Sohbet (!!!!)
Bir sendikacı ile sohbet ediyorum. Hırçın sendikacılarımızdan biri. Hani ‘Kronik muhalefet’ dediklerimizden. (Kendisine ‘söz’ verdim. Bu nedenle ismi saklı) . Sohbet önce havadan sudan konularla başlıyor.
Sonrasında –kendiliğinden- siyasete dönüşüyor. Önce ‘Türkiye nereye gidiyor ?” sorusuna cevap bulmaya, hatta çözüm bulmaya (!) çalışıyoruz birlikte. Ardından konu Kıbrıs’a dönüyor. Yine kendiliğinden.
O, her zamanki gibi. Belli ki, söylediklerinin çok büyük bir bölümünü ezberlemiş artık. Sıralamaya başlıyor.
Ben ise, -galiba- aksi bir günümdeyim. Ne söylerse karşıt sözlerle kontra-atak yapıyorum.
“Görüşmelerin sonucu ne olur sence ?”
“Türkiye’nin gerçekten çözüm isteyip istemediğinden kuşkuluyum. Benim umudum dünyadan baskılarda...”
“Adam tüm dünyayla restleşiyor. Baskılara mı boyun eğecek yani ?”
“Eninde sonunda köşeye sıkışacak.”
“Boşver masada ve kapalı kapılar ardında olanları... Ben sana bambaşka birşeyler sormak istiyorum... Sen, yahut siz çözümden yanasınız değil mi ?”
“Kesinlikle.”
“Çözüm...Birleşik Kıbrıs ve AB değil mi ?”
“Evet..Kesinlikle...”
“ Diyelim ki bir çözüm oldu. Sence biz AB’ye ayak uydurabilecek miyiz ?”
“Neden uydurmayalım ?”
“ Mesela, ‘Bu kadar devlet memuru çok fazla.’ diyecekler... ‘Bu sayıyı mesela 5 bin’e indirin’ diyecekler... ‘Böyle devlet düzeni olmaz’ diyecekler... ‘Nedir bu müşavir ordusu ama ?’ diyecekler... “Bu fazla mesai ödeneği de ne ?’ diyecekler...Belki de öğretmen sayısını bile çok bulacaklar. ‘İndirin’ diyecekler... Yapacak, yapabilecek miyiz ?”
“Zaman içinde evet...”
“Şimdi dokunmak isteyene şiddetle karşı çıkıyorsunuz ama !!!!!”
“Şimdi başka...”
“Dünyanın kaç ülkesinde bu kadar çok resmi tatil-izin v.s. var ki ? ‘Yok-olmaz böyle rezillik’ derlerse ne yapacaksınız ?”
“Milli ve dini bayram tatilleri gerçekten çok fazla. Annan Planı’nda çoğunu kaldırmışlar veya azaltmışlardı.. İtiraz etmedik ’Evet’ dediydik...”
“ Bir Devlet Memuru’nun, Resmi Tatiller-Yıllık İzin- Hastalık İzni-Mazeret izinleri v.s. ile yılın 365 gününün kaç gününde çalıştığının hesabını yaptınız mı hiç ?”
“Yaptık...Malesef acı bir tablo var önümüzde...”
“Bunlara ‘kaçamaklar’ dahil değildir bu arada.. Bunu da biliyosunuz değil mi ?”
“Evet..Tabiii”
“Elektrik, su, telefon, havaalanı, limanlarda da özelleştirmeden yanadırlar. Bilirsiniz ya ?”
“...... “
“Eeeee..Ne olacak çözüm ve AB gelince ? Siz gene ‘Hayır... Verilen hak geri alınmaz..’, ‘Özelleştirme olmaz..” diye bağırmaya devam edecek misiniz ? Grevler devam edecek mi gene ?”
“Hele bir çözüm olsun da bunları tu baştan gözden geçireceğiz tabii ki...” dedi. Veee.... “Bunları yazmayacan ya.....” diye de soruverdi.
“Yok yazmayacam merak etme”... “Hade kolay gelsin öyleyse... Size de bize de....” dedim ve ayrıldık.
***
Bu, ‘sohbet’imizin sadece bir bölümüydü. Çözüm olasılığını da konuştuk, çözümsüzlüğün olası sonuçlarını da... Büyük (!) Rum milliyetçilerini de konuştuk, aramızdaki büyük (!) Türk milliyetçilerini de... Dış güçleri de konuştuk, içimizdeki (Rum-Türk) ‘derin’ güçleri de...
Sonuç mu ? Sonuç yok yine... Büyük, cevapsız kalan sorular, gittikçe çoğalmaya devam ediyor. Her geçen gün ve her benzeri sohbette olduğu gibi.
************************************************************************************************
Sokağın Ağzı
• Serdar Denkdaş yangın helikopterciği da alacakmış yaz sıcakları başlamadan...
• Maaşlar bu ay da borçlanarak verilecek ?
• Et-Balık Güney’de neden bizden daha ucuz anlayamadım...
• Bakan “Gönyeli’ye Alt-Üst Geçit” der, uzman “Yok” der...Tuhaf, biz ‘Alt-Üst’ geçitleri de altüst ederiz ya...
• Ma duydunuz ? Bayram tatilinde 5 bin kişi geçmiş o tarafa ? Törenlerde de üç-dört yüz kişi vardı...
• Analar-babalar bile gitmez oldu artık törenlere... Ne 23 Nisanlara ne da 19 Mayıs’lara...
• Halkımız 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı Güney’de kutladı...
• Sarraf her tarafa para dağıddı bizim buralara uğramadı. Halbuki garısı nerdeysa bizimnan agraba olduydu...