1. YAZARLAR

  2. Konuk Yazar

  3. Son şarkı
Konuk Yazar

Konuk Yazar

YENİDÜZEN

Son şarkı

A+A-

Arda ARIKAN 

Bazı insanlar dünyaya sadece yaşamak için gelmezler... Onlar, adeta bir yara bandı gibi, yırtılmış, kanayan yerleri bulup kapatmak için gönderilirler... Lena Melanidou işte tam da böyle bir insandı... Ama o sadece yaraları kapatmadı; dokunduğu her şeyde çiçekler açtırdı…

Lena, Kıbrıs’ın kanayan yaralarına merhem olan bir yürekti... O yaraları, barış için kurduğu iki toplumlu koroyla iyileştirmek istedi… 1997 yılında, Ledra Palace’ta yankılanan ilk şarkılar, Kıbrıs’ın bölünmüş kaderine inat, birlikte atmaya çalışan iki kalbin, Kıbrıslıtürklerin ve Kıbrıslırumların sesi oldu… Ve o ses, Lena’nın  kalbinin ta kendisiydi…

Lena’yı tanıyanlar onun bir şarkıya nasıl ruh verdiğini bilirlerdi... Şeflik yaptığı o koro, sadece bir müzik grubu değildi... Bir mucizeydi... Düşünün; savaşın, acıların ve ayrılığın tam ortasında, biri Türkçe, biri Rumca şarkılar aynı melodide birleşiyor… Ne kadar imkânsız geliyor değil mi? Ama Lena için “imkânsız” diye bir şey yoktu… O, gözleriyle konuşan, kalbiyle dokunan bir insandı…

Ne zaman Ledra Palace’dan geçsek, mutlaka duymuşuzdur o yankılanan sesleri, “Yurdunu sevmeliymiş insan, öyle diyor hep babam, benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan?”

Lena, bir liderdi; ama politik bir lider değil, vicdanın lideriydi… Onun şefkat dolu elleri, bölünmüş bir adayı birleştirmek için yorulmadan çalıştı... Ama hayat, ona adil davranmadı... Lena aramızdan çok erken ayrıldı… O gitti, korosu yalnız kaldı... Ama geride bıraktığı notalar, hiç susmadı… Bugün bile Lena’nın adı anıldığında, onun melodileri o barikatların üstünde yankılanıyor… Onun hayali, sadece bir koro kurmak değil, Kıbrıs’ın bölünmüş ruhunu birleştirmekti… Biri şöyle demişti öldüğünde, "O, şarkılarımızın yalnızca şefi değildi... O, bizim yüreğimizdi… Onun sayesinde, biz birer Kıbrıslı olduğumuzu hatırladık..."

Şimdi bir düşünün… Barış dediğimiz şey, belki de yalnızca bir melodide gizlidir... Bir annenin ninnisinde, bir çocuğun gülüşünde ya da Lena’nın koro şarkılarında... Belki biz göremiyoruz, ama o melodiler, Kıbrıs’ın kaderine işlenmiş bir dua gibi hep var…

Ve bir gün, bu ada birleştiğinde Lena’nın melodisi, yine yeniden herkesin dudaklarında olacak... Çünkü onun mirası, yalnızca bir koro değil, bu adanın bir daha asla bölünmeyecek yüreğidir….

Bu yazı toplam 328 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar