Sorumlu Karar Almayı Öğrettiniz mi ki Bilinçli Karar Almalarını Bekliyorsunuz?
“Disiplin Tüzüğü” tartışmaları bize çok açık biçimde şunu gösterdi. Eğitimi yöneten anlayış:
- “Çocuk ne demek?”, “Çocuğun yüksek yararı ne demek?” bilmiyor.
- “İnanç” gibi soyut bir konuda henüz çocuk olan bir bireyin özgür iradesiyle karar verebilmesinin mümkün olamayacağını bilmiyorlar.
- “Sorumlu karar alma” yaşını 15 yaş olarak kabul edip, “çocuk işçiler”, “çocuk gelinler” olgularının önünü açtıklarını, çocukların istismar edilmesine sebep olduklarını bilmiyor.
18 yaş altı her birey çocuktur ve ortaöğretim kademesi karar alacakları değil, gelişim gösterecekleri dönemdir.
Sorumlu kararlar verebilmek, öğrencilerin yaşlarına, bilişsel gelişimlerine ve sosyal deneyimlerine bağlıdır. Ergen ve gençler basit ve kişisel kararlar almaya başlayabilirler. Ancak daha karmaşık ve uzun vadeli etkileri olan kararlar için 18 yaş sonrasının hem biyolojik hem de hukuki bir perspektiften ele alınan bir kavram olduğunu bilmiyor musunuz?
Oy kullanma, sözleşme yapma, evlilik, meslek ve inanç seçme gibi yaşamıyla ilgili tüm konularda yasal sorumlulukları üstlenmesinin 18 yaş sonrasında hak ve yükümlülüklerle ilişkilendirildiğini bilmiyor musunuz?
Dini inançlar elbette bireyin kişisel gelişimi, ailevi değerleri ve çevresel etkilerle şekillenir. Ancak eğitimin, bireyin kendi kimliğini keşfetme sürecine odaklanılması demek olduğundan haberiniz yok mu? Eğitimin bu özelliğini nasıl görmezden gelebiliyorsunuz? Eğitimi, bu boyutunu yok sayarak mı yönetiyorsunuz?
Öğrencilere sorumlu karar alma becerilerini öğrettiniz mi ki bilinçli kararlar almalarını bekliyorsunuz?
Onların gerçekten karar vermesi gereken konularda onlara söz hakkı verdiniz mi ki şimdi verecekleri kararda sorumluluk üstlenmeleri gerektiğini düşünüyorsunuz?
Çocuğun ilgi, istek ve yeteneğine göre seçmesi gereken dersler için bile onun karar vermesine olanak tanımadan “zorunlu seçmeli” diye bir kavramı yaratmadınız mı?
Hangi okula gitmesi gerektiği, hangi öğretmeni, hangi dersi seçmesi gerektiği konusunda öğrenciye tek bir söz hakkı tanımayan eğitim yapılanması kurmadınız mı?
Okul yaşamıyla ilgili konularda öğrencinin de söz hakkı olacak herhangi bir mekanizma kurabildiniz mi?
Öğrencinin kılık-kıyafeti ile ilgili birbiriyle çelişen, anlam bozukluğu ve yazım hataları içeren hükümleri sıraladığınız “Disiplin Tüzüğüne”, okul yaşamında öğrencilerin de sorumluluk üstlenmesine yönelik düzenlemeleri de yazmak aklınıza gelmedi mi?
Ve son söz: Yükseköğretimden sonra ortaöğretimin de bittiğinin ne ortaokullarda ne de liselerde nitelikli öğretimin yapılmadığının farkında mısınız?
Anlayana - Gülmece
Hesap Hatası
Sayın şantiye şefim;
İş kazası tutanağına hesap hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:
Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. Anasaatin altıncı katındaki isimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artisti. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.
Aşağıya indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım ve ardından altıncı kata çektim. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çektim. Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogram varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti.
Heyecan ve sakinlikten ipi bırakmayı akil edemedim. Ben yukarı çıkarken yolun yarısında, aşağı inmekte olan tuğla dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada girildiğini sanıyorum. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa silkişti; Parmaklarım da bu sırada kirtildi. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çekti ve tuğlalar etrafa saçıldı.
Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil ise yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık!.. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kirtildi.
Yere inince can havli ile ipi bırakmayı akil ettim. Bu sefer de basımı yukarı kaldırdığımda bos varilin süratle üzerime geldiğini gördüm! Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum. Gözümü hastanede açtım. Arz ederim efendim.
Okumuş muydunuz?
Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin farkına varması için yardım etmektedir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir.
Erich Fromm