1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. "Sorunlu sayfalar okutulmayacak”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

"Sorunlu sayfalar okutulmayacak”

A+A-

Ders kitaplarına yönelik Ankara siyasetinin müdahalesi ve dini semboller dayatmasının ardından Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Burak Maviş’le buluşuyoruz.
“Okullar açılıyor ve bu kitapları ne yapacaksınız?” diye soruyorum. “Öğretmen çatışma ve gerilime izin vermeden kendi kaynağını kullanacak, sorunlu sayfalar okutulmayacak” diyor.

Burak Maviş yeni kuşak sendikacılardan, duyarlı, sorumlu, dogmalardan uzak, sloganların peşine düşerek alkış çoğaltanlardan değil… Umarım bu düzen Maviş’i de kendine benzetmez.

Ders kitaplarını, özel dersi, tam gün eğitimi, rakamları konuşuyoruz.
Elbette ilk konumuz “
Temel Eğitim Programı Geliştirme Projesi Danışma ve Üst Kurulu” üyelerine, aslında, kendi eğitimcilerine dahi sorma gereği duymadan müdahale edilen okul kitaplarımız…

Söz Burak Maviş’te…
“65 kitap var değiştirilen, ilkokullarda 24 kitap var. 2013-2018 yılları arasında ders kitapları ilk kez ülkemizde yazılırken doğru yöntem izlenmişti; bu ülkenin eğitimcileri seçilmiş ve kapsayıcı bir çalışma yapmıştı. Güncelleme ihtiyacı elbette vardır. Ancak yöntem hem akademik hem de etik olarak yanlış ilerledi. Kitaplara neler eklendiği kadar neler çıkarıldığı da önemli… Bunları göreceğiz, çünkü yüzlerce sayfanın yeniden incelenmesi gerekiyor. Görsellerle ilgili müdahaleler altı, yedi sayfa gibi duruyor. Ama en temelde kitapların bütünlüğüyle oynanmıştır. Yeni kitaplar henüz elimize ulaşmadı. Fikrimiz açık, bu müdahale sonrasında Lefkoşa’da yeni bir komisyon kurularak kitapların süratle gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Bunun için üst düzey eğitimcilerimiz ve kurul üyeleri vardır. Ayrıca bu kitapların yazarlarından da özür dilenmelidir.”

 

“Siz ne yapacaksınız?”

“Siz ne yapacaksınız” diyorum.
Öncelikle endişesini dile getiriyor eğitimci Burak Maviş…
“Tesettür üzerinden bir kamplaşma yaratılmak isteniyor, bir ayrıştırma politikası izleniyor, bu yönde ciddi endişemiz var. O nedenle kapsayıcı olacağız. Kitaplarda sorunlu sayfaların yerine alternatif dokümanlar hazırlanıyor. Bunun için bir ekip oluşturduk.”

Şu dikkat çekici ifadeyi kullanıyor Burak Maviş: “Öğretmen kitap yırtmaz.”
Okullara gönderilecek kitaplarda, öğretmenin sorunlu sayfaları yırtmayacağını anlatıyor.

“Öğretmenlerimiz çatışma ve gerilim yaratmadan duyarlı davranacak, kitap yırtmayacak ancak kendi eğitim kaynağını yaratacak, biz alternatif sayfaları son derece bilimsel olarak hazırlayarak onlara sunacağız, bu alternatif sayfalar tartışmalı sayfaların üzerine yapıştırılarak ya da eklenerek ders verilecek. Alternatif sayfaları oluştururken pedagojik dilin ötesinde işin psikolojik yanını da düşünüyoruz o nedenle uzmanlara danışıyoruz.”

Bu süreçte dikkat çekici bir başka nokta daha var!
Kitapların basımıyla ilgili maliyet, bütçede yıllardır Türkiye’den adaya gelecek mali yardım içerisinde yer alıyor. Böylece kitapların basım sürecini “maliyet” üzerinden de Türkiye yönetiyor.
İşin bu boyutunun da ayrıca tartışılması gerekiyor.

ana-foto-003.jpg

“Sendika tam gün eğitime inanıyor”

“Tam Gün Eğitim.”
Sokakta şöyle bir algı var: “Tam gün eğitimle ilgili tüm şartlar oluşsa bile öğretmen bunu istemez.”
Burak Maviş’e bunu söylediğim zaman “Öğretmenler olarak belki topluma kendimizi tam anlatamadık” diyor ve ekliyor:
“Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası olarak bizler tam gün eğitime geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Okullar 24 saat kullanılmalıdır, yalnızca çocuklar değil yetişkinlere de açılmalıdır. Avrupa’da bunun örnekleri vardır.”

Sendika “tam gün eğitim”e inanıyorsa bu mümkün mü?
“Eğitim Bakanlığı’nın tam gün eğitim iddiası asla bir dönüşümü içermiyor. Tam gün iddiası ile yaptıkları programda, geçmiş yıllara göre toplamda sadece bir ders artıyor.”

“Tam Gün Eğitim”e kademeli bir planla geçilmesini destekliyor Maviş...
“Her bölgede en hazır okulları seçelim, altyapıyı tamamlamak ve gerekli şartları oluşturmak için örneğin kendimize 2025 hedefini koyalım ve aşama aşama ilerleyelim. Haftanın beş günü tam gün eğitim olsun. Yerel yönetimlerden daha çok destek alalım, daha fazla yetkilendirelim. Önceliği gönüllülüğe verelim.”

Okulların şimdi şantiye halini aldığını, çoğu okulda branş odalarının normal sınıflara dönüştürüldüğünü anlatıyor Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Maviş, “İnşaatın sürdüğü okullarda öğrenciyi tam gün okullarda tutmak sağlıklı ya da güvenli mi” diye de soruyor.

Burak Maviş bu süreçte bir kültüre daha dikkat çekiyor: Öğretim mi yapacağız bakıcılık mı, bu sorunu aşmamız şart.”

Tam gün eğitime yönelik “öğretmen istemez” algısının özel derslerden de kaynaklandığını anlatan Burak Maviş, eğitimi ticarileştiren kitlenin yüzde 10’u geçmediğini söylüyor, bunun için tedbir alması gereken makam olarak Eğitim Bakanlığı’nı işaret ediyor…

Şu uyarısı ile tamamlıyoruz konuyu: “Tam gün eğitime ilkokul öğretmeni engel olmayacak; ancak bu yolculukta kaptan yani bakan güvenli değil, bunu anlayacağız. Tam gün eğitime geçilirken öğretmen de hakkını alacak tabii… Çünkü şu anda 25 ders saatini neredeyse tam kullanıyor öğretmenlerimiz.”

bur-7823.jpg

“Öğretmenlerin çoğunluğu da
çocuklarını özel okullara veriyor”

Toplumun tüm kesimlerinden kamu okullarına geri dönüşü başarırsak, kamusal eğitimin hem altyapı hem de kalite anlamında ileriye taşınacağına inanıyorum. O durumda öğretmen ile velinin mücadelesi çok daha ortaklaşacak, güçlenecek… Oysa şu anda toplumun özellikle de üst orta sınıfı “borçlanma” pahasına çocuklarını özel okullara gönderiyor. Bunun sebeplerini sorduğunuz zaman da aileler altyapı geriliği ve tam gün eğitim kadar okullardaki eğitim kesintilerini ve grevleri işaret ediyor.

“Bu doğru değil” diyor Burak Maviş, “İlkokullarda geçtiğimiz yıl sadece iki kez greve gidildi. Üstelik bu grevlerin gerekçeleri de yine çocukların daha iyi eğitim alması içindi…”

“Özel okullara onca yığılmanın sebebine yönelik bilimsel bir araştırmanız var mı” diye soruyorum bu kez… Böyle bir araştırma yok, ancak, kendi gözlemlerine dayanarak şu saptamayı yapıyor, Burak Maviş…
İki temel sebep var; aileler çocuklarını özel okullara göndererek çevre ve arkadaş satın alıyor aslında… Bir de statü kaygısı, çocuğumuz kolejde okusun, isteği… Demografik yapı da aileleri kamusal okullardan uzaklaştırıyor.”

“Peki, öğretmenler çocuklarını hangi okullara gönderiyor” diye soruyorum.
Bu yönde de bir araştırma yapılmadı, “Öğretmenler de yaşadığımız toplumun parçası, büyük oranda özel okula gönderiyorlar sanırım” şeklinde konuşuyor Burak Maviş…

Burak Maviş, ilkokul çağının sonuna kadar genelde kamu okullarının tercih edildiğini, sonrasında, eğer koleje girilmemişse, özel okulların tercih edildiğini dile getiriyor.

img-6634.jpg

Bu yazı toplam 2709 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar