1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Sokak umuttur ve rahatımızı bozmanın vaktidir
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Sokak umuttur ve rahatımızı bozmanın vaktidir

A+A-

İnsanların korkularının kırılmış olması umuttur. Onca baskıya ve zorbalığa rağmen genci, yaşlısı, sanatçısı, işçisi, öğrencisi sokaklara inebiliyorsa umut vardır halen...

Hem de çok güçlü…

Demokrasinin olmadığı, özgürlüklerin kaybolduğu, hukukun siyasileştiği bir ortamda, kelepçeden ve hücreden korkmadan kendini ortaya atıyorsa insanlar, değişim geliyor demektir.

***
Kimsenin şüphesi yok, Türkiye’yi “tek adam” yönetiyor.
Yine kimsenin şüphesi yok, işte bu Türkiye, bu tek adam rejimi adanın kuzeyini de elinde tutuyor.

O nedenle “tarikatlar” buraya da çökmeye başladı. O nedenle halkın özgür iradesiyle yapılamadı seçimler… O nedenle çevik kuvvet dizildi, öğrencilerin karşısına… O nedenle yabancılaşıyoruz, yaşadığımız toprağa…

***
“Seçilmek” yetmiyor bugünün Türkiye’sinde
Tutukluyorlar.
“Örgüt üyeliği” diyorlar.
“Örgüte yataklık…”
“Terör…”

Son bir senede 8 belediye başkanının yerine kayyum atanmış. Sadece İstanbul’da 7 belediye başkanı gözaltında…

Toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklamaları yasaklanıyor. Baro yönetimi görevden alınıyor.

Tüm bunlara “demokrasi” demek mümkün mü?

***
Bu “tek adam” rejiminin buradaki kuklaları yurttaşlık dağıtıyor gece gündüz, protokoller imzalıyor kimseyle tartışmadan, ihaleler bağlıyor, üleşiyor ülkemin toprağını... Hep bir dayatma… Kendimizle ilgili karar alma süreçlerinin dışında bırakılıyoruz…

Bağıra çağıra büyüyen bir gerçeklik var karşımızda… Bu bağımlılıktan, itaat düzeninden, yurdumuza dayatılan gericilik ve nobranlıktan, kuşatıldığımız cehalet ve vasatlıktan kurtulmamız gerekiyor.

Bugünün Türkiyesine bir bakınız, bizim hikayemiz anlatılıyor aynı zamanda ve budur başımıza gelecek olan…

Öyle çok uzak değil…

Polis, savcılık ya da yargı eliyle demokrasiyi ortadan kaldırmak, korku ve baskı ülkesi yaratmak, iradeyi baskılamak, düşünce ve ifade özgürlüğünü katletmek görmezden gelinemez…

Böylesi bir hazin tablo varken ortada, yine de umutluyum; sokak umuttur çünkü… İnsanların korkularının kırılmış olması umuttur. Umuttur direniş…

Bize gelince…
Daha ne yaşamalıyız bu düzenin kuklalarını deşifre etmek, onları utandırmak, gözlerindeki yalan çukurlarına bakarak tiksinmek ve kendimizi korumak için…

Dünyadan yalnızlaştığımız ve uzaklaştığımız yetmezmiş gibi ekonomi ve demokrasi anlamında da fakirleşiyoruz.

***
Rahatın bozulmasın diye, hangi doğrulardan vazgeçtiysen, o fiyata satıldın demektir” der, iktisatçı Şeref Oğuz…

Bireylerin bencilleşmesi değerleri çürütür” başlıklı bir yazıdır bu…

Şimdi tam da bu çürümeyle yüzleşme zamanıdır. Bireylerin değil yalnızca… Siyasi hareketlerin de bencilleşme hakkı yok böyle zamanlarda… Rahatımızı bozmazsak, çok daha fazla rahatsızlık edecekler, bunu anlamalıyız…

Türkiye’deki direnişe elbette dayanışma göstereceğiz. Ama bunu yaparken, kendi yurdumuzdan da uzak tutacağız tehlikeyi, onaracağız yıkıntıları, bağımsızlığı konuşacağız daha yüksek sesle ve korkmayacağız, ürkmeyeceğiz, çekinmeyeceğiz tek bir Kıbrıs idealinden…

Geç kalmamışsak halen…

 

img-2102.jpg

(Fotoğraf: CNA - Tolga Bozoğlu / İstanbul / EPA)

 

Bu yazı toplam 1416 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar