SON KALE: YARGI
TC-KKTC ekonomik protokolüne nasıl ve neden girdiğini kimsenin bilmediği ‘hukuk sistemi’yle ilgili değişiklik talepleri hakkında yeni kurulan UBP-DP koalisyon hükümetinin TC ile yapacağı müzakerelerde nasıl bir tutum takınacağı önem kazandı.
Hükümetin bozulmasına kadar varan protokol tartışmalarının içinde elektriğin özelleştirilmesi öne çıktıysa da, Ankara bürokrasisinin yargıya yönelik taleplerinin ciddi tehlikeler içerdiği kesindir.
Hukuk camiası bir yandan şaşkındır, ama daha fazla öfkelidir.
Çünkü Anglo-Sakson sistemiyle yürüyen, oturmuş, örnek gösterine bir yargı sürecimiz varken, yargı konusunda sürekli iç ve dıştan tepkiler alan Türkiye’den “Kendinize çeki-düzen verin” mealinde mesajlar, telkinler, hatta dayatmalar gelmesinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur.
***
Baro Başkanı Ünver Bedevi dün Kanal SİM’de yargının rahatsızlıklarına dönük çok önemli mesajlar verdi. Mesajı olanlar alsın diye…
Ama Bedevi mesaj vermekle kalmadı. Aynı zamanda ‘ders’ de verdi. Derse ihtiyacı olanlar alsın diye!..
Program süresince Ünver Bedevi’nin söylediklerini izleyemeyen varsa, www.kanalsim.com adresine girerek izlesin, izlettirsin bence…
Çünkü o programda söylenenler, önümüzdeki günlerde yaşanacak olası tartışmalara dair önemli ipuçları içeriyor.
***
Yargı, Kıbrıslı Türklerin ‘son kalesi’dir. Birçok bakımdan…
Yasama ve yürütme de ‘bağımsız’dır, ama o bağımsızlık ilişkisi artık Ankara’nın paketlerinde yazanlara kadardır!
Detaya gerek var mı bilmem, ama 2010’dan bu yana imzalanan protokollerde yer alan ‘matris’ler, parlamentonun ve hükümetin yapacağı işlerin listeleriyle doludur.
Elbette gerek hükümet, gerekse meclis başka kararlar alıyor, başka yasalar da yapıyor ama ‘olmazsa olmazlar’ listesi protokolde yazılanlardır.
Yaptı ne ala…
Yapmadı mı, yandı gülüm keten helva!..
Aybaşı katkı yoktur!
Meclis de öyle, hükümet de öyle…
Bu yüzden yargı ‘son kale’dir.
Acaba şimdi sırada o ‘kale’ mi var?