Sokakta 'mutsuzluk' hakim "Çaresiz, kaygılı ve mutsuzuz"
YENİDÜZEN, vatandaşa "nasıl hissettiğini" sordu, ruh halini dinledi, uzmanlarla konuştu: "Mutsuzluk, kaygı, endişe, güvensizlik hakim, tepkisizlik büyük tehlike…"
Halk olarak yaşananlara çok tepkisiz kalındığını söyleyen Sosyolog Nihal Salman: “Öğrenilmiş çaresizlik yaşanıyor, tepkisizlik büyük tehlike. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, kime tepki vereceğimizi bilmiyoruz, siyasete, siyasilere ve devlet yönetimine güvenemiyoruz.”
Fehime ALASYA
Hayat pahalılığı, yapılan zamlar ve beraberinde yaşanan krizlerin ardı arkası kesilmezken, vatandaşın endişesi de arttı, yüzler gülmez oldu.
Vatandaş, mutsuz ve kaygılı olduğunu ifade ederken, Sosyolog Nihal Salman ise bireylerin sosyal davranışlarını değerlendirdi.
Halk olarak yaşananlara çok tepkisiz kalındığını vurgulayan Sosyolog Nihal Salman, “Öğrenilmiş çaresizlik yaşanıyor, tepkisizlik büyük tehlike” dedi.
Bireylerin ne yapacağını, kime tepki vereceğini bilmediğini kaydeden Salman, siyasete, siyasilere ve devlet yönetimine de güvenin olmadığını belirtti. Ciddi bir yönetim eksikliği olduğunu dile getiren Salman, buna tepki gösterilmesi gerektiğini anlattı.
Halk olarak yaşananlara çok tepkisiz kalındığını söyleyen Sosyolog Nihal Salman:
“Öğrenilmiş çaresizlik yaşanıyor, tepkisizlik büyük tehlike”
Halk olarak yaşananlara çok tepkisiz kalındığını söyleyen Sosyolog Nihal Salman, vatandaşların ‘öğrenilmiş çaresizlik’ yaşadığını söyledi.
Halkın tepkisizliğinin büyük bir tehlike olduğuna da dikkat çeken Salman, “sessizlik aslında en korkutucu şeydir” dedi.
Halkın siyasilere olan inancının da günden güne azaldığını belirten Salman, sözlerine şöyle devam etti: “Ne yapacağımızı bilmiyoruz, kime tepki vereceğimizi bilmiyoruz, siyasete, siyasilere ve devlet yönetimine güvenemiyoruz. Nüfus artıyor ama sandığa gidiş sürekli azalıyor”
“Ciddi bir yönetim eksikliği var, Buna tepki gösterilmeli…”
Art arda gelen zamların herkesi olumsuz etkilediğini de ifade eden Salman, alım gücünün geçen yıla göre yüzde 50 oranında düştüğünü ve halkın markete gitmeye korkar hale geldiğini vurguladı.
Salman şunları aktardı: “Asgari ücret modern köleliğe döndü. Alım gücü her geçen gün düşerken devlet buna hiçbir şekilde çare bulmuyor, aksine bunu körüklüyor. Akıl işi olmayan zamlarla karşı karşıyayız. Her ne kadar yurtdışında meydana gelen olaylar döviz kurunu etkilese de, hükümet edenlerin bu dönemde ülkedeki insanların maddi durumunu düşünmesi ve bunu dengelemesi gerekirdi. Bu zamlar halkın kaldırabileceğinden çok fazla. Herhangi birinin 6 bin TL alıp benzin, elektrik, ev alışverişini ödemesi imkansız. Ciddi bir yönetim eksikliği var, günü kurtarmak için halkı düşünmeden kararlar alan bir hükümet var. Buna tepki gösterilmeli…”
“Tepkisizlik büyük tehlike…”
Halkın tepkisizliğinin büyük bir tehlike olduğuna da dikkat çeken Salman, “sessizlik aslında en korkutucu şeydir” dedi. Vatandaşın geleceğini ‘belirsiz’ gördüğünü de vurgulayan Salman, bu durumun suç ve intihar oranlarını artırabileceğini savundu.
Nihal daha ‘ağır’ şeyler yaşamamak için vatandaşın bir an önce yaşananlara ‘dur’ demesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
“Ekonomik sıkıntı bireysel gerginlik yaratır ve bu da etrafımızdakilere yansır”
Bu süreçte neler yapılması gerektiğiyle ilgili görüşlerini de aktaran Salman şunları söyledi: “Bu dönemde mümkün olduğunca zaruri ihtiyaçlarımızı almaya, ek harcamalar yapmamaya dikkat etmeliyiz. Dikkatli alışveriş yapmalıyız. Özellikle ekonomik krizler döneminde boşanmalar olur çünkü herkes bireysel dertlere düşer, kendini nasıl kurtaracağını düşünmeye başlar. Ekonomik sıkıntı bireysel gerginlik yaratır ve bu da etrafımızdakilere yansır. Bu süreçte etrafımızdakilere daha hoşgörülü davranmalıyız, korku alanlarını diğerlerine yansıtarak genişletmemeliyiz. Ailelerimize sarılarak bu süreci atlatabiliriz”
VATANDAŞ MUTSUZ, KAYGILI, GÜVENSİZ…
Caner Dağaşaner:
“Bu durumda mutlu olmamız mümkün mü?”
“Almak zor, satmak zor, üretmek zor, hayat zor” diyen Caner Dağaşaner, döviz üzerine yapılan tüm bu işlemlerde, herkesin önünün belirsiz olduğuna vurgu yaptı.
Söz konusu belirsizlikte, her yerin ‘karanlık’ olduğunu anlatan Dağaşaner, “Bu durumda mutlu olmamız mümkün mü?” diye sordu…
Hüray Bareke:
“Çaresizlik hakim, herkes gergin, trafikte bile görüyoruz…”
İnsanların hayata tutunmak için adeta bir diğerinin üzerine basıp ezmeye çalıştığını dile getiren Hüray Bareke, kimsenin önünü göremediğini anlattı, devletin bu zamlara müdahale etmeyerek seyirci kaldığını kaydetti. İnsanların çaresizlik içinde olduğunu dile getiren Bareke, “Trafikte dahi kavga eden, bir birine korna çalan, gergin birçok insanla karşılaşıyoruz, gidişat iyi değil” dedi.
Ersen Dağaşaner:
“Birileri artık sokağa inmeli”
Söz konusu zamların mutsuzluğa neden olduğunu anlatan Ersen Dağaşaner, “İnsanlar artık patlamaya hazır bomba gibi, birileri artık sokağa inmeli” dedi.
Yusuf Erol:
“Eskiden lüksten kısıyorduk, şimdi ihtiyaçtan tasarruf ediyoruz yine de başa çıkamıyoruz”
Yakın geçmişte akaryakıt tasarrufunu hafta sonu gezmelerinden kıstığını, artık bunun bile yetmediğini anlatan Yusuf Erol, lüksten değil, ihtiyaçtan tasarruf etmeye çalıştıklarını anlattı. Erol bunu şu örnekle açıkladı: “Ailede 2 kişi aynı yerde çalışıyoruz, eskiden çalışma saatlerimiz farklı olduğu için ayrı arabalarla gidip geliyorduk, şimdi saatlerimiz farklı olsa bile mesaisi bitsen, diğerini bekliyor, tek araba ile gidip geliyoruz. Herkes istediği gibi yaşayamıyor diye mutsuz oluyor.” dedi.
Yılmaz Yiğit:
“Herkes gergin, herkes öfkeli, umudumuzu da yitirdik, en kötüsü de bu…”
“Herkes gergin, herkes öfkeli, giderek daha da köyü oluyor, umudumuzu da yitirdik, en kötüsü de bu…” diyen Yılmaz Yiğit, insanların siyasete ve siyasetçiye de olan güveninin kalmadığını dile getirdi.
Dilek Sarı:
“Alım gücü düştü, kimse istediği gibi alışveriş yapamıyor, mutsuz oluyor”
Özellikle çocuklu ailelerin zor durumda olduğunu anlatan Dilek Sarı, en büyük mutsuzluğun da market kasalarında yaşandığını savundu. Sarı, “İnsanların alım gücü düştü, kimse istediği gibi alışveriş yapamıyor, bu da mutsuzluğa neden oluyor” dedi. İnsanların mutsuzluğunun yüzünden okunur olduğunu ifade eden Sarı, geçim derdini en büyük etken olarak gördüğünü anlattı.
Mahmut Parlak:
“Çocuğuna veya eşine, istediği gibi bir yaşam sunamayan aile bireyleri mutsuz, çaresiz”
“Arabanın kontağını açmaya korkar olduk, markete girince artık el arabası bile almıyoruz, alsak içini doldurmuyoruz, doldursak ay sonunu getiremiyoruz” diyen Mahmut Parlak, rahat yaşayamayan, çocuğuna, ailesine rahat veya istediği gibi bir yaşam sunamayan aile bireylerinin mutsuz olduğunu belirtti. Devlet denetimi olmadığından yakınan Parlak, “Vatandaş olarak sadece sosyal medyada isyan ediyoruz, kimse sokağa inmiyor.” yorumunu yaptı.
Çaresizlikten ötürü ‘kim kimin cüzdanını nasıl boşaltırım, nasıl en çok ben kazanırım’ düşüncesinin ve buna bağlı olarak ticaretin yaygınlaştığını savunan Parlak, kendi yaşamından bir örnekle bu durumu açıklık getirdi: “Bir eşyayı Lefkoşa’da X dükkandan soruyorsunuz 500 TL diyor, Güzelyurt’ta veya Lefkoşa’nın başka bir mahallesinde Y dükkandan soruyorsunuz, aynı ürün 300 TL! Denetim nerede?”
Mehmet Çorkılıç:
“Az kazanıp çok harcıyoruz, mutsuz. Asgari ücret gitti, kayboldu… Buna çözüm bulsunlar”
Az kazanıp çok harcadığını bu nedenle mutsuz olduğunu dile getiren Mehmet Çorkılıç, aile giderlerini karşılamaya yetişemediğinden dert yandı. Asgari ücrete artış beklentisini ifade eden Çorkılıç, “Kira ücretleri çok yüksek, her şey pahalı, her şey döviz, ama asgari ücret yerinde sayıyor. Asgari ücret gitti, kayboldu… Buna çözüm bulsunlar” dedi.
Soner Koyuncu:
“Geleceğim için kaygılıyım, ülkede tüm girdiler döviz, ama gelirler TL, nasıl mutlu olalım?”
“Ülkede tüm girdiler döviz, ama gelirler TL, nasıl mutlu olalım?” diye soran Soner Koyuncu, geleceğin devlet tarafından öngörülemediği, bu nedenle tedbir alınamadığı için ekonominin bu aşamaya geldiğini belirtti. İş kurma çabası içinde olduğunu anlatan Koyuncu, gelecekten de oldukça kaygılı olduğunu ifade etti. Koyuncu, “Diş fakültesinde okuyorum, işimi kuracağım ama tüm malzemeler, tüm giderleri döviz, bu durumda gelecekten bile korkuyorum” yorumunu yaptı.