“Sorun yönetememek...” / “Amasız, fakatsız, net olarak federal çözüm”
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
Farklı Bakış
Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1 Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2 Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3 Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4 Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5 TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
Behcet Öznacar:
1990’da Kara Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1996’da İșletme yüksek lisansı, 2014’te Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisinde Risk Yönetimi alanındaki tezi ile doktor, 2017’de ise doçent oldu. 2015’te kendi isteği ile kurmay subay rütbesinden emekli oldu ve doktor olarak üniversitede ders vermeye bașladı. Halen Eğitim Fakültesi’nde Temel Eğitim Bölüm Bașkanı, Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Bașkanıdır. CTP-HP-DP-TDP Hükümeti döneminde Bașbakan Danıșmanlığı görevini yürüttü. Risk yönetimi, koas yönetimi, ulusal ve uluslararası güvenlik, stratejik planlama alanlarında çalıșmalar yaptı. Bu alanlarda konferans bildirileri, makale ve kitapları var.
Nazen Şansal:
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 2001 yılından bu yana Cumhuriyet Meclisi'nde hukukçu olarak çalışmakta, yasaların hazırlanmasında aktif görev yapmaktadır. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden de mezun oldu. Uzun yıllar Meclis Çalışanları Sendikası (MEC-SEN) Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Ekim Kültür Derneği'nde tiyatro eğitmenliği yapan Şansal, Baraka Kültür Merkezi kurucularındandır. Kültür-sanat-politika dergisi Argasdi'nin Hammaliye Kurulu'nda editör ve yazar olarak görev yapmaktadır. Khora Yayınları kurucularından olan Şansal, Kadın Eğitimi Kolektifi kurucularından ve eğitmenlerindendir. Kıbrıs Çevre Platformu'nda, Nükleere Hayır Platformu'nda ve hayvan özgürleşmesini savunan Dünya Yalnız Bizim Değil Hareketi'nde çalışmıştır.
SORULAR:
CTP Milletvekili Adayı Behçet Öznacar:
“Sorun yönetememek...”
-“Bence ilk sorun yönetememektir. Bu ülkede en büyük sorun şu andaki hükümetin yönetim becerisi ve ehliyetinin olmamasıdır. Soruyorum siz ehliyeti olmaya bir şoföre arabayı teslim eder misiniz? Gerek ekonomi, gerek sağlık ve hatta eğitim tüm bunların temelinde ehliyeti olmayan bir hükümetin varlığıdır. Bugün ekonomik gibi görünen ivedi önlem alınması gereken sorun, sağlıkta şuan bile devasa boyutlarda yaşanan sorunlara yılbaşı arifesinde hükümetin yönetim hataları yüzünden yaşanması muhtemel vaka sayılarındaki artış ile birlikte ülkenin kapanma noktasına gidecek bir durum söz konusu olabilecektir.”
-“Bence reçete yazmaya şimdiki hükümetin yerine ehliyetli, güçlü, dirayetli, tertemiz bir başkanı olan ve 2018 yılındaki hükümet deneyimlerinde şu an yaşananların bir benzerinin yaşandığı dönemde doğru ve isabetli kararlar alarak halkın alım gücünü koruyan bir CTP’ni tek başına hükümete gelmesi ile olacaktır. Çünkü reçete yazma becerisi ve ehliyeti ancak CTP ile mümkündür. Plan, program, projeleri olan ve gailesi KIBRIS Türk halkı olan CTP’dir.”
-“CTP Türk Lirasını piyasadan çekip yerine Euro’yu piyasaya sürmekten söz etmemektedir. Etiketlerde Türk Lirası yazıyor olmasına karşın fiyatların dövize endeksli olduğu hepimizin malumu olduğuna göre, gelirlerin de dövize endekslenip ilgili kurdan Türk Lirası olarak belirlenmesinden söz ediyoruz. Bunun doğru planlamayla, kademeli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini biliyoruz ve uzman ve deneyimli kadrolarımızla doğru planlamayı yaparak kademeli geçişi gerçekleştirmeyi taahhüt ediyoruz.”
-“Son zamanlarda uygulanan politikalar ile dünyaya sırtımızı dönmüş ve dünya ile kopmuş durumdayız. Gençlerimiz kendi geleceklerini yurt dışında görmekte ve göç etmektedirler. CTP’nin Kıbrıslı Türklerin kendi tarihlerinin öznesi olması ve dünyayla bütünleşmesi hedeflerine ulaşılması için uluslar arası kuruluşlarla yakın ilişki içerisine girerek, Kıbrıslı Türklerin uluslar arası toplulukla ve uluslar arası hukukla ilişkisini geliştirmek için uğraş verdi. ‘Yeşil Hat Tüzüğü, AB Mali Yardım Tüzüğü, Direkt Ticaret Tüzüğü ve Taşınmaz Mal Komisyonu’ gibi konularda yoğun çaba gösterildi. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden dolayı Kıbrıslı Türklerin küreselleşmenin sunduğu olanaklardan yeterince yararlanamamaktadır.”
-“Tabi ki diyalog önemlidir. Diyalog olmadan karşılıklı fikir alış verişi olmada hiçbir sorun çözülemez. Birçok ülkenin ve hatta en ücra yerlerdekilerin bile Kıbrıs adasının etrafında onlarda silahlı savaş gemisi ve deniz altısı bulunmalarının nedeni ne olabilir? Tabi ki Kıbrıs adasına, sıcak denizlere ve özellikle Akdeniz’e hakim olma emelleri olmasa buralarda ne işleri olabilir. Bu gerçekler çerçevesinde Kıbrıs adasının jeopolitik ve jeostratejik konumu ile birlikte dünya hakimiyet teorilerinden olan deniz hakimiyet teorisi, kara hakimiyet teorisi, kenar kuşak hakimiyet teorisi ve hava hakimiyet teorisinin tümü Kıbrıs adası ile ilişkilendirilebilir. Tüm bunlar bir yanda dururken TC-KKTC ilişkileri doğru zemine ve raya oturması gerekmektedir. Karşılıklı konuşarak ve ortak paydada buluşarak tüm sorunların çözüleceğine inanmaktayım.”
Bağımsızlık Yolu Milletvekili Adayı Nazen Şansal:
“Amasız, fakatsız, net olarak federal çözüm”
- “Ekonomik krizin emekçiler açısından bir nebze olsun hafifletilmesi için sağlık ve eğitim tüm unsurlarıyla ücretsiz olmalı ve kamusal toplu taşımacılık geliştirilmelidir. Ekoloji, ekonominin gölgesinde kalsa da geciktirmeye gelmeyecek çevre sorunlarımız var. Bunların başında orman yangınları geliyor. Bu sebeple Orman Dairesi geliştirilmeli, ormanların korunması, bakımı ve geliştirilmesi için, geçici veya mevsimlik değil kalıcı ve kadrolu olarak ormancı istihdamı yapılmalı, bu kişiler hızla eğitilmelidir. Derhal yangın helikopterleri alınmalıdır. Düzenli olarak orman yangını tatbikatları düzenlenmelidir”.
- “Toplumsal adaleti sağlamak ve halkın sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılamasına kaynak yaratmak amacıyla, nüfusun sadece %2'lik bir kısmına denk gelen ultra zenginlerden servet vergisi alınmasıyla başlanmalıdır. Ayrıca çevresel adaleti sağlamak ve çevre sorunlarının çözümüne kaynak yaratmak için de büyük otellerden, taş ocaklarından, üniversitelerden, inşaat şirketlerinden çevre vergisi alınmalıdır”.
- “Euro, Sterling veya halkın ihtiyaçlarını, yaşam standardını etkileyen para birimi konusunda detaylı bir araştırma yapılıp o para birimi kullanılabilir. Ancak sadece para birimini değiştirmek, kendiliğinden halkın refaha kavuşmasını, emekçilerin hakkını almasını sağlamaz. Bunu, Euro kullanan Avrupa'daki, Sterling kullanan İngiltere'deki veya Dolar kullanan ABD'deki emekçilerin, yoksulların, evsizlerin, güvencesiz ev kadınlarının, mültecilerin durumuna bakarak da açıkça görebiliriz. Emek düşmanı neoliberal poltikalar terk edilip halktan yana, kamucu politikalar üretilmediği sürece para biriminin değişmesi büyük bir değişim yaratmayacaktır”.
- “Amasız, fakatsız, net olarak federal çözüm. Kıbrıs'ın federal bir çözümle yeniden birleşmesi, hem ekolojik hem de ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda Kıbrıslı Türk halkının ve ortak doğamızın çıkarına olacaktır. Adamızın her iki yarısındaki faşizan baskıları, ırkçı ve milliyetçi politikaları, dinsel gericiliği, insan hakları ihlallerini de bir nebze olsun geriletecektir”.
- “Eğer TC devleti bizi tanıdığını iddia ediyorsa her şeye karışan bir ana-yavru ilişkisi değil, uluslararası hukuk ve saygı çerçevesinde bir ilişki olmalı. Öncelikle TC'nin adamızın kuzeyindeki taşeron işgali son bulmalı. Askeriyle, dayatma ekonomik paketleriyle, doğamızı talan eden inşaat sermayesiyle, yıllardır uyguladığı kültürel asimilasyon politikalarıyla, gençlerimizi gerici odaklara teslim etmeye çalışan koordinasyon ofisleriyle Ankara elini yakamızdan çekmeli. Merkez Bankamız, polisimiz, itfaiyemiz Kıbrıslı Türklerin elinde olmalı”. Anayasa'nın geçici 10. maddesi kaldırılmalı. Başta Tayyip Erdoğan'ın ve diğer devlet yetkililerinin Kıbrıslı Türk halkı ve hatta Mahkemelerimiz hakkındaki hadsizce açıklamalarına ve hakaretlerine dur denmesi gerekiyor. Bunu da, sağıyla soluyla birbirinden farkı olmayan rejim partileri yapamaz. Ancak onurlu bir halk ve onun emekçi partisi yapabilir.