Her yağmurun ardından aynı manzaralar...

Özellikle de başkentte!

Yollar, evler, iş yerleri, arabalar sular altında...

Trafik allak bullak...

Sorun ortada; altyapı eksikliği!

Peki çare?

Ertesi gün kurulan ‘kriz’ masası!

Bir sefer de ‘kriz’ çıkmadan kurulabilse keşke o masa.

***

Başta Lefkoşa olmak üzere ülke genelinde çok ciddi bir altyapı sorunu var.

Neyimiz tamam ki gerçi, o da ayrı mesele!

Ağzımız dola dola ‘devlet’ diyoruz ama, devletin altı çamur, üstü bulut!

Siyasetin ‘güdümünde’ biçimlenen ve de sürekli rötarlarla revize edilen imar planları, ihtiyaçları karşılamıyor belli ki.

1981 yılında güney ve kuzey Lefkoşa’yı kapsar biçimde, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum inisiyatifin birlikte hazırladığı imar planının kuzey ayağı şu anda ne durumda?

Bu plan üzerinde zaman içerisinde yapılan değişikliklerde nüfus, konut sayısı, arsa sayısı, yeşil alan, trafik, eğitim, sağlık veya sanayi gibi çok yönlü faktörlerin planlamaları da hesaba yeterli düzeyde katılıyor mu?

Ya da herşeyden önce yukarıda saydığımız bu faktörlerle ilgili olarak devlet bünyesinde yapılan herhangi bir planlama çalışması var mı?

Nüfus planlaması, mesela!

Belli ki çok daha kapsamlı, çok daha ‘ileri görüşlü’ fiziki ve beşeri planlara ve bu çalışmalarla koordineli biçimde yürütülmesi gereken altyapı çalışmalarına ihtiyaç var.

Oysa biz toprağı ne kadar çok ve çabuk biçimde parseller, üzerine apartmanları kondurur ve ‘vatan’ yaparız derdindeyiz öncelikle.

Ne kadar az Rum malını ‘dokunulmamış’ bırakırsak, mülkiyet sorununun çözümünü bir o kadar daha karmaşık hale getirir, bir o kadar daha hak iddia eder duruma gelebiliriz toprak üzerinde.

Değil mi ki Annan Planı dönemi sonrasında memlekette, siyasi erkin de her türlü desteğiyle  inşaat sektörü patlaması yaşandı!

O kadar bir ‘patlama’ ki, şu anda dolu evlerin sayısıyla rekabet edebilir düzeyde boş ev ve hatta yarım kalmış inşaat var her yanda.

Ama yok, siyasetçiye sorarsanız, hepsi ihtiyaçtan!

Sokakta mı kalsın Kıbrıs Türkü?

***

Böylesi hesapların güdümünde büyüyen bir şehrin imarı, altyapısı...

Olmaz tabii, olamaz.

Ve güya ‘altyapı’ için belediyeye aktarılan ama ‘manzaradan’ da belli olduğu üzere altyapı hariç her nevi başka maksatlara hizmet eden o milyon sterlinleri de yeri gelmişken, bir kenara not etmekte fayda var galiba.