1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Son kale de düşerken!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Son kale de düşerken!

A+A-

En basit tanımıyla “yargı bağımsızlığı”; “… yargıçların yerine getirdikleri toplumsal işlev dolayısıyla, baskılara ve müdahalelere karşı kurumsal ve anayasal olarak korunması” anlamına gelir.

Yargıçlara baskı varsa, yargıçlara müdahale ediliyorsa, o ülkede “yargı bağımsızlığı” yoktur!

-*-*-

KKTC Anayasası der ki; “(1) Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz. (2) Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.”

-*-*-

Yine KKTC Anayasası der ki; “Yargı yetkisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”

-*-*-

Gemikonağı’nda bir kaza oldu…

Bir genç insan yaşamını yitirdi…

Kaza yapan ve ölüme sebebiyet vermekle “suçlanması gereken” şahsın, “yargıdan” ya da “soruşturmadan” kaçırıldığı öne sürülüyor…

Aslında “öne sürülüyor” demek de doğru değil çünkü “gözümüzün içine baka baka, kusurlu tavrı nedeniyle ölüme sebebiyet veren kişiye, Anayasa’ya aykırı bir şekilde ayrıcalık uygulanıyor!

-*-*-

Peki neden?

Neden sorusunun yanıtı gayet açıktır!

KKTC, göstermelik bir devlettir!

Şaka bile değildir!

Anayasa’sı öylesine yazılmıştır!

Açıktır ki bir zümreye ayrıcalık tanınmaktadır!

Bu ayrıcalık tanınan zümreye mensup kişi cinayet dahi işlese, mesele kapatılabilmektedir!

-*-*-

Gemikonağı’nda “alkollü ve dikkatsiz” olduğu kaydedilen ölüme sebebiyet verme zanlısı, yargıdan kaçırılmıştır!

-*-*-

Ve bu “yargı bağımsızlığı” adına, çok ciddi bir “utanç” olmakla birlikte; yargıda zaten son döneme damgasını vuran “müdahale arzularını” bir kez daha gündeme getirmiştir…

-*-*-

Kimse bana “Anayasa’nın geçici 10’uncu maddesi” mazeretini göstermesin!

-*-*-

KKTC’yi gerçek anlamıyla yöneten, mevcut cumhurbaşkanı ve hükümet aracılığı ile her şeyi kontrolü altında tutan Türkiye’deki egemenler, uzunca sayılan bir süredir, ülkedeki yargı bağımsızlığından çok rahatsızdı…

Bizzat Tayyip Erdoğan bu rahatsızlığı dile getiren kişiydi…

-*-*-

Ne mi olacak?

Önemli sayıda avukat, son dönemde yaşananlardan rahatsızdır ve imza toplamaktadır…

Bu imzalar, Baro’yu Yüksek Adliye Kurulu’nda temsil eden avukatın başına buyruk ya da “talimatla” yönetiliyor olmasından duyulan rahatsızlıkla alakalıdır…

-*-*-

TC Lefkoşa Büyükelçisi koordinatörlüğünde, Yüksek Adliye Kurulu’nun “talimatla” yönetilmesi, Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının “yetki” alanına müdahale edilmesi dahil; çeşit türlü rahatsızlıklar yaşanmaktadır…

-*-*-

Kısacası, “son kalemiz” diye gururlandığımız “yargı bağımsızlığımız” da, “düşmek” üzeredir…

-*-*-

Nasıl demiştiniz?

Egemen eşit devlet mi?

Nasıl yani?


Utanıyor muyuz? Kesinlikle utanmıyoruz!

Alithia gazetesinin haberine göre, Rum yönetimi, KKTC’deki üniversiteleri, Avrupa Yüksek Öğrenimde Kalite Güvencesi Birliği’ne (ENQA) şikayet etti.

-*-*-

Gazete, Rum makamların şikayet dilekçelerinde, KKTC’deki üniversitelere öğrenci vizesi alarak gelen 188 üçüncü ülke vatandaşının hemen akabinde Güney Kıbrıs’a geçerek siyasi sığınma talebinde bulunduklarını delilleriyle ortaya koyduklarını iddia etti…

-*-*-

ENQA’nın Rum makamların şikayetleri üzerine, KKTC’deki söz konusu üniversitelerin insan ticaretiyle ilişkili olup olmadıkları konusunda inceleme başlattığını öne süren gazete, Rum hükümetinin, Yeşil Hat üzerinden özellikle Afrika kökenli mülteciler sorunuyla karşılaşmasındaki en büyük etkenin bu durum olduğunu savundu.

-*-*-

Habere göre Rum İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında ise; “Bu kişilerin insan ticareti yapan örgütlerce kullanıldıklarının tespit edilmesi üzerine alınan bazı önlemlerin yanı sıra, Doğu Akdeniz Eylem Planı’nda yer alan maddeler çerçevesinde Türkiye’ye baskı uygulanması yönünde girişimler yapılmaktadır” denildi.

-*-*-

Ota moka açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkanı veya Dışişleri Bakanı’nı, bu konuda da açıklama yapmaya davet ediyorum!

-*-*-

Alitiha’nın yazdığı ya da şöyle diyeyim; Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin “şikayet gerekçesi” yanlış mı?

Bırakın doğru ya da yanlış olmasını; bence eksiktir de!

KTFD, KKTC hatta 1958’den beri var olan “Kıbrıs Türk Yönetimi” tarihinde, sahte diploma skandalları kadar ciddi “ihanet” söz konusu değildir!

-*-*-

Evet!

Alithia’nın yazdıkları ve buna ek olarak sahte diploma meselesi; Kıbrıs Türk toplumuna – Türk ve KKTC bayraklarına karşı yapılmış en büyük ihanettir!

Ve bu ihaneti yapanların tümünün “Türk milliyetçisi” olması da ayrı bir utanç hali olmalıdır!

Ne utanan vardır, ne de sıkılan!

-*-*-

Öncül sektör diye önümüze pilav yapılan “üniversiteler” meselesinde, ne yazık ki kuruların yanında yaşlar da yanmaktadır!

Ancak asıl yanan, Kıbrıs Türk toplumu değil midir?

Ne diyorsun Sayın Cumhurbaşkanı?

Sayın Dışişleri Bakanı?

Sayın kabile pardon kabine üyeleri?


Sorun rejim!

Doğan Tılıç geçenlerde Birgün gazetesinde, “Anormali normalleştirmek…” başlıklı bir yazı yazdı… Muhteşem! Okuyun…

-*-*-

Tılıç diyor ki, “… Normalleşme iyidir de anormali normalleştirmek çok tehlikeli! “

-*-*-

KKTC’de Anayasa’ya, yasalara uymamak normalleştirildi…

Mesela İhale Yasası!

-*-*-

KKTC’de vatandaşlığın gollifa gibi dağıtılması da normalleştirildi…

Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt alımı ve Rum mülklerinin helal hakkımız gibi kullanılması da…

Ve daha daha neler!

-*-*-

Uzatmaya gerek yok, Tılıç’ın dediği gibi, “…. anormalliklerin merkezinde bir rejim varsa, işte onu her görüşmenin en başına koymamak korkarım anormalin normalleştirilmesine ve o rejimin meşrulaştırılmasına yol açar ki bu da sadece rejimin yararınadır!”

-*-*-

Sorun rejimdir!

Bilmem anlatabildim mi?


foto-038.jpg

Kıbrıslı Türk kökenli dünyaca ünlü sanatçı Tracey Emin, Kral’ın Doğum Günü Onur Listesi’nde Dame unvanına layık görüldü. Tracey Emin, İngiliz İmparatorluğu’nun Dames Commander onurunu alan sanatçılar arasında yer aldı.Bu arada İngiltere’de evsizlere barista olmayı öğreterek onlara iş imkânı sağlayan Change Please’in kurucusu Cemal Ezel de, sosyal girişim başarısı ve evsizlere sunduğu hizmetlerden dolayı Britanya İmparatorluk Nişanı almaya layık görüldü. Kıbrıslı Türk Suzan ve Muharrem Ezel’in iki çocuğundan biri olan Cemal Ezel, ‘Officer of the Order of the British Empire’ (OBE) kategorisinde Britanya İmparatorluk Nişanı almaya layık görülen kişiler listesine dahil edildi. Tebrikler…

Bu yazı toplam 2285 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar