Son gülen iyi güler
Zirve mücadelesinden kopmak istemeyen Mağusa Türk Gücü, klasik 4-2-3-1 formatı ile sahada yer alırken, takımdaki tek değişiklik cezalı Erol Aksunlar’ın yerine orta alanda Hakan Uluçağ’ın görev almasıydı. Konuk Cihangir, evine en azından bir puanla dönmek ve orta sıralarda tutunmak amacındaydı. Daha sezon başında cadı kazanına dönen ligde, maç öncesi 1 puan bile büyük anlam taşımaktaydı.
Maça hızlı başlayan Cihangir, özellikle Mete Sağır’ı topla buluşturmak ve sonuca gitmek amacındaydı. Oyun alanında sürekli yer değiştiren, boş alanlara deplase olan Mete Sağır, bu şekilde markajdan kurtularak net pozisyonlara girmeyi başarsa da, beceriksiz bir gününde olması nedeniyle bunları gole çeviremedi. Mağusa Türk Gücü’nde orta alanda defansif görev yapan Hakan Uluçağ ve Nurettin Gecekuşu, Mete Sağır’ı takip etmeli veya yakın markaj altında tutmalıydı. Erol Aksunlar’ın cezalı olması, sarı-yeşilli ekibin orta alandaki direncini çok azaltmıştı. Mağusa ekibindeki bir diğer önemli sıkıntı da sakatlıktan yeni dönen Yasin Kurt’un ilk 45 dakikada kanat yerine santrafor arkası oynamasıydı. Gol atmasına karşın, ayağında fazla top tutan ve sürekli çalım atmaya çalışan Yasin Kurt, birçok pozisyonda topu rakibine kaptırarak atağa çıkan takımının savunmada az adamla yakalanmasına neden oldu. Yasin Kurt’un bir diğer hatası da kanatta top aldığı pozisyonlarda bile kanatta ilerlemek yerine içe kat etmesi ve pozisyonların daha oluşmadan bitmesine neden olmasıydı. Bu oyuncunun yerine oyunu organize etme yeteneği daha gelişmiş olan ve oyun görüşü daha geniş olan Uğur Gök’ün santrafor arkası oynaması bana göre daha doğru bir seçim olurdu. Ev sahibi ekibin en başarılı oyuncusu Cihangir’in Afrikalı forvet oyuncusu Adamou’yu adeta sahadan silen Mike Lewis’ti. Adam markajında oldukça başarılı olan sarı-yeşilli oyuncu, birçok pozisyonda gerek hızı gerekse gücü sayesinde rakibi ile girdiği mücadelelerden başarıyla çıktı.
Mağusa’ya puan almak amacıyla geldiği sahada sergilediği etkili futbolla belli olan Cihangir’in en büyük artısı savunmada yer alan oyuncularının pozisyonlarda oldukça dikkatli ve risk almadan oynamasıydı. Özellikle savunmada yer alan Mikail Sivri ve İsmet Pehlivan, rakibe adeta duvar örerek birçok pozisyonda kurtarıcı rolü oynadılar. Cihangir’de Fırat Ersalan ve Mete Sağır, takımın ataklarını başlatan ve sürükleyen isimlerdi. Gol bu oyuncular sayesinde geldi. Ancak golü bulan ve öne geçen Mesarya ekibi, golden sonra kendi sahasına gömüldü ve galibiyeti koruma psikolojisiyle oynamaya başladı. Bu hata, maçın dönüm noktasıydı. Rakibinin üzerine yüklenen Mağusa Türk Gücü, önce bir karambol pozisyonunda eşitliği sağladı, sonrasında da rakibinin üzerine yüklendikçe yüklendi. Maçın uzatma anlarında günün mücadeleci isimlerinden İbrahim Kabore’nin ayağından gelen gol adeta ballı kaymak tatlısı gibiydi.
Orta hakem Osman Özpaşa, pozisyonlara yakınlığı ve sertliğe prim tanıması ile dikkat çekerken, 51. dakikada Mağusa Türk Gücü ceza alanı içerisinde yaşanan pozisyonda Cihangir’in bir penaltısını görmedi. Mustafa Tekpınar’ın eline çarpan top sonrası Cihangir lehine penaltı verilmesi gerekirdi.
Maçın büyük bölümünde bloklar arasında önemli mesafeler bırakan ve bu nedenle ofans-defans dengesini kuramayan Mağusa Türk Gücü’nün maçı kazanmasındaki en büyük etken, ilk golü bulan Cihangir’in geriye çekilmesi ve sahayı sarı-yeşilli takıma bırakmasıydı. Normalde maçın hakkı beraberlikti.
Mağusa ekibi aldığı bu galibiyetle ligin ilk devresinin sonu yaklaşırken, zirveye iyice tutunmuş oldu ve şampiyonlukta iddialı olduğunu bir kez daha gösterdi.