"Soruşturma ne oldu?"
İnsan Hakları Platformu, Kutlu Adalı cinayetine yönelik ortaya atılan yeni iddialar sonrasında PGM’ye sorular sordu.
İnsan Hakları Platformu, YENİDÜZEN yazarı, Gazeteci Kutlu Adalı cinayetine yönelik ortaya atılan yeni iddiaların üzerinden 1 ay geçtiğini hatırlattı, bu konuda Polis Genel Müdürlüğü’nün yeterli ve şeffaf bir açıklama yapmadığı vurgulandı.
Yetkilileri göreve çağıran Platform, PGM’ye 8 maddelik soru sordu, soruşturmanın devam edip etmediğine yönelik bilgi talep etti.
Yazılı açıklama şöyle: Gazeteci Kutlu Adalı’nın, köşe yazıları ve araştırmaları nedeniyle tehdit edilmesi ve evinin önünde öldürülmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Cinayetin gerçekleştirildiği 1996 yılında açılan polis dosyası, herhangi bir neticeye vardırılmayıp kapatıldı. Bugün ortaya atılan iddialar, o gün de biliniyor ama halı altına süpürülüyordu. Adalı Ailesi olayı aydınlatabilmek ve yaşanan hak ihlâllerini açığa çıkarabilmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Mahkeme 2005 yılında, “cinayet hakkında yeterli – etkin ve inandırıcı araştırma yapılmadığı” gerekçesiyle mahkumiyet kararı verdi. AİHM’e göre Adalı defalarca tehdit aldı ve polise de bildirdi; fakat bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Daha sonra eşi taciz edildi ve itibarsızlaştırılmaya çalışıldı, polise deliller toplayıp götürdüğü halde işleme alınmadı. Balistik inceleme eksik bırakıldı. Ne 1996 yılında ne de AİHM kararının ardından gerçek bir soruşturma yapmak mümkün oldu. Çünkü soruşturma dosyası bir türlü nihayete erdirilmedi, tozlu rafların içinde unutuldu. Polisin bu yaptığı geçmişte bir insanın canına mal olan böylesi suçlara zemin hazırladı ve bu şekilde cezasızlık devam ettirilirse benzer vahim olayların yeniden yaşanmasının önü açılacaktır.
Son yaşanan gelişmelerle bugün döneme ilişkin yeni bir pencere açıldı. Olayın birebir tanığı olan kişiler, şu anda hayatta olan ve aslında geçmişte de isimleri zikredilen devlet yetkililerini işaret etmeye başladılar. Ayrıca Kıbrıs’ın kuzeyinde basına verilen röportajlarda, AİHM kararına paralel olarak, cinayetin işlendiği mahalledeki komşularından bile ifade alınmadığı ortaya çıktı. Yine bir diğer bilgi, Adalı’yı öldürmeye gelen 4 kişiden 1’inin Kıbrıslı Türk olduğu idi.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Polis Teşkilatı’nın, Ceza Yasası’na göre zaman aşımına uğramayan ve şikayet gerektirmeyen suç hakkında, önceden yürüttüğü soruşturmayı canlandırması gerekmektedir. Söz konusu iddiaların dile getirilmesinden itibaren 1 aya yakın zaman geçti. Siyasi irade veya Polis Genel Müdürlüğü yeterli ve şeffaf bir açıklama yapmadı. Bu coğrafyada cezasızlığın yarattığı karanlığa karşı durmak ve hakikati ortaya çıkarabilmek adına, sorumluları göreve çağırıyor ve aşağıdaki soruları şeffaf bir şekilde yanıtlamalarını talep ediyoruz.
1-Polis Genel Müdürlüğü, Kutlu Adalı’nın öldürülmesinin ardından başlattığı soruşturmayı, yeni gelişmeler ışığında devam ettiriyor mu?
2-AİHM kararında da tespit edildiği üzere, zamanında eksik bırakılan ifadeler alınmaya, – eğer ulaşılabilirse- deliller toplanmaya başlandı mı?
3-KKTC – TC arasında imzalanan adli yardımlaşma anlaşmasına göre, cinayetle bağlantısı olduğu iddia edilen kişilerden ifade alınması için TC makamları ile yazışma gerçekleştirildi mi?
4-Eğer tüm bunları Polis Genel Müdürlüğü yapmıyorsa, Bakanlar Kurulu yasaların kendilerine verdiği yetki uyarınca, güvenilir buldukları bir kişiyi soruşturma memuru olarak görevlendirdi mi? Görevlendirmediyse niye yapılmadı?
5-KKTC yetkilileri, TC’de bu konuya ilişkin soruşturma başlatılmış olmasının, Kıbrıs’ta soruşturmaya devam etmelerinin önünde herhangi bir engel yaratmadığının farkında değil mi?
6-Hükümet, Kutlu Adalı cinayetinin soruşturulmasını önemsemiyor mu?
7-KKTC Meclisi’nde önceden kurulup çalışmalarını tamamlayan Kutlu Adalı cinayeti ve dönemin faili meçhul olaylarının araştırıldığı komitenin tutanakları ne zaman açılacak?
8-Yeniden kurulmasına oy birliği ile karar verilen Meclis araştırma komitesi niye hâlâ faaliyete başlamadı? Süreci engelleyen nedir?
İnsan Hakları Platformu Bileşenleri: Kuir Kıbrıs Derneği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği - İnsan Hakları Komitesi, Sivil Toplum İnisiyatifi, Mülteci Hakları Derneği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Üçüncü Toplum Forumu.