Sorgulama!
Kıbrıs’ın kuzeyinden emlak alacak TC vatandaşlarının güvenlik soruşturması kaldırıldı. Ne tesadüftür ki son zamanlarda Kıbrıs’ta ‘muhafazakar otel’ projesi ile gündeme gelen ve çok hızlı bir şekilde ülkemizde emlak ve inşaat işine
Kıbrıs’ın kuzeyinden emlak alacak TC vatandaşlarının güvenlik soruşturması kaldırıldı. Ne tesadüftür ki son zamanlarda Kıbrıs’ta ‘muhafazakar otel’ projesi ile gündeme gelen ve çok hızlı bir şekilde ülkemizde emlak ve inşaat işine de giren Bulut İnşaat’ın reklamlarının yoğun bir şekilde Türkiye kanallarında yayınlandığı bir zamana denk geldi bu güvenlik soruşturmasının kaldırılması…
Türkiye televizyonlarında dönüyor reklamlar ama bu reklamlar Kıbrıs’ta pazarlanan daireler için… Ben de reklamını yapmış olayım buradan!.. Lefkoşa-Girne arasında gidip gelenler bilirler… Tepenin üzerinde Özyalçın tarafından yapılan çok sayıda binanın Bulut İnşaat’a satıldığı anlaşılıyor. Şimdi oralar tamamlanarak satışa sunuluyor… Lavinium evlerine bir isim daha eklenmiş. Galiba Evviva… 3+1 daireler 35 bin sterlin. Uygun fiyatlar. İsteyen hemen alabilir. Ama Türkiye vatandaşlarından fırsat kalırsa… Dedik ya; Güvenlik soruşturması da kalkıyor diye… Peki neden buna gerek duyulmuş. O evlerden alacak olanların poliste kayıtları kabarık mı? Ha yoksa bürokratik işlemlerin azaltılması içinse belki anlarım da söz konusu şirketle ilgili böyle bir karar alınmışsa aniden, bunu anlamak çok zor diyecektim ama vazgeçtim. Bizim ülkede artık her şey çok normal geliyor bize öyle değil mi?
***
Hukuk sistemimizde de sanki bir ayırımcılık var. Hukuk sistemimizle ilgili de çeşitli defalar tartışmalar yapılır… Birçok konuda eksiklikler veya hatalar veya oldukça eski tarihli ve zamana uygun olmayan yasaların hala uygulanmaya çalışılması gibi… Birçok durum var kafaları karıştıran veya “hukuk sistemimiz adaleti adaletli bir şekilde dağıtıyor mu” şeklinde sorguladığımız…
Bireyler veya kurumlar çoğu zaman hukuk sistemiyle ilgili haklı haksız yargıda bulunabiliyor. Basın açısından baktığımızda da çok anlaşılabilir olmayan bazı durumlarla karşılıyoruz. Bildiğiniz gibi veya bilmediğiniz gibi basının mahkeme işleri çok olur. Bu davaların çoğu, birilerinin sürekli gazeteleri dava etmesinden kaynaklanıyor. Bir haber yazılır, o haber birilerini rahatsız etmişse hemen dava açılır. Çoğu zaman bu davalar da mahkeme haberleriyle ilgili olur. Mahkemedeki bir davanın haberi yapılmıştır mahkeme muhabirimiz tarafından… Yani yapılan haber de, hiçbir yorum katılmadan, sadece mahkemedeki olayın ne olduğu, yargıcın ne dediğiyle ilgilidir. O haberden rahatsız olan kişi davayı açar, mahkeme yıllarca sürer, davacı davayı geri çeker, mahkemenin kararı olan mahkeme masraflarının ödenmesi davacı tarafından yapılmalıdır ama yapılmaz, davalı tarafın avukatı mahkeme masraflarını müvekkilinden ister. Veya davacı Türkiyeli ise Türkiye’ye gider, yine ödemesi gereken masraflar Mahkeme kararına rağmen davalı tarafa kalır. Aslında kalmaz ama avukat onu talep eder.
Mahkeme eğer adalet dağıtıyorsa bu nasıl bir adalet diye sormak isterim. Bu durumda isteyen keyfivari bir dava açar, ondan sonra davayı geri çeker, masrafları da ödemez, çeker gider. Dava açtığı kişiyi avukatıyla baş başa bırakır. Burada da şöyle bir şey var yasalarımızda; TC vatandaşları dava masraflarını ödemek zorunda değil. Üçüncü ülke vatandaşı davacılar eğer ülkelerine gitmişse davalının davacıdan masraflarla ilgili ‘peşinat isteme’ hakkı var ama TC vatandaşlarına karşı böyle bir hakkı yok KKTC vatandaşının… “Adli yardımlaşma yasası” gibi adı olan bir durumdan yararlanılıyor.
Şimdi böyle bir adalet, ne kadar adaletli diye sorgulanabilir diye düşünüyorum. Eğer bu konularda yanlış bir anlama veya aktarma varsa hukukçulara bu köşe açık. Yanıtlarını beklerim, bizler de aydınlamış oluruz.
Yasalar da, iş dünyasındaki olanaklar da, emlak alımlarında alıcı profilinin değişimine yapılan ayrıcalıklar da bu devletin vatandaşı olanların bu devlet tarafından ne zaman korunacağını sorgulattırıyor. Yoksa devlet! vatandaşından vaz mı geçti?