kesiştiğine tanıklık eder ve Gâvur Hasan’ın trajik yaşam yazgısına vakıf olur. Günümüzdeki modern öykülerde pek kullanılmayan bir tarzda kaleme alınan söz konusu öykü, okuyucuya, kökeni Binbir Gece Masalları’na uzanan ve Osmanlı edebiyatında sıkça kullanılan didaktik ve ibret verici öykü geleneğinden tatlar sunmaktadır. Zaten kitaptaki birçok öyküde, gerek toplumsal gerekse bireysel bağlamda yaşanmışlıkları anlatılaştırmak suretiyle, bunların unutulup yitmesine mani olma endişesinin ön plana çıktığı hissedilmektedir. Belli ki Güvenir, kendisine böylesi bir misyon yükleyerek yazın çalışmalarını sürdürmek eğilimindedir.  Kitapta, toplam yirmi bir öykü bulunmaktadır. Öyküleri okurken biraz hüzünlenecek, adamızda, geçmişten bugüne değişen sosyal, siyasi ve tarihsel olayları gözlemleyecek ve bizi biz yapan birtakım özelliklerin farkına varacaksınız. Öykülerin üslûbuna sinen nostaljik iklimlerde gezinirken, nesilleri birbirine bağlayan ‘değer’leri belki de yeniden keşfedeceksiniz. Keyifli okumalar…

 

YENİLERDEN…
 

(Aşağıdaki kitaplara dair bilgiler, kitapların kendi tanıtım bültenlerinden alınmıştır.)

İsmail Ertürk, Yuvayönelik, öykü, 132 s.
İsmail Ertürk’ten denememsi öyküler Yuvayönelik. Edebiyat ve sinema yazılarıyla bilinen İsmail Ertürk bu kez anlatının sınırlarında dolaşıyor. Ön kapakta “ÖYKÜ” yazsa da, yazarı bu kitabı için “özöykeme” diyor. Nedir özöykeme ve neden özöykeme? Tamamıyla özyaşamöyküsel ve neredeyse deneme oluşları buradaki metinleri “anlatısal”lıktan uzaklaştırıyor. Yani yazar, klasik öykünün sınırlarını aştığının farkında ve okurunu dürüstçe uyarıyor. Deneme, gezi yazısı, düşünsel makale ile anlatı arasında kararsız ama birbirleriyle kesinlikle ilişkili dört gezgin-melez metin, türetilmiş bir kavram olan Yuvayönelik’te buluşuyor.

Hannah Kent, Ölü Gömme Törenleri, anlatı, 344 s.
1828’in Mart ayı... İzlanda’nın kuzeyinde bir çiftlikte iki erkek vahşice öldürüldü. Cinayetlerden suçlu bulunan Agnes Magnúsdóttir, idama mahkûm edildi. İnfaz gününe kadar tutulacağı çiftliğin sahipleri ondan hem korkuyor hem de tiksiniyorlardı. Onların gözünde Agnes bir şeytan, bir cadı, cinayete ortak ettiği iki gencin beynini yıkamış bir caniydi.
Koskoca toplumda ona kulak verecek tek bir kişi vardı... Agnes’in isteğiyle, ölümüne dek ona rehberlik etmekle görevlendirilen Rahip Tóti, bu yapayalnız kadının öyküsünü dinlerken, olaylara farklı bakışımızın gerçekliği nasıl kökünden değiştirebileceğini görecekti.
Bütün yaz tarlada çalışan Agnes’in, kış bastırınca tek bir odaya sıkışıp kalan aileyle ilişkisi değişti. Onu dinleyenlerin zihinlerindeki soru gitgide belirginleşiyordu: Cinayeti işledi mi, işlemedi mi? (…) Yaşanmış bir olayı konu alan Ölü Gömme Törenleri bireyin varoluş savaşına dair yürek sızlatan bir anlatı...


YAZIN DÜNYASINDAN HABERLER…

Mehmet Kansu’nun, “Çıplak Ayakla Dolaşmak, Çölde…” adlı son kitabının tanıtım etkinliği ve imza günü, 12 Temmuz 2014 tarihinde, Khora Kitap Cafe’de gerçekleştirildi.
Literary Agency Cyprus (LAC) ve Whirling Words, üyelerinden; Aydın Mehmet Ali, Eleni Skarpari ve Nicoletta Demetriou’nun kendi kitaplarından pasajlar okuyacağı bir etkinlik düzenliyor. Etkinlik 14 Temmuz Pazartesi günü ara bölgedeki Dayanışma Evi’nde saat 19.30’da başlayacak. Etkinlik sonrasında, katılımcılarla sohbet edecek olan yazarlar, eserlerini imzalayacaklar.

Bu haber toplam 1341 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 167. Sayısı

Adres Kıbrıs 167. Sayısı