1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. Sorunların “Loji” ile Çözümlenmesi!
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

Sorunların “Loji” ile Çözümlenmesi!

A+A-

Sene 2018...
Mevsimlerden yaz.

Sıcaklar bir taraftan yakarken, diğer taraftan da ekonomi yakıyor alıp başını giderken...

Aileler gelirlerinin en az yarısını çocuklarının eğitimine ve sağlığına harcayarak ömür törpülüyor...
Oysa eğitim ve sağlık devletin toplumuna en başta sunmak durumunda olduğu asli görevlerinin başında geliyor...

***************************************

Maslow’un ihtiyaçlar teorisine göre bireylerin en temel ihtiyaçları en alt ihtiyaçlardan en üst ihtiyaçlara doğru şöyle sıralanmakta:

1. Fizyolojik ihtiyaçlar: 
Yeme, içme, barınma, hayatı devam ettirme

2. Güvenlik ihtiyaçları: 
Hastalık, işsizlik, yaşlılık vb hallerde geleceğini güvende hissetmek

3. Sosyal ihtiyaçlar: 
Ait olma, sevme-sevilme, kendini tanıma ve anlama

4. Saygınlık ihtiyaçları: 
Prestij, başarı, saygı görme

5. Kişisel doyum ihtiyaçları: 
Kişisel tatmin, bireysel başarı, kendini gerçekleştirme, bilimsel-sanatsal-sportif-sosyal vb buluş, üretim ve yaratıcılık

Toplum olarak Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde hiç de iyi görünmüyoruz...
2. basamağın üzerine çıkan insan sayımız maalesef günden güne azalmakta!

Düşünün bir kere, barınma, sağlık ve güvenlik neredeyse tüm gelirini bitiriyor ailelerin... 
Nerde kaldı peki, sosyal, saygınlık ve kendini gerçekleştirme bağlamında kişisel doyum ihtiyaçları için gelir ayırıp harcama yapmak!

*****************************************

Evet, 2018’i de yarıladık...
Geriye dönüp baktığımızda ne var bu yıl hayatımızda insanımızı mutlu eden, daha huzur sağlayan, geleceğini güvende hissettiren?
Dövizin fırlaması gibi, trafik kazalarının artması gibi, eğitim ve sağlıkta çöküş gibi, ulaşım ve iş yaşamında güvensizlik gibi kartopu şeklinde büyüyen sorunlarımız var!

Ortada ise elle tutulabilen bir "sonuç" var mı peki?
Yok!
Sadece aynı şeyler, aynı sorunlar defalarca tartışılıyor:
Sosyolojik,
Hukuki,
Ekonomik ve Siyasi tüm alanlarda...
Sonuç ne peki?!..
Sonuç: 
Kıbrıslı Türkler için ortada bir "maliyet enflasyonu "var!
Sebebi de belli: 
Üret(e)meden geçinmek, uyum sağlamak ve kimliği belirsiz bir biçimde yani "karıncapolis" olarak yaşamak!..
Bu durumda normalize olmak ve "dünyalı" gibi insanca yaşamak mümkün mü?
Değil!

****************************************
Zaten vesayet, kendimiz dışında bir "kafa" örgütledi...
Yaşayış şeklimizi,
Kültürümüzü,
İnsanımızı,
Bize ait "değer" olarak ne varsa, her şeyi egale ediyor!
Bu düzen, bu vesayet ve bu “kafa” bütün sorunları birbirine bağlı, bütünlüklü ve düğüm haline getirdi!

Giderek toplumu iki zıt kutba ayırdı...
Sonra slogan değişti:
"Barış" sloganımız federal çözüm değil, 
"KKTC forever" oldu.
Gelecek ise çoook daha fazla belirsizliklerle dolu...

Mesela, yeteri kadar para kazananların dahi aynı gelire yarın da sahip olacaklarıyla ilgili bir garanti var mı?
Yok! 
Yaşamın neredeyse tüm alanlarında aynı belirsizlikle karşı karşıyayız.

*****************************************
Şakanın yeri değil ama, gelin bu durumu geçmişte de paylaştığım bir fıkra ile anlatalım:
 Adamcağızın birisi ishal olmuş.
Türlü geleneksel ilaçları denemiş.
Bakmış ishali geçecek gibi değil.
Arkadaşlarının tavsiyesi üzerine, hastanenin "gastroenteroloji" bölümüne gitmeye karar vermiş.
Lâkin hastaneye vardığı zaman hangi kısma gideceğini unutmuş.
Tek hatırladığı şey, gideceği bölümün adının sonunda “loji” sözcüğü olduğu.
 Neyse, danışmadaki görevliye servisin adını unuttuğunu, ama sonunda “loji” olduğunu söylemiş.
O da kendisine bölümlerin isimlerini sayarken, bölümün adının sonunda “loji” olarak "psikoloji" bölümünün olabileceğini belirtince, hasta: “tamam herhalde orasıdır” deyip "psikoloji" bölümüne gitmiş.
Birkaç günlük tedavi sonrası arkadaşları durumunun ne olduğunu, ishal probleminin hala devam edip etmediğini sormuşlar.
O da:
“Asıl sorun devam ediyor ama tedavi işe yaradı.
Artık hiç kafama takmıyorum!”
demiş.

****************************************
Lütfen yanlış anlaşılmasın...Bu fıkra ile sürç-ü lisan ettimse affola....Bilin ki kalemi az da olsa tutan bu elin bir tek derdi var: O da, konunun daha iyi
anlaşılmasını sağlamak için bir enstrüman yani aracı kullanmak.
Yıllardır sorunları kafamıza takmayarak bugünlere geldik ve sorunlar giderek daha da büyüdü...
Artık sorunları kafaya takmanın zamanıdır ama o bizi bugünlere getiren “kafa” ve “psikoloji” ile değil...
Bize yeni bir psikoloji lazım.
Ya da! 
Neyin önemli olduğunu biri çıkıp bana da bize de söylesin... 
Onun peşine düşelim...

 

 

 

Bu yazı toplam 1688 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar